Sevgili okurlar,
Siyaset kazanı Türkiye’de fokur, fokur kaynatılırken, elin oğlu boş durmuyor tabii ki?
Türkiye’de,” şahsa ait Türk Tipi başkanlık sistemi “
oluşturulmasının üzerinden, şurada ne kadar zaman geçti ki?
Bütün yetkileri üzerine tevdi ettiğimiz ve bir kesim tarafından kutsanan liderimiz, cumhurbaşkanımız, bulunmazımız Recep Tayyip Erdoğan, iktidarda kalmak için yeni senaryolar peşindeyken, şurada üyelik için bir otel odasında bekletildiğimiz Avrupa’da alınan kararlar, yüreğimizi yaralamaya devam ediyor!
Kısacası bizimkiler, bilmem kaç milletvekilinin fezlekesini meclise gönderirken, elin oğlu “Sözde Ermeni soykırım dosyalarını” karara bağlamanın sevincini yaşıyor..
Türk Milleti’ni derinden sarsacak projeleri hayata geçirmeye tevessül edenlere verdiğimiz “yok hükmündedir” cevapları neyi ifade ediyor ki?
İçte,” düzmece raporlar, isnat edilen hukuk dışı suçlamalar ile milletin seçip, hizmet etsin” diye meclise gönderdiklerine, nasıl çelme tak arızların hesabında olanlar, dışta Türkiye’nin itibarının ayaklar altına alınmasına, nasıl da göz yumuyorlar dersiniz?
Terör ile iltisaklılar ha?
Bu güne kadar, niye beklediniz ki?
Görev başında kaçırılan evlatlarımızı da böyle unutturmuştuk ya!
Türkiye, siyasi tarihi itibarı ile hiç bu kadar uluslar arası alanda yalnız kalmamıştı!..
Şöyle çevremize bir bakın, “kim dost, kim düşman” anlamakta güçlük çekmezsiniz!
Acı ama gerçek bu!
Bunca yıl Avrupa’da yaşıyorum..
Böyle, “çekimserlik, sessizlik, vurdum duymazlık” görmemiştim!..
Televizyon programlarının tam ortasında, bir altyazı ile duyurulan haberin özeti şu:
Hollanda Parlamentosu, Hıristiyan Birlik Partisi (CU) Milletvekili Joel Voordewind’in önerisiyle,” 1915 olayları ile ilgili Ermeni iddialarını” kabul etti.
Gözünüz aydın!
Hollanda, 2004, 2015, 2018, 2021 yıllarında da “ sözde Ermeni Soykırımı” ile ilgili aldığı kararlara, bir yenisini daha ekledi.
Elbette bu karar hukuki değil, siyasidir!
Bu kararın Türkiye açısından şimdilik, “bir yaptırımı, bir hikmeti mucibesi” yoktur ama, bu yönde atılan adımların arkasının kesilmediğine göre, elin oğlunun bir hesabı var demektir?!
Tabii ki bu karar kabul edilemezdir, hükümsüzdür..
Hiçbir parlamento, kendini hukuki sorumluluk yerine koyamaz ve bu yönde kararlar alamaz..
Ancak, bu yolda Hollanda’nın aldığı karar, Türk Milleti’ni derinden yaralamıştır,bunca yıllık dostluklara gölge düşürmüştür..
Kimse, kimseler Türk Milleti’ne “katil, soykırımcı” yaftasını layık göremez!
Hollanda aynaya baskında, biz nereye bakacağız?
Sahi, Türkiye’de neler oluyor?
Şu Gara dağlarındaki operasyonda şehit verdiğimiz üç yiğit Mehmetçiğimizin yanı sıra, 13 şehidimiz ile ilgili tartışmalar bitti mi?
Şehitlerimizin acısını bile doya, doya birlikte yaşayamadık ve “kongrelerde buluşmalar, gülüşmeler, şen şakrak göbekleşmeler ve sloganlar” eşliğinde “dünya liderine” övgüleri, nereye koyacağız?
Gelsin fezlekeler, dürülsün defterler!
Bana adını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim ha?
Suçlu bulundu, her fitnenin başı bu “Halkın Demokrasi Partisi(HDP)” öyle mi?
Kalksın, insin eller, kırılsın kalemler!
Olmadı, “ara seçime gidelim, anayasayı değiştirelim, Millet İttifakı’nı bölelim, MHP’nin başına şerefle Doğu Perinçek’i geçirelim, dünya liderimize ölümüne kadar başkanlık statüsü verelim” öyle mi?
Peki, bu S-400 Füzelerini ne yapacağız?
Ambalajında mı kalsın, Azerbaycan’a mı verelim, KKTC’ye mi gönderelim?
Ne dersiniz, sayın seyirciler?
E, inadına Kanal İstanbul!
İnadına Kongre!
İnadına AKP!
İnadına yüksek faiz!
İnadına hesapsız, kitapsız ihaleler!
İnadına kayyumlar!
İnadına atamalar!
İnadına şehir hastaneleri!
İnadına havaalanı!
İnadına köprüler, tüneller!
İnadına Millet Bahçeleri!
İnadına biskuivet!
İnadına Recep Tayyip Erdoğan!
İnadına, inadına, inadına!
En açısı da “Millet Korana” kıskacında!
Bakalım, yarın kim gelir imdadımıza?
***
Sevgili okurlar,
29 Yıl önce Hocalı’da, 63 çocuk, 70 Yaşlı,106 Kadın, 374 Erkek olmak üzere bir gecede toplam 613 vatandaşımızı katleden Ermeni katillerin hesabı son Karabağ savaşında görüldü..
25 Şubat’ı,26 Şubat’a bağlayan 1992 Yılında “soykırım “suçu işleyenleri, bulup yargılamadıktan, cezalandırmaktan öte öfkemizin dinmesi, acımızın bastırılması” mümkün değildir..
Azerbaycan ile Türkiye el ele vererek, bu katliamın hesabını birlikte sormalıdır!
Elin oğlunun aklı, 1914,1915’lerdeyse, bizim aklımız nerede olmalıdır ki?
Tarihi süreç içinde Ermenilerin, Türklere karşı işledikleri suçları anlatmaya kalksak, ciltlerce dosya olur!
Onlar dünya ülke parlamentolarına kendi dosyalarını getirirken, biz hala ne güne bekliyoruz?
İşte ASALA’nın işlediği cinayetleri, İşte Hocalı ve Karabağ’da yaşanan olayların ve bu terör örgütü PKK’nın neden olduğu toplu ölümlerin peşini bırakmamalıyız!
“Barıştan, sevgiden, saygıdan, tarihi gerçeklerden anlamayanlara”, elbette verilecek dersler var..
Anlaşılan, son ders bunlara az gelmiş!
Huylu huyundan, Türk kin ve öfkesinden vazgeçmiyorsa, onlara verilecek cevabımız olmalıdır..
Bunun da;” demokratik tavırlar ve diplomatik çıkışlarda olduğunu” unutmamalıyız!
Tüm şehitlerimizi şükran ve minnetle anıyoruz!
Allah başka acılar göstermesin, kederler vermesin!
27 Şubat 2021 Brüksel
İnadına, inadına öyle mi?
Yusuf Cinal
Bu içeriğe tepkiniz
Yorumlar (3)