Sevgili okurlar,
Bugün sizlere, yaşanılan hayattan birkaç örnek vererek, ilginizi ve bilginizi rica ediyorum..
Rica ne kelime!?
Memleket meseleleri bunlar!
Duruş, kavrayış, anlayışta saklı?
Biz, yine anlatalım ya?
İstanbul, bir dünya kenti..
Ah, İstanbul, ah!
Şimdi, sende olmak vardı ya?
Gençlik yıllarımın büyükü kenti..
Aşkların, sevgilerin, saygalıran timsali..
Güzellikler kenti İstanbul..
Kaçamak yaptığımız ve yakalandığımız İstanbul!
Galata köprüsü dibinde, balık-ekmek keyfi..
Mısır çarşısı önünde, çay simit..
Kız kulesi, şimdi ne hallerde?
Ya Sarayburnu, Sultanahmet, Sirkeci, Eminönü, Galata köprüsü..

SELAM VERMEDEN GEÇİLİR Mİ?
Gölgesine sığındığımız, asırlık çınarları ile Dolmabahçe, Yıldız parkı..
Türk sinemasının starlarını görmek için, bir aşağı, bir yukarı yürüdüğümüz İstiklal Caddesi..
Hey gidi, İstiklal caddesi, hey?
Yerinde durur mu bilmem Çiçek pasajı?
Bir Ulusun eşsiz kahramın Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının, o heybetli, görkemli Taksim’deki Özgürlük anıtı..
Selam vermeden, resim çektirmeden geçilir mi?
Kadıköyden, Harem’den, Üsküdar’dan karşıyakaya geçtiğimiz gemiler, motorlar, yolcu vapurları..
Martılara yem attığımız, rüzgarda savrulan saçlarımız, ülke adına hayallerimiz..
Ah, İstanbul ah!
Şimdi, sende olmak vardı ya?

DAYAK YEMEYEN KALDI MI Kİ?
O üzücü haber Üsküdar’dan geldi..
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, “milletin ortak alanlarına kaçak yapılar konduran, menfaat sağlayan yapıların mahkeme kararı ile yıkılmasına direnenler, süreci yöneten görevliyi tartıklıyor, dövüyor, darp” ediyorlar!..
Ülkede, dayağı hep doktorlar, gazeteciler, siyasiler mi yiyecek?
Sırası gelen nasibini alıyor!
Milyonluk, milyarlık ihaleler, hesapsız, kitapsız işler?..
Talan edilen, yakılan, yıkılan dağlar, taşlar!..
Eğilen başlar,yarılan kaşlar..
Şimdi RTÜK cezaları kapıda..
Kes faturayı, kes usta?
Had bildiren, bildirene?
Vay be İstanbul, vay?
Bu yüzünü de, biliyoruz elbette?
Kim müsade etmiş, kim izin vermiş, kim bu menaffat sağlanmasına göz yummuş ki?
Kim, kim, kim?
Memlekette, deveyi hamudu ile götürüyorlar, bizim de derdimize bak?

KİM OLSA İYİDİR?
Bir başka haber ise, Ankara’dan geldi..
Türk Hava Yolları(THY) uçağı, peronda uçmaya hazır, bir yolcu bekleniyor..
Uçak içindekiler sinirli, öfkeli ve tepkili?..
Rötar uzuyor, tepkiler sloganlara dönüşüyor!..
THY Personali ortada yok, belli ki, önemli bir şahsiyet bekleniyor?..
Kim mi, çıkageldi?
Haberiniz, yok mu?
Kim gelecek, Maliye ve Hazine Bakanı Nuredden Nebati!
Pişkin bir gülüş, tepkiler dinmiyor..
Bakan Nureddin Nebati, o istihzai bir gülümseme ile tepkili yolculara, ne mi derse iyi?
“Ne olmuş yani, Cumhurbaşkanımız seçim kazandı..Coşku yaşadık, geçiktik!””
Vay be, Türkiye!
Şükredelim ki, Devlete ait uçaklardan biri kendisine tahsis edilmemiş..

ANKARA, ANKARA!
“Coşku yaşamak ya”, öyle sıradan coşku değil bu?
Ankara Beştepe Saray’ının tüm ışıkları yakıldı..
Devrin hakiminin, balkon konuşması bekleniyor..
Ellerinde Türk Bayrakları olanlar ile  bozkurt ve rabia  işareti yapanlar, saray alanına doluştular..
Televizyonlar, çoktan canlı yayına başladı bile..
Ülkenin, fakir fukara evlatları, yapılacak zafer konuşmasını bekliyorlar..
AK Parti ile moda olmuş, bir durum bu!
Şaşırmamak gerek!

COŞKU SELİ!
Renkli ve görkemli ışıkların, yüzlerine vurduğu, bir Ankara akşamı..
Ankara’da, o bildik nakaratlar tekrarlanıyor..
“Yaşa, varol, yaşa, varol!”
Ülkenin yoksul insanları, büyük bir coşku seli içinde, ülkedeki secim zaferini kutluyor..
Kutlamanın sesi, yankıları, taa Brüksel’e, Berlin’e, Londra’ya, oradan Amsterdam’a, Viyana’ya yansıyor..
Brüksel sokaklarında, otomobiller cirit atıyor, Türk Bayrakları sallanıyor, AK Parti bayrakları ellerde, kornalara basılıyor, otomobillere gazlar veriliyor, maytaplar atılıyor..
Şehir tam bir alabora içinde..
Brüksel, “Brüksel olalı böyle farklı bir zafer kutlamasına tanıklık” etmedi ya?
Bir şenlik ki, ama şenlik?

ALIŞIK COŞKULARDAN DEĞİL?
Belçikalılar şaşkın mı, şaşkın, sokaklara fırlıyorlar, kimi pencerelerde?
Alışık coşkulardan değil bu?
Durumu öğrenince, daha da şaşıkınlar?
Zira, “Belçika’da siyasi zafer sonrası, böyle bir kutlama, böyle bir coşku selinin oluşmasına hiç, ama hiç tanıklık etmediklerini, açık yüreklilikle”, ifade ediyorlar..
Bu durumu gören, “sağduyulu vatandaşlarımız, gelecek adına” tedirgin?...
Tedirginliklerinin arkasında, “elbette bu coşkuyu, bu zaferi, bu kazınımı, gecenin bu saatinde maytapların patlatılması, bayrak sallanılması, sokakların işgali”, ırkçı ve yabancı düşmanı siyasi partilerin tepe, tepe kullanacakları kuşkuları var!..

KORKU VE ENDİŞE KAYNAĞI?
Acı ama gerçek şu ki;  AK Parti siyasetlerinin arkasında, bir “Neo Osmanlıcılık” vurgusuna, “ Milliyetçi, İslamcı” söylemlerin de eklenmesi, “korku ve endişenin”, bir başka kaynağı olarak, gazetelere de yansıyor!
Belçika’da, 2024 Yılında seçimler var..
Aynı tarihte, Türkiye’de de yerel seçimler yapılacak..

LÜTFEN, SAĞDUYU VE İTİDAL!
Elbette insanların, taraftarların, sempatizanların, militanların, “zafer kutlama, coşkuyu yaşama hakları”, bakidir..
Ama, bütün bunları, “yasalar, yerel temayüller çerçevesinde yapmak, kent hayatını riske atmamak, insanları rahatsız etmemek şartıyla yaşayabileceğini” unutmayınız!
Avrupalı Türklerin,” bu şartlara, kurallara, yasalar uyma mecburiyetleri, Türkiye’dekilerden daha fazla olduğunu” söylememize, gerek varmıdır?
Solingen faciasının yaşandığı 30.Yılında, unutmamız gerekenleri, bir daha hatırlamak, sorumluluk bilmek, üstlenmek çok önemli..
Ah be Sivas, ah be Solingen!..
İnsanlığın yakıldığı,tükendiği adresler!
Bizler, “buralarda farklı kültürün, ülkenin temsilcileri” olarak “yabancı” olarak görüldüğümüzü unutmamalıyız!
“Irkçı, yabancı düşmanı ve İslamofobik olaylara”, sebebiyet vermemeliyiz!
Her şey tadında ve yerinde güzeldir!..
Lütfen, daha sağduyu ve itidalli hareket edelim!
Yusuf Cinal yazıyor, 31 Mayıs 2023