Sevgili okurlar,
Ülkede, gündeme getirilen "sahipsiz hayvanların uyutularak" bir çözüme kavuşturulması yolundaki hazırlıklar, gerçekten büyük tepki çekmeye devam ediyor.
Özellikle, "hayvan dostları ve hayvan sever derneklerin harekete geçmesi ile yasal tasarruf hazırlıkları, yüksek telden eleştiriliyor, uygulamadan vazgeçilmesi yolundaki istemler, seslendirilmeye", devam ediyor.
Bu konuda, "sadece hayvan severlerin çabaları" yetmez!
Gördük ki, belediyelerin de " hayvan barınakları" kurması, bu iş için çözüm olmadı!?..
Gerçekten, "sahipsiz kedi, köpek ve diğer canlıların kent yaşamı içindeki varlığı tartışılmalı, bu konu hal yoluna konulmalı ve uygun bir çözüm" bulunmalıdır..
Ama, hayvanları öldürerek, kısırlaştırarak, bir yere varılamaz!

BU İŞ DE, EĞİTİM İŞİ!
Bu iş de, bir eğitim işi?
Maalesef, hayvanlar konusunda, insanlarımızın farklı görüşleri var..
Gayet, normal bu!
"Dini açıdan, hayvanlara farklı yaklaşanlar kadar, kedi ve köpekler ile diğer canlıların kent yaşamı içindeki varlığından tedirgin olanların sayısı da" bir hayli yüksek..
Peki, ne olacak?
Bu sorun, nasıl bir çözüm bulunacak?

Şöyle Ankara'ya kadar uzanıp, ne olup, bittiğine bir bakalım mı?

YASAL HAZIRLIK?
Bizim Sakarya Gazetesi, manşetinde de yer alan habere göre," Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın talimatıyla, hayvan hakları kanununda yapılacak değişiklikle, sahipsiz sokak hayvanlarının uyutulması, meclis gündemine geliyor. Bu konuya vatandaşlardan sert tepki geldi. Vatandaşlar sokak hayvanlarının uyutulmasını, adil ve vicdani olmadığını belirterek alternatif yöntemlere yönelmek gerektiğini vurguladı. Hayvan severlerden biri, "Bu yöntem, hayvan haklarına tamamen aykırı. Uyutma çözüm değil, katliamdır" bilgisi paylaşılıyor..
Haber, gayet açık ve net!
Belli ki, sorun büyük!..
Sadece, bir kentten değil, birçok kentte yaşanan sorun, artık ülke gündeminde..
Yani, "konu iktidarın ajandasında" bulunuyor..
Öyle, ya da böyle, soruna bir çözüm bulunacak..
Ama, "hayvanları uyutmak, sonra da gereğini yapmak, ne kadar vicdani ve ahlaki" olur?
Hayvanların yaşam hakkı, özgürlükleri, doğal ortamda varlığının dibine kibrit suyu mu dökülecek?
Değilse, insanları tatmin edecek, bir çözüm bulunmalı..
Sanırım, böyle bir şey olmayacak, amma ve lakin, sorun büyük!..

SAHİPSİZ HAYVANLAR?
Bakınız, basına da yansıyan haberleri, hatırlayınız!
Merkez ilçeler yanında, Karasu, Akyazı, Hendek ve diğer ilçelerde, "sahipsiz sokak köpeklerinin neden olduğu olaylar" hepimizi üzdü..
Sokaklarda, başı boş olan, aç ve susuz kalan bu hayvanlar, elbette, bu halleri ile canavarlaşabiliyorlar!!..
Hele de, birkaçı bir araya gelirse, Allah korusun!
İkamet ettiğim, Mithatpaşa Mahallesi de, kedi ve köpek kaynıyor!..
Kedilere yardım edenler, çok olmazsa, bile hatırı sayıda var..
Ama, köpekler, sürekli gezdikleri, adres değiştirdikleri için, beslenme konusunda, çok şansızlar!..
Öyle kediler gibi, çöp bidonlarına da tırmanamıyorlar?
Tırmansalar bile, ne tür yiyecek bulabilecekler ki?
İşte, "bu sahipsiz köpeklerden birkaçı bir araya gelerek, komşumun hobi olarak beslediği kümesini parçalayarak, kümes içindeki hayvanlarını" parçaladılar..

BU DA ÇÖZÜM DEĞİL?
Gecenin bir yarısında, kimse dışarıya çıkma cesareti gösterememiş?
Bu canavarlaşan, sahipsiz köpeklere, kim ne yapabilir ki?
Eh, bunları toplayalım, kulaklarına da bir küpe takalım, salalım alana?
Bu da, bir çözüm değil?

Bu konuda, veteriner hekimler ne diyor?
Onları dinleyen, görüşlerini soran var mı?
Onların, bu konudaki çözüm önerilerini de dikkate alarak, bu konu, bir çözüme kavuşturula bilinir..
Mesela, Avrupa Birliği(AB) ülkeleri, bu sorunu nasıl çözmüşler?
Uzun yıllar yaşadığım Belçika'da, torunum Okan'ın Charli adında bir köpeği, Ozan ile Ayla torunlarımın kedileri ve Elif kızımın küçük bir kaplumbağası var..
Aile içinde, bu hayvanlar seviliyor, kabul görüyor ve gerekli ihtiyaçları sağlanıyor..
Masrafları da küçümsenemez hani!..

Türkiye'de ekonomi dibe vurmuşken, "bir de kedi, köpek için masrafa kim, kimler", girebilir ki?

SOKAK HAYVANLARININ KURTULUŞU?
Türkiye'de, bunu başaranlarda yok değil..
Mahallemde, "evlerinde besledikleri hayvanları gezintiye, hava almaya çıkaranları" görüyorum..
Belçika'da, "hayvanlarını sokağa çıkaranların ellerinde eldivenleri, dışkıları toplamak için poşetleri bulunduğu gibi, hayvanların, çişlerini yapacakları açık, ama belli alanlarda tuvaletleri" bulunuyor..
Belediyelerin, hayvanlar için, bu hizmeti verdiğini hatırlatmalıyım..
Sokaklara kirleten hayvanların sahiplerine ise, cezalar öngörülüyor..
"Her hayvanın, mutlaka kulağındaki küpesindeki cip vasıtası ile takip edildiğini", sanırım anlatmama gerek yok?..
Öyle, " köpeğim öldü, falan yere gömdüm" diyerek işin içinden çıkamazsınız?
"Hayvanlarınızın ölüm, kaza ve diğer durumlarını yetkililere bildirmenizin" mecburiyeti var..
İşte, "bu hayvan severlerin çoğalması, sokak hayvanlarının da kurtuluşu" olabilir..
"Olabilir" diyorum, "bu kadar sorumluluk altına kim, kimler girebilir" değil mi?

YASA ÇIKARMAK?
Sokakta kedi, köpek kalmamalı!
Öyleyse," öldürelim gitsin, anlayışı" ise Türkiye'ye yakışmaz!..

Bu konuda, "yasa çıkartmak ta", işi halletmez?..
Hangi yasaya, uyuyoruz ki?
Bu işi, zamana yayarak, çözüme kavuşturmak en iyisi..
"Okullardan başlayarak, insanımızı hayvanlar konusunda bilgilendirilmeli, eğitmeli ve onlara sorumluluklar "yüklemeliyiz!..
Bu işin, başka yolu yok!
Yusuf Cinal yazıyor, 25 Mayıs 2024