MUHALEFETTEN ZAMLARIN GERİ ALINMASI TEKLİFİ GELDİ
Dediğim gibi TBMM’yi sık sık takip ederim.
Demokrasilerde milli iradenin yegâne temsilcisi Milletinin Meclisidir, çünkü...
Ben de ‘milletin iradesi ne denli yansıtılıyor’ diye dinler, izler, olmadı tutanaklardan okurum.
Yıllardır bu böyle…
Bütün samimiyetimle söylüyorum, son zamanlardaki kadar -karar ve kanunlar bakımından söylüyorum- milleti ile bu kadar kopuk bir Meclis görmedim.
Kısa tatil kararından önceki son oturumda ilgili melek mensuplarının ve temsilcileri olan sendikaların hiçbirinin kabul etmediği Öğretmenlik Meslek Kanunu çıktı mesela…
Ama milletin ve muhalefetin arzusu olan ‘zamlar geri alınsın’ ve ‘tarım politikaları yeniden gözden geçirilsin’ içerikli teklifler yine reddedildi.
Bugün CHP’nin “Temel mal ve hizmetlere yapılan zamların geri alınması ve bu zamlar karşısında ezilen vatandaşların gelirlerinin reel olarak arttırılması” talepli önergesini ele alalım.
Diğerlerini bilahare değerlendiririz,
Önergenin gerekçesini ve üzerinde yapılan lehte ve aleyhte konuşmaları özetle aktarıyorum.
CHP GRUBU ADINA EDNAN ARSLAN;
Adalet ve Kalkınma Partili hatipleri dinlerken dehşete kapılıyorum.
Sanki bu ülkede hiçbir kriz yokmuş gibi, ekonomik kriz yokmuş gibi, insanlar elektrik faturalarından dolayı “Covid değil, elektrik faturaları öldürdü." dememiş gibi, camlarına “devren kiralık” “devren satılık” diye ilanlar asmamış gibi, doğal gaz faturaları bu ülkede hiç fahiş gelmiyormuş, insanlar, 80 yaşındaki insanlar ceketini giymiş, “Ya, doğal gazı yakamıyorum. O yüzden, üşümeyeyim." deyip sokaklarda dolaşmıyormuş gibi bir manzara çiziyorlar.
Buna ancak ve ancak “el insaf!” denir, başka da bir şey denmez.
Ülkemiz derin bir ekonomik krizin içerisinde ve maalesef, bu derin ekonomik kriz bu tek adam rejimi sonlanmadan da bitecek gibi gözükmüyor.
1 Temmuz 2021 tarihinden bu yana değişmeyen elektrik fiyatlarına yılın son gününde... Ya, insanlar evinde oturuyor -2021 kötü geçti, pandemi var, ekonomik kriz var- iyi bir şeyler umut etmek istiyor. İnsanların umutlarını bile karartacak şekilde bir zam yaptınız ve bu zamla maalesef, insanlar şu an kara kara düşünüyor.
2021 yılında yapmış olduğunuz zamların tamamı şudur: Konutlarda yüzde 72 ila yüzde 159; ticarethanelerde, sanayi kuruluşlarında yüzde 159; tarımsal sulamada yüzde 121. Elektriğe zam demek, enerjiye zam demek iğneden ipliğe her şeye zam demektir. Bu zamları yaptığımız zaman, ortaya hemen bir kurum çıkıyor, EPDK; bu özel şirketleri hemen koruma altına alıyor ve çıkıp ne diyor bize? Diyor ki: “Dünya spot piyasalarında artan kömür fiyatları ve doğal gaz fiyatlarından dolayı mecburen bizler de zam yaptık. Kömür fiyatlarına 5 kat, doğal gaz fiyatlarına 10 kat zam geldi.” Ama maalesef gerçek bu değil. Evet, kömür fiyatları bir dönem 70-80 dolarlardan 240 dolarlara çıktı ama 2021 yılını 150-170 dolar bandında kapattı yani 5 kat değil, 2 kat bir artış söz konusudur. Benzer bir şekilde, doğal gaz fiyatları da biraz artmış, 2,5 kat civarında ama son düzlükte ise 2021 yılındaki toplam artış 10 kat değil, 1,4 kattır. EPİAŞ yani enerjinin borsası ne diyor? Elektrik satış fiyatlarını belirlerken 1 kilovatsaat elektrik için “100 kuruş” diyor. Ocak ayında en yüksek bedel için ne diyor? “134,5 kuruş” diyor. Yaptığınız zamlar maalesef bunların çok çok üstündedir. Peki, bu da şirketleri kollamak değildir de nedir?
Cumhurbaşkanı, en son Kabine toplantısından sonra çıktı “Bu fahiş elektrik fiyatlarıyla ilgili bir düzenleme yapacağız. 150 kilovatsaat olan ilk kademeyi 210 kilovatsaate çıkaracağız.” dedi ve bu, vatandaşların faturalarında sadece ve sadece 41 liralık indirimdir. Yani faturanız 500 liraysa da bin liraysa da sadece ve sadece 41 liralık bir indirim yapılacak. Şimdi, Sayın Cumhurbaşkanı fahiş faturalardan bahsediyor. Ya, el insaf yani ilkokul düzeyinde matematik bilen ve biraz vicdanı olan insan bu zamları yapmadan önce bir hesap yapar, faturaların bu kadar yüksek geleceğini öngörürdü. (CHP sıralarından alkışlar) Bu öngörüsüzlüğünüz millete ağır faturalara mal olmaktadır.
Şimdi, 41 lira indirdiniz; peki, ocak ile şubat ayında 38 milyon konut abonesi var, hesapladığınızda 1,6 milyar TL bu şirketlerin cebine girdi. Peki, şubat ayı faturalarında bu şirketlerin cebine giren 1,6 milyar TL’yi vatandaşlarımıza iade edecek misiniz? Bunu soruyoruz buradan.
Bir de, tabii, şöyle bir şey var: Vatandaşa geldi mi suspus ama şirketlere geldi mi onları korumak adına şahin kesilen EPDK, Elektrik Üretim AŞ'nin yani bu milletin vergileriyle kurulmuş olan elektrik santrallerinden üretilen elektriğin kilovatsaatini 31,86 kuruştan bu tedarik ve dağıtım şirketlerinin satın alması kararı aldı. Yani bu şirketler benim ürettiğim, benim vergilerimle oluşturulmuş, kurulmuş santrallerdeki elektriği 31,86 kuruştan bana satın alacak, sonra gelecek benim sanayicime 2,22 liradan satacak, konut abonesine 2,06 liradan satacak, 5-6 kat üstüne katarak gelir elde edecek. Ya, bunu neden yapar bir ülke, niçin yapar bir ülke?
Bakın, ülkemiz tarımsal sulamada 10 milyar kilovatsaat elektrik tüketiyor. Bu Elektrik Üretim AŞ marifetiyle bu dağıtım şirketlerine 60 milyar kilovatsaat elektrik satıyoruz. Ya, biz neden çiftçimize tarımsal sulamada kullanması için bu elektriğin kilovatsaatini 31,86 kuruştan vermiyoruz? Neden yapmıyoruz bunu? Bunu yapmamamız için herhangi bir neden var mı; eğer bu şirketleri kollamaktan başka bir gerekçemiz yoksa? Bakın, Ocak 2022’de bir ailenin asgari düzeyde elektrik, doğal gaz, su, internet ve telefon giderleri yaklaşık 1.025 lira yani asgari ücretin dörtte 1’i. 230 kilovat elektrik kullanan, 89 metreküp doğal gaz kullanan ve ayda bir sefer 50 litre benzin alan bir kişinin aylık faturası 2022 yılında 541 lira artmıştır. Bu gerekçelerle, bu önergenin desteklenmesini diliyor, yüce heyetinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
İYİ PARTİ GRUBU ADINA MEHMET METANET ÇULHAOĞLU
Anayasa’mıza göre yönetim erkinin vatandaşı ve tüketiciyi koruması gerektiği açıkça belirtilmesine rağmen iktidar ne yapmakta? Halkın cebinden alıp dağıtım şirketlerinin kasasına koyma alışkanlığına devam etmektedir. İki üç yıldır enerji sektörünün uluslararası borçlarını finanse etmek üzere değişiklik yaptınız. Üstüne bir de bu şirketlerin kamuya olan yükümlülüklerini ya ertelediniz ya da affettiniz.
Kısaca, vatandaşlarımızın cebinden şirketlere sermaye transferi yapmaya devam etmektesiniz. En son yapılan zamların sosyal patlamalara da neden olabileceğini neden görmemekte ısrar ediyorsunuz? İktidarınızda dağıtım bedeli özelleştirmelerden sonra yüzde 500 artmış, enerji bedeli yüzde 480 artmış; bunlardan alınan vergiler de birinci kademe mesken için yüzde 240, ikinci kademe mesken için yüzde 425 artmış. Son olarak, iktidar 1 Ocak 2022 sabahı elektrik üretimi için kullanılan doğal gaza yüzde 15, konutlarda yüzde 25, sanayide yüzde 50 zam yaptı.
İktidarınızda Başkan dayanmayan TÜİK, bugün enflasyon rakamlarını -tüketici enflasyonu yüzde 48,69; üretici enflasyonu yüzde 93,53 olarak- açıkladı. Bu, yirmi yılın en yüksek enflasyonu. Fakat vatandaş çarşı, pazar; elektrik, doğal gaz faturalarına bakıyor, bu rakamı gerçekçi bulmadığını da ifade ediyor.
ENAG ise enflasyonu yüzde 114,87 olarak açıkladı. Vatandaşın enflasyonu işte bu. Vatandaş 2018 yılında mazotu 5 lira 65 kuruştan, 2022 yılında benzini 14 lira 34 kuruştan, 2018 yılında yine benzini 6 lira 28 kuruştan ve 2022 yılında da 14 lira 53 kuruştan alıyorsa vatandaşın enflasyonu yüzde 114,87’dir. Siz gizleseniz de enflasyonu düşük gösterseniz de milletimiz zamlardan bunaldı, “Artık yeter!” diye bağırmakta.
Evet, İYİ Parti olarak biz, Anadolu’nun her köşesinde dert dinliyoruz. 20 metrekare döner dükkânı olan bir esnafımızı ziyaretimizde, oturacak bir masası olan, paket servisi yapan dükkânında elektrik faturasını çıkarttı, ocak başında, daha zamlı tarife uygulanmadan önceki elektrik faturası 1.250 Türk lirası, doğal gaz faturası da 1.200 küsur lira.
6 kişi çalıştırırken hepsini işten çıkardığını, eşini ve oğlunu çağırdığını, kendisinin de 55 yaşından sonra motosikletle kuryelik yapmaya başladığını feryat ederek anlattı. Bu yalnızca bir örnek, yüzlercesini dinliyoruz. Sizler duyun diye anlatıyoruz. Özellikle, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin başladığı 2018 tarihinden itibaren başta elektrik, akaryakıt ve doğal gaz fiyatlarında yapılan zamlarla milletimizi isyan etme noktasına getirdiniz. Tekrar belirtiyorum, Meclis araştırma önergesini desteklediğimizi ifade ediyorum.
HDP GRUBU ADINA MAHMUT TOĞRUL
Ben de Genel Kurulu, ekranları başında bizleri izleyen sevgili halkımızı saygıyla selamlıyorum.
Şimdi anlatacaklarımda tabii, AKP’li sözcüler biraz sonra çıkacak buraya, diyecekler ki: “Biz Avrupa’nın hatta dünyanın en ucuza enerji sağlayan ülkesiyiz. Aslında halkımızın ödeyeceği 4 liranın 3’ünü biz ödüyoruz –sanki babalarının cebinden ödüyorlar- 1 lirasını halkımızdan alıyoruz.” diyecekler ama gerçek öyle değil. Cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizi yaşanıyor değerli arkadaşlar. Cumhuriyet tarihinde hiçbir dönem böyle olmadı. İnsanlar temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor; ısınamıyor, barınamıyor, aydınlanamıyor ve en asgari giderlerini karşılayamıyor. Bakın, elektrik ve doğal gaz fiyatlarındaki son artışlar artık herkesi etkilemiş durumda. Sadece son bir yılda elektriğe birinci kademede yüzde 72,5 zam, ikinci kademede yüzde 161,1 olmak üzere ortalama yüzde 88,5 zam gelmiş. Yine, konutlarda kullanılan doğal gaza yüzde 42,3 oranında zam yapılmış. Benzin fiyatları yüzde 101,3 artmış, motorin fiyatları ise yüzde 121,2 oranında artmış. Vatandaş şu anda elektrik ve doğal gaz faturalarını ödeyemiyor, veryansın ediyor.
Bakın, Bingöl’de sizin için bir sergi açılmıştı, elektrik faturaları sergisi. Vatandaş isyan ediyor, diyor ki: “TEDAŞ zulmüne hayır. Ülkede soygun var.” Ama siz, maalesef bir algı yaratıyorsunuz ve bu algıya önce kendiniz inanıyorsunuz, sonra da halkın inanmasını bekliyorsunuz. Halk bire bir yaşıyor, bire bir bunun sorumluluğunu taşıyor.
Bakın, sayın vekiller, siz, asgari ücrete yüzde 50 zam yaptınız. Sadece doğal gaza, elektriğe, suya gelen zamlara baktığınızda yüzde 100’ler seviyesinde. Verdiklerinizi daha yılın ilk bir ayında aldınız. Asgari ücretliler böyle de emeklilerin durumu daha vahim. Siz, emekliye yüzde 26 zam yaptınız ama en temel girdilere, doğal gaz, elektrik, su gibi girdilere ise yüzde 100’leri aşan zamlar yapıldı. Bakın, bu gelen zamlar her şeye yansıyor. Tarıma yansıyor, sanayiye yansıyor, hane halkına yansıyor.
Siz istediğiniz kadar güzelleme yapın. Biraz sonra sözcünüzü dinleyeceğiz, ben hiç şaşırmayacağım çünkü gerçekten artık halkın karşısında siz utanma duygunuzu yitirmiş durumdasınız ve bir algıyı yaratıp kendiniz o algıya inanıyorsunuz, halkın da inandığını sanıyorsunuz. İnanın en kısa zamanda halk sizi götürecek. Artık bunun farkına varın ve halkın temel girdilerinin en azından bir kısmının bu zor dönemde karşılanması için ailelere hane halkı yardımını bir an önce çıkarın. Gelin, bu araştırma önergesini hep birlikte destekleyelim ve halkımızı bir nebze olsun rahatlatalım diyorum.
AK PARTİ GRUBU ADINA TANER YILDIZ
Dünyada ekonomiler globalleşiyor, politikalar ulusallaşıyor ve özellikle enerji sektörü açık pozisyonun en önemli olduğu sektörlerden bir tanesidir. Tehditlerle fırsatların beraberce yönetilmesi gereken bir sektördür ve paradoksları yönetmeniz gereken bir sektördür. Her birine çok kısa örnekler vereceğim. Mesela, üretici sizin, vatandaş sizin, çiftçi sizin, esnaf sizin. Üretici için daima ucuz, tüketici için daima pahalı olan bir kalemden bahsediyoruz; elektrik fiyatları, doğal gaz fiyatları; et böyle, süt böyle, yumurta böyle. Ama üretici de sizin yani öyle bir fiyatlama yapmanız lazım ki o fiyatlamadan Türkiye’de yapılan her türlü yatırım -özel veya kamu ayırımı yapılmaksızın- mutlaka vatandaş tarafından tarife yoluyla finanse edilen yatırımlardır. İster modeliniz işletme hakkı devri olsun ister yap-işlet olsun ister yap-işlet-devret olsun ister bir finansman modeliyle olsun her biri mutlaka vatandaş tarafından tarifeyle finanse edilen bir yatırımdır.
Türkiye, büyüyen bir ülke ama enerji sektörü Türkiye'nin büyüme hızından daha hızlı büyüyen bir sektördür. Doğal gazda geçen yıl yüzde 23 tüketim, elektrikte ise yüzde 8 tüketim büyümesi oldu ve öyle bir metayla karşı karşıyasınız ki azının çok zarar ama çoğunun da az zarar olduğu bir kalemi üretmek zorundasınız. Aynı Türkiye’de son yirmi yıl içerisinde doğal gazın tüketilmediği için “take or pay” dediğimiz “al ya da öde” kalemleri yükümlülüklerinde beş yıl boyunca kullanmayıp da aldığı doğal gaz olmuştur. Şimdi, o yüzden diyorum ki bunun azı çok zarar, çoğu da az zarardır yani öyle bir paradoks yönetmek zorundasınız.
Pandemiyle beraber dünyadaki bütün arz ve talep dengeleri bozuldu arkadaşlar. Türkiye’de sekiz bin yedi yüz kırk saat içerisinde öyle enerji çeşitlendirilmesi yapmanız lazım ki bunun içerinde kırk saat enerji kesintisi bile olsa sizin sekiz bin yedi yüz saatlik yaptığınız imalatların her biri tartışılır.
O yüzden çok fazla kalem var ve ben, Grup Başkan Vekilimizden ve arkadaşlarımızdan bu tehditleri, fırsatları, bu SWOT analizlerini beraberce değerlendirebileceğimiz, daha geniş bir zamanda bunların tartışılabileceği bir ortam talep ediyorum.
Sonuç; Önerge AKP ve MHP oylarıyla RED…
Zamlara devam…