(İPA) İstanbul Planlama Ajansı’nın yaptığı “Eğitim Kurumlarında Özelleşme ve Dönüşümün Eğitim Hakkı Üzerinden Değerlendirilmesi” çalışması özel okulların durumuna ayna tuttu.

Buna göre, düz liselerin ve dershanelerin kapanması ile özel okullara olan talebin arttığı vurgulandı. Ayrıca özel okul masrafını karşılayamayan öğrenci velilerinin ise imam hatip liseleri ve meslek liselerine yönelmek zorunda kalıyorlar.

Çalışmada okulöncesinden liseye kadar tüm kademeler incelendi ve İstanbul’da özel okulların geldiği boyut ortaya konuldu. Buna göre kademe kademe değişim 4+4+4’e geçildikten sonra şöyle gerçekleşti:

Okulöncesi eğitim kurumlarında özel sektörün varlığı İstanbul’da daha fazla ön plana çıkıyor. 2022-2023 itibarıyla Türkiye’deki okul öncesi kurumlar arasında özel okul oranı yüzde 19,76 iken, bu oran İstanbul’da yüzde 43,43. Kentteki 39 ilçenin 31’inde özel okulöncesi kurumların daha fazla olduğu aktarıldı. Raporda bu verilerin İstanbul’daki okulöncesi eğitimin çok büyük oranda kâr amacı güden özel sektöre bırakıldığını gösterdiği ifade edildi.

Bu durumun aileleri de olumsuz etkilediğine dikkat çekilen raporda şunlar denildi: “Öncelikle, çocuğun okul desteğiyle yaşayacağı bedensel, ruhsal ve sosyal gelişim ertelenmektedir. İkinci olarak ise, halihazırda ev işleriyle ilgilenmek zorunda bırakılan ve istihdamda yer alamayan anneler, çocuğun bakımıyla gün içinde en azından bir sene daha ilgilenmek durumunda kalmaktadır. Bu durumu, annelerin istihdama katılmasının önünde bir engel teşkil ettiği şeklinde yorumlamak mümkündür. İstihdamda olan anneler için ise evde çocuk bakımının sağlanması daha da problem olmaktadır.”

İlkokul seviyesine gelindiğinde, İstanbul’un özel okullar konusunda Türkiye ile farkı daha da artıyor. 2012-2013 döneminde 992 olan Türkiye’deki özel ilkokul sayısı 2.065’e, İstanbul’da ise 279’dan 583’e çıktı. Kentte 2012-2013 eğitim öğretim yılında yüzde 17,93 olan özel ilkokul oranı, 2022-2023 eğitim öğretim yılında yüzde 35,44’e yükseldi.

Özel ilkokullarda okuyan öğrenci sayısı son 10 yıl içinde 2019-2020 eğitim öğretim yılına kadar hem Türkiye’de hem İstanbul’da sürekli bir artış gösterdi. Ancak pandemi sebebiyle uzaktan eğitime geçildiği dönemde hem Türkiye’deki hem de İstanbul’daki özel ilkokullarda okuyan öğrenci sayıları azaldı. Özel ilkokulların oranı yüzde 35,4 olmasına karşın buralarda okuyan öğrenci oranı yüzde 10,7’de kaldı.

Raporda Beylikdüzü, Ataşehir, Çekmeköy ve Üsküdar ilçelerinde özel ilkokul sayısının devlet ilkokul sayısından daha fazla olduğu aktarıldı. Bu ilçelerden Beylikdüzü ve Ataşehir’de özel ilkokulların neredeyse onar tane daha fazla olduğu ifade edildi.

Ortaokul:

Özel ortaokulların sayısında pandemiye kadar artış ve pandemiden sonra ise azalış yaşandı. Pandemi öncesinde Türkiye’de 2351, İstanbul’da 645 olan özel ortaokul sayısı 2022- 2023 eğitim öğretim döneminde Türkiye’de 2266’ya İstanbul’daysa 609’a düştü. İstanbul’daki özel ortaokulların tüm ülkeye oranına bakıldığında ise kentte Türkiye’ye göre üç kattan fazla özel ortaokul olduğu görüldü. Okul sayısı azalsa da özellerde okuyan öğrenci sayısı son iki yılda tekrardan artışa geçerek Türkiye’de 376 bin 426 İstanbul’da ise 108 bin 450 oldu. Okulların aksine artış gösteren öğrenci sayısı özel ortaokullarda da derslik başına düşen öğrenci sayısını artırdı.

Bu durum, okul öncesi ve ilkokullarda olduğu gibi İstanbul’un sermaye tarafından eğitim alanında bir yatırım bölgesi olarak tercih edildiği anlamına geliyor.

Ortaöğretimde her ne kadar hem Türkiye’de hem İstanbul’da bir düşüş eğilimi olsa da ülkedeki özel lise sayısı tüm liselerin yüzde 46,2’sini kentte ise yüzde 68,1’ini oluşturuyor. Rapora göre bu durum, velilerin özellikle üniversite ve hazırlık dönemindeki çocuklarının devlet liselerinde gerekli eğitimi alamayacağını düşünmeleri olarak yorumlanabilir. Dershanelerin kapanması öncesinde, pek çok velinin çocuklarını hem dershaneye hem liseye gönderdiği bilinirken, dershanelerin kapanması sonrası veliler çocuklarını devlet liselerinden alıp özel liselere gönderme oranları da arttığı raporda vurgulandı.  Lisede imam hatip ve meslek ağırlığının artmasının da bunda etkili olduğu aktarıldı.

Rapora göre eğitime bütçeden ayrılan payın en düşük olduğu ülkelerden birisiyiz;

Türkiye’de ilköğretimden yükseköğretime kadar öğrenci başına yapılan yıllık harcama ortalama 5.425 dolar, OECD ülkeleri ortalamasında ise 14.209 dolar.

Türkiye’de GSYH’nin yüzde 4,2’si eğitim kurumlarına harcanırken, OECD ülkeleri ortalamasında bu oran yüzde 4,9.

Türkiye, ilkokul kademesinde kamu harcamalarının payının en düşük, özel harcamaların payının en yüksek olduğu OECD ülkesi.

Türkiye’de ilkokul kademesinde özel harcamaların payı yüzde 23, OECD ortalamasında bu oran yüzde 6.

Türkiye’de ilkokul kademesinde hane halkının yaptığı eğitim harcamalarının payı OECD ülkeleri ortalamasının yaklaşık dört katı.

Türkiye’de okul öncesi eğitime yapılan kamu harcamalarının payı yüzde 78 ile OECD ortalaması olan yüzde 86’nın altında.