Sevgili okurlar,
Özellikle son yazılarımla ilgili olarak, gösterilen ilgi, beni ziyadesiyle mutlu etti..
Nasıl mutlu etmesin?
Ulaşan tebrik mesajları arasında, yakınlarımın, arkadaşlarımın, dostlarımın yanı sıra gazeteci meslektaşlarımın ve hele de öğretmenlerimin olması, ne kadar gurur verici bir bilseniz!
Tüm okurlarım şahsında, “SATSO eski Başkanı Sakarya Kent Şurası kurucusu, iş insanı hemşerim Erol Öztürk Hacıeyüpoğlu, Akyazı Lisesi’nden öğretmenim Sevim Türeman ve meslektaşım, gazeteci dostum Hüsameddin Acar’a”, çok teşekkür ederim..
Eh, öğrencilerimi unuttum mu?
“Hem Akyazı Lisesi’nden, hem de Brüksel’e Erasmus projeleri bağlamında gelerek, bizimle birlikte güzel çalışmalara imza attığımız Ali Yasir Yılmaz, Büşra Karaçalı ve Meryem Aydın, Can Evcimen ve diğerlerine de” selamlar olsun!
İnsan bir şey ürettimi, ortaya koydu mu elbette karşılık beklemesi kadar, doğal ne ola ki?
DOSTUN BİR FİSKESİ?
Ama, yüce yaratan biliyor ki, biz bu millete hizmette, ne bir mevkii, ne bir koltuk, ne de akçeli işler peşinde koştuk..
Bizi bilen biliyor ya, başkaları bilmese de olur!..
Ama, Türkiye’de kaldığım uzun dönemde, şunu gördüm ki, “herkes işin de gücünde, ülkenin büyük sorunlarına rağmen, yaşama dört elle sarılmış” insanımız!
Dillerinde, o bildik ”sabır ve şükür” kelimeleri..
70’ni Aşmış emekli gazeteci dostum, Şaban Mergül’ün, emekli günlerinde meşguliyeti, hayata bakışı, koşturması, araması, sorması kadar, “diğer dost bildiklerimizin umursamazlıkları, vefasızlıkları” nereye konur ki?
Bir arkadaşım, “çok görmeyiniz, hayat pahalılığı ve ekonomik kriz, gidip,gelmeleri, komşuluk ilişkilerini vurdu” diyerek, bir başka gerçeği kulağıma üfledi..
Olsun be usta,öyle olsun!
Ne diyor, Pir Sultan Abdal?
“Şu kanlı zalimin ettiği işler
Garip bülbül gibi zar eyler beni
Yağmur gibi yağar başıma taşlar
Dostun bir fiskesi yaralar (pareler) beni!”
MEDYA MAHALLESİ?
Gazeteci, yazar, televizyoncu, Türkiye’nin bir başka aydın yüzü Merdan Yanardağ, yakasında madalyalı olarak, 101 gün sonra tahliye oldu..
Ailesi ve sevenleri, onu sevgiyle karşıladı..
Davul-zunra bile eksik edilmedi..
Tele 1 TV’de ki sevinç görülmeliydi..
Ancak, Halk TV’de programlar yapan, Hürriyet Gazetesi’nde birlikte çalıştığımız “Medya Mahallesi” duayeni gazeteci Ayşenur Arslan’ın programı gündemden kaldırıldı!
Efendim, yine “sansür”, yine “sindirme”, yine ” gözdağı” yine” siyasetin kirli yüzü, mantar gibi”, su yüzüne vardu!
Keşke Halk TV, ekibi gazeteci Ayşenur Arslan’ın arkasında durabilseydi?
Keşke?
Ne oldu?
Alale-acele program yayından kaldırıldı..
Teslim bayrağı çekildi..
GAZETECİNİN KADERİ?
Bu bağlamda, gazeteci, dostum, Afyon Gazetecileri Cemiyeti Başkanı ve Odak Gazetesi kurucusu Mehmet Emin Güzbey’i hatırladım..
Bir Brüksel ziyaretinde, birlikte bir haber koşturmasında, bana saldırılması, hakaretlerin havada uçuşması, yumrukların sıkılması üzerine, ”Yusuf’um, bu gazetecinin kaderidir.. Korkma! Arkanda bizler varız” diyerek, orada, o ateşli anda gazeteciyi sahiplenmesi unutulur mu?
Hani derler ya, “pilavdan dönenin kaşığı kırılsın” diye!
Hakkımızda yapılan bir şikayetten, tam dört yıl sonra haberdar oldum..
Şişli’den bir telefon geldi..
Sabah,sabah “ Yusuf Bey, bir hakaret davası ile ilgili olarak ifade vermeniz gerekli..En yakın polis ve jandarma karakoluna gitmeniz gerekiyor” diye durumu iletti..
Adapazarı, Mithatpaşa Mahallesi’ne en yakın polis karakoluna gittim..
Durumu ilettim..
Uzatmayalım, günün büyük bir bölümünü karakolda ve adliyede geçirdim..
İfademizi verdik..
DÖRT YIL NİYE BEKLEMİŞLER Kİ?
TOBB Genel Başkanı Rıfat Hisarçıklıoğlu’nun avukatları, sanal ortamdaki bir paylaşımdan ötürü bizden şikayetçi olmuşlar?!..
Sadece şikayetçi olmamışlar, ”hakaret davası da” açmışlar!..
Şimdi, bu ayın 20’sinde ilk duruşmamız var..
TOBB Başkanına “Yalaka” denmiş!?
Dört yıl sonra öğrendik!
“İktidara 21 Yıldır siyasi destek veren, Akil Adamlar olarak ve sonra da birçok konuda hükümetin yanında yer alan TOBB Başkanı Rıfat Hisarçıklıoğlu’nun adı yer almamakla birlikte”, sanal ortamda, 2018 Yılındaki bir paylaşım, 2022 Yılında bana telefon ile tebliği ediliyor..
Elbette, herkesin bir hakkı, siyasi görüşü ve duruşu vardır..
Kim ne karışır ki?
Neyse?
“Tebliğ” diyorum, tebligat gelmiş ama, ne yakınlarıma,nede mahalle muhtarına bırakılmış?
YALAKA, YANDAŞ VE AHMAK KELİMELERİ?
Türkiye’de “ahmak” kelimesine bile ,dava açılmışken, “yalaka” kelimesine mi, dava açılmayacak?
“Yalaka, yandaş, fırıldak, üçkağıtçı, iltisaklı, terörist, eksik etek, çamur..” kilemelerinin devrinde, “ yalaka” kelimesi” kullanırsınız ha?
“Hakikatin Peşinde Bir Ömür” tüketen ve üstelik,” Brüksel gibi bir metropolde TOBB Genel Başkanı Rıfat Hisarçıklıoğlu’nun haberlerini yapan, kendisine selam ve saygıda kusur etmeyen ve üstelik, TOBB Üniversitesi öğrencilerini, Erasmus projeleri bağlamında konuk eden, staj imkanı sağlayan, onların ağız kokularını çeken biri, niye ve neden” hakaret etsin?
Bu işin altında başka bir şey olamaz mı?
Öğrenilemezmiydi?
“45 Yıllık gazetecilik hayatımda, hep insamızı bilgilendirmeye, haberdar etmeye özen gösteren, bir eğitimci, bir gazeteci, Türkiye’nin saygın bir vatandaşı olarak, Türkiye’dik siyasi iklimden”, bizde nasibimizi aldık!
Biline ki, adalet karşısında, boynumuz kıldan incedir!
BEN DE YANILMIŞIM!
20 Ekim 2023 Tarihinde İstanbul’a giderek, mahkemede gereken sorulara cevap vereceğiz!
Ama,” ülkemizdeki hal ve gidişin, anlayışın nereden, nereye geldiğini anlamanız ve anlatmanız”, için bunları yazma gereği duydum..
Mahkeme safhasında, birilerini suçlayacak değilim ya?
Demem o ki, “ahte vefa”, İstanbul’da bir semt adı olarak kalmış belleklerimizde!
Sağlık olsun!
Suçumuz varsa, cezamızı çekeriz!..
Ama, “TOBB Genel Başkanı Rıfat Hisarçıklıoğlu” adına tüm yazdığım güzellikleri, geri alıyorum?
Ben de, yanılmışım!
Yusuf Cinal yazıyor, 6 Ekim 2023
Dostun bir fiskesi, yaralar beni!
Yusuf Cinal
Bu içeriğe tepkiniz
Yorumlar