TARİHLER 29 Ekim Salı gününü gösterdiğinde, Cumhuriyetimiz 101. yaşına girmiş oldu. Her 29 Ekim günü gönlüme bir çocuk sevinci yerleşir ve “İyi ki bu ülkede doğmuşum… İyi ki bu aziz cumhuriyetin bir vatandaşıyım” diye dua ederim…
Cumhuriyet, fazilettir…
Cumhuriyet, özgürlüktür…
Cumhuriyet, ilmin, insanlığın ve medeniyetin kapısıdır…
Çünkü Cumhuriyet, “eşitlik” ve “kardeşlik” projesidir…
İçinde bulunduğumuz hafta, Cumhuriyet Haftası’dır… Ve çok şükür ki, özgürlüğümüzün teminatı olan Cumhuriyetin 101’inci yılına da kavuştuk.
Cumhuriyet bir aydınlanma çağıdır.
Osmanlı İmparatorluğu’nun küllerinden doğan yeni Türkiye’de artık kadınlar ve erkekler eşit statüde. Eğitimde, yönetimde, seçmede ve seçilmede ve ülke yönetimine katkıda her Türk vatandaşı eşit haklara sahiptir.
Kimisi doktor, kimisi öğretmen, kimisi hemşire, kimisi mühendis… Onlarca, hatta yüzlerce farklı iş kolunda ülkeyi ilmek ilmek dokuyan insanlarımız, her gün biraz daha aydın ve müreffeh bir Türkiye için karınca misali çalışıyor.
CUMHURİYET BİR FAZİLETTİR
Aydınlanma, eğitim, modern yaşam, medeniyet, ileri demokrasi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin arzu ettiği olgunlukta bir adalet sistemi Türkiye’mizin en önemli hedefleri arasındadır.
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de vurguladığı gibi, “Cumhuriyet bir fazilettir.”
Erkeği ile kadını ile her yurttaş eşit haklara sahiptir. Anayasa’nın kendilerine tanıdığı hakları sonuna kadar kullanma şansına sahiptir.
Yeri geldiğinde 13 cephede birden savaş vererek, “kanla-irfanla” kurduğumuz ve uğruna yüz binlerce şehit verdiğimiz bu aziz vatanın özgür bireyleri olabilmek için az sıkıntı çekmedik.
TAM BAĞIMSIZ BİR ÜLKE İÇİN…
Özgürlüğe ulaşabilmek, bağımsız ve hür bir ülke tesis edebilmek için büyük savaşlar verdik, büyük mücadeleler sergiledik… Ve yalnızca Çanakkale’de 250 bin civarında, Sarıkamış’ta ise 90 bin, diğer cephelerle birlikte 1 milyona yakın insanımız şehit oldu bu topraklar uğruna…
Bu savaşları 7 düvele karşı verirken, nüfusumuz da 12,5 milyon civarındaydı. Yani nerede ise nüfusumuzun %10’unu kaybetmişiz bu kadim ülke için.
Ve biz Türklerin bin yıldır vatan bellediği bu topraklarda ilelebet payidar kalacak bir Cumhuriyet’in temelleri atıldı kanla irfanla...
Bunun için Türk’ün Atası’na, silah arkadaşlarına, şehitlerimize ve gazilerimize ne kadar teşekkür etsek ne kadar saygı ve minnet duysak az gelir.
Ünlü vatan şairi Namık Kemal, “Hürriyet Kasidesi” atlı manzum eserinde şöyle seslenir:
“Ne efsunkâr imişsin ey didar-ı hürriyet!
Esir-i aşkın olduk, gerçi kurtulduk esarettin…”
Dizeleri bugünkü Türkçe ile anlatmaya çalışırsak;
“Ey hürriyetin güzel yüzü, sen ne çekici ve ne cazibeli imişsin…
Biz sana ulaşmak için büyük mücadele sergiledik ve esaretten kurtulduk, ama bu defa da sana âşık olduk…”
Hürriyete âşık olmak çok güzel ve anlamlı ve kutsal bir düşüncedir.
ETRAFIMIZDAKİ KOMŞULARIMIZA BİR BAKIN!
Bizim atalarımız, bundan tam 101 yıl önce Cumhuriyet rejimini benimsemiş… Daha Avrupa’nın birçok ülkesinde monarşi ve imparatorluk artığı yönetimler hüküm sürerken, daha Avrupa’nın sadece birkaç ülkesinde kadınlara seçme ve sekilme hakkı tanınmışken, Türk kadınları 1930’lu yılların başında bu haklara kavuşmuş oldu.
Etrafımızdaki komşuların yönetimlerine ve bu ülkelerde yaşayan insanların yaşam tarzlarına bakarsanız, Cumhuriyetin faziletini daha iyi anlarsınız.
Bakın, İran’a, Irak’a, Suriye’ye, Ermenistan’a ve batı komşularımız Balkan ülkelerine… Onlar daha bizim 100 yıl önceki kuruluş aşamasındaki çizgimize bile gelemediler…
Cumhuriyetimizin kurucuları, bilgi, birikim ve vizyon olarak onlardan fersah fersah ileride ki, bugün Türkiye’miz, birçok ülke vatandaşının sığındığı ülke konumunda…
Cumhuriyetimizi ve bu özgür vatanı bizlere bırakan Atatürk ve silah arkadaşlarını bir kez daha saygı ve minnetle anıyor, aziz hatıraları önünde saygı ile eğiliyoruz…
Cumhuriyet sen çok yaşa…
Cumhuriyet, iyi ki varsın…
Bir kez daha kutlu olsun…
***************
ANLAMLI SÖZ
“Gençler! Cumhuriyeti biz kurduk; onu yaşatacak ve yüceltecek olan sizlersiniz…”
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
***************