Sevgili okurlar,
Bir “19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik Spor Bayramını” daha idrak ettik..
105 Yıl önce," vatanın kaderi" için Samsun’a çıkan ve orada,” özgürlük ve bağımsızlık meşalesini yakan” Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının başlattığı, “İstiklal Mücadelesinin” yıldönümünde söylenecek çok söz var..
Bir kere, şunu üzülerek söylemeliyim ki, “bu önemli yıldönümü, bu önemli tarihi adım”, ülkemizde hakkıyla kutlanamamış ve büyük coşku selleri oluşturulamamıştır!?..
Acaba neden?
Bunu, yediden, yetmişe her yaş kuşağında olanlar iyi düşünmeli ve tarihi bir tespitte bulunmalıdırlar!..
Bunun nedeni," elbette siyasettir", mevcut iktidarın siyasi anlayışı ve duruşudur!

Bunu kimse inkar edemez?
İyi de, bu ülkenin “milli bayramlarının”, büyük coşku ile sevinç ile kutlanması, "siyasi iktidarı neden" rahatsız eder ki?
Onların varlık nedeni, Cumhuriyet değil midir?
Atatürk ilke ve düşünceleri değil midir?
Demokratik düzen değil midir?

CUMHURİYET GİBİSİ VAR MI?
Hemen hatırlatalım ki, ilan edilen “Cumhuriyet sistemi” altında, "milli ve dini bayramlarımız" hep coşku ve sevinç ile kutlana gelmiştir..
"Kentlerin bayraklarla süslenmesi, Atatürk Anıtlarına birlikte çelenk konulması, saygı duruşu ve birlikte İstiklal Marşı’nın söylenmesi akabinde, gerçekleştirilen bayram buluşmaları, coşku selinin oluşturulması, kurtuluş ve özgürlük gösterilerinde bulunulması, çeşitli gösteriler sunulması ve gazilerinde bulunduğu resmigeçidin yapılması", kimi, kimleri, neden rahatsız eder ki?
Cumhuriyet gibisi var mı lo?

MİLLİ BAYRAMLAR!
Tarihe not düşelim ki, "bu anlayışa bazı siyasi parti lider ve temsilcilerinin yanı sıra, vatandaşların isyan etmesi, tepki göstermesi" anlamlıdır..
Dün bu resmi coşkuyu, bu milli bayramları iliklerine kadar yaşayanlar, bugün 21 Yaşına gelenlere, “o yılları, Samsun’u, 23 Nisanı, 30 Ağustosu, 29 Ekimi ve 10 Kasımları” anlatmalıdır..
O günlerde, Akyazı'da, o büyük coşkuyu yaşardık..
Ya Adapazarı, ya Karasu, ya Sapanca ve diğer ilçelerimiz..
İlçe meydanlarında, spor alanlarında buluşmalar, coşku seli ile spor etkinliklerine tanıklık etmek, ne güzel idi..
Hele de, gençler!

O DESTANSI MÜCADELE?
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Cumhuriyeti biz kurduk, onu yaşatacak sizlersiniz” dediğini ve Türk gençlerinin birinci vazifesinin, “Türk İstiklal ve Türk Cumhuriyeti’ni ilelebet müdafaa ve muhafaza etmektir” olduğunu anlatmalıyız, gençleri tarihi gerçeklerle buluşturmalı, donatmalıyız..

Düşman, bu aziz ve yüce vatandan kolay kovulmadı..
Ne büyük destandır o, "Kurtuluş Savaşı", ne büyük destan!..
O destansı mücadeleyi, gençlere anlatmalıyız..
Tüylerimiz diken, diken olmalı, gözyaşlarımız akmalı, o kahramanları sinemize basmalıyız, sevgi ve saygı ile anmalıyız..
Maalesef görüyoruz ki, gençlerimizin büyük bir kısmı, tarihi ve siyasi gerçeklerden çok uzak..
Genel kültür bilgileri sığ ve sınırlı..
Kafalardaki düşünce, çağdaş dünya ile gençleri buluşturacak düşünce ve fikirlerden oluşmuyor..

TEMİZLE, TEMİZLE BİTMİYOR?
Gerçekleri görenler, yaşayanlar ise, "çaresizlik içinde, geleceği yurtdışında aramakta", bir beis görmüyorlar.!.
Ne acı bir durum!
Geleceğe ve gençlere yatırım yerine, betona, bir takım iş adamlarına, çıkar çevrelerine yatırım yapan siyasi anlayışın artık, kredisini tükettiğini ve ülkeyi gittikçe kaos ortamına sürüklediğini” görüyor ve yaşıyoruz..
İşte Türkiye’de; “siyaset, mafya, gazeteci” üçgenindeki gelişmeleri hepimiz üzülerek takip ediyoruz..
Mafya liderleri ile işbirliği tutanların hikayeleri, gazetelere, televizyonlara ve yorum analiz programlarında baş konu!?

Yapılan operasyonlarda, "temizle, temizle bitmeyen bir durum" bizleri üzmüyor değil..

KİRLİ ELLER?
Anlıyoruz ki, birçok olayın arkasında bu kirli eller var!
Şöyle makarayı geriye sarıp, gerçeklere bir daha göz atalım mı?
Yani, CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Çubuk İlçesi’nde protesto edilmesi, linç girişiminde bulunması ile Rize İkizdere ve Çayeli’nde İYİ Parti eski Genel Başkanı Meral Akşener’in yaşadığı olaylarda benzerlik ötesi gerçekleri unutmadık değil mi?
Kısacası, hala Ülkede,” rezillikler diz boyu, kepazelikler, hukuksuzlar “alabildiğine yaşanmaktadır..
Bu olayların içinde,” resmi görevliler, iktidar partisi yandaşlarının, gazeteci kalemşorlarının, etki ajanlarının, trollerin” olduğu, artık apaçık ortadır..

UMUTSUZLUK YOK!
İşte ülkenin üzerine çökenlerin bıraktıkları enkaz ortada!..
Kendilerini bulunmaz Hint kumaşı sananların”, bilmesi gereken gerçek şudur ki, "bu millet bağrından daha çok iş bilen, yol bilen, hak, hukuk, adalet kavramlarının anlamını idrak eden Mustafa Kemaller" çıkarır..
O kudret, “insanımızın damarlarında asil kanda mevcuttur" biline!
Kimse umutsuzluğa kapılmasın..
31 Mart 2024 Seçimleri, ülkede yeni bir anlayışa teveccüh edilmesi, gerçeklerin görülmesi olarak telakki edilmelidir..
Vatandaşımız, 19 Mayıs 1919 Tarihinde Samsun'da yakılan "özgürlük ve bağımsızlık" meşalesininim söndürülmesine asla izin vermeyecektir..

KUTLU OLSUN!
Bilinmelidir ki, “o özgürlük, o bağımsızlık, o çağdaş, o birlik ve beraberlik, kardeşlik güneşi” ülkemin her yerinden görülüyor ve bizleri aydınlatıyor..
Bizler mi?
Dilimizde, o marş ve Mustafa Kemal idealleri ile “Dağ başını duman almış, yürüyelim arkadaşlar” diyerek, ülkemizin kalkınması, bağımsızlık yolunda yürünmesi, çağdaş dünya ile yarışta, gerekeni yaparız!
19 Mayıs Atatürk Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun!
Yusuf Cinal yazıyor, 20 Mayıs 2024