Sevgili okurlar,
Bir milletin “varolmak kavgasını”, gelecek nesillere iyi anlatmazsanız, bu durum “çürümüşlüğe” neden olacağı gibi, yarın cepheye gönderecek “paralı asker” bile bulamazsınız!
Türklerde erkek milleti, hep “asker” olarak görülmüş, nitelendirilmiştir..
Orta Asya’dan, Anadolu topraklarına, Arap çöllerine, balkanlara, Avrupa içlerine, Kuzey Afrika kıyılarına kadar uzanan coğrafyada, “at kişneten, ok atan, kılıç sallayan alperenlerimizi” anmadan geçmek olur mu?
İşte bizlere, “Anadolu topraklarını” yurt belleyen ve burada yeni bir yaşam biçimi, yeni devletler kuran Türk Milleti’nin evlatları olarak, övüneceğimiz o kadar çok “kutlu savaşımız” vardır ki, bunları evlatlarımıza, yeni nesillere anlatmak boynumuzun borcudur..
YEMENDE, ÇANAKKALE’DE!
Söylenen “Yemen ve Çanakkale” türküleri, boşuna değildir!..
Bu “türkü ve ezgilerin” altında, ne destansı kahramanlıklar yattığını, yeni nesile anlatmazsak, onlar bunu nereden bilecekler ki?
“Kınalı kuzuların, anne va babaları yanında, eşlerini, çocuklarını, sevdalarını bırakıp, mektuplara döktüğü hasret yıllarını anlamak, anlatmak mecburiyetimiz olduğunu”, şu yanıbaşımızda “Ukranya-Rusya” savaşı, bizlere bir kez daha anlatmaktadır!..
Milli Şarimiz Mehmet Akif Ersoy’un dizeleri ile
“Şu boğaz harbi nedir,varmıdır dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü,beşi,
Tepeden yol bularak geçmek için Marmaraya,
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya..!” şiiri hala ezberimdedir..
DUR YOLCU?
Okul sıralarında okuduğum bu şiiri, hala milli duygular altında okur, o destansı günleri anarım..
Ya Necmettin Halil Ona’nın “dur yolcu” şiirine ne dersiniz?
“Dur Yolcu bilmeden gelip bastığın,
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir..
Eğilde kulak ver,bu sessiz yığın,
Bir vatan kalbinin attığı yerdir!” başlayan ve devam eden bu dizeleri, kaç evladımız, kaç genç kızımız ve kaç delikanlımız biliyordur?..
Bugün Rusya’da, Avrupa ülkelerinde,”vatan sevgisi” ile bir milletin tarih sahnesinde ebedi yer almasının ipuçları, genç nesillere okutulurken, bizde ise aziz kahramanlarımızın adları ülkenin stadyumlarından, önemli caddelerinden kaldırılıyor ve “T.C”(Türkiye Cumhuriyeti) adı silinmeye çalışılıyor!
Ne üzücü bir durum?
HEY ONBEŞLİ,ONBEŞLİ?
Kabul edilebilir bir tarafı varmıdır?
“Çanakkale içinde aynalı çarşı,
Anne ben gidiyom düşmana karşı!” türkülerini, bu aziz milletin belleğinden silebilirmisiniz?
Ya, Tokat ilimizde yıllardır söylenen,
”Hey onbeşli onbeşli
Tokat yolları taşlı
Hey onbeşli onbeşli
Tokat yolları taşlı
Onbeşliler geliyor
Yârimin gözü yaşlı..” türküsünde olduğu gibi, akın, akın vatan müdafasına koşan, bayrağı elden düşürmeyen, sevdalarını ihmal etmeyen genç, yağız delikanlılarımızın bu mübarek, kutsal karşı duruşlarını bilmek gibi bir mecburiyetimiz var..
Bugün Çanakkale’de destansı kahramanlıklar gösteren ve tarihe “Çanakkale Zaferi” diye geçen o muhteşem zaferin 107.Yıldönümündeki törenlerinden birine gidersek, üzüntümüz daha da artar?..
BU AYRILIK FOTOĞRAFI, İÇİMİZE SİNER Mİ?
“Birlik ve beraberliğimizin” en üst düzeyde olması gereken bir önemli “zafer gününde”, törenlere iktidar ortakları, bakanlar ve iktidara yakın belediye başkanları katılırken, maalesef, ana muhalefet partisi ve diğer muhalefet partilerinden hiç kimsenin törenlerde hazır bulunmaması bizleri düşündürmelidir!
İşte siyasetin, sadece siyasileri değil, insanımızı da ayrıştırdığı, ötekileştirdiği şu günlerde, “birlik ve beraberlikten” ayrılmanın bedelinin çok ağır olacağını söylemek, bir kahinlik değildir!
“Kanla, irfanla kurduk biz bu Cumhuriyet'i
Cehennemler kudursa ölmez nigâhbanıyız!”
diye, el, ele, gönül, gönüle, omuz, omuza veren askerlerimizin söylediği “harbiye marşının”, bizlere neler anlattığı ortada değilmidir?
“Birbirimize bu küslüğün, bu hasmane tutumun, bu siyasi düşmanlığın, bu kin ve öfkenin sebebini” bilen varmıdır?
Neyi, pay edemiyoruz ki?
SİYASAL DÜŞÜNCELER?
Kendi siyasal düşünce evrenimizde, oluşturduğumuz yeni gettolara, neden karşı görüşten, karşı mahalleden, karşı köyden, karşı kentten olanları davet edemiyoruz ki?
Bu sadece, ülke genelinde mi böyle?
Şurada yanıbaşımızda, Adapazarı, Serdivan, Erenler, Akyazı, Hendek, Karasu ve diğer ilçelerimizde düzenlenen törenlere, toplantılara, kültürel etkinliklere bir bakın bakalım?
İktidar yanlıları dışında, kimler var?
Bu tür toplantılara, kültürel etkinliklere, festivallere hep yandaş sanatçıların davet edilmesinin altındaki sırrı anlamayacak kadar aptal değiliz herhalde!?
Lütfen, bu ülke ve insanına kıymayınız!
Düşman, boş durmuyor?
Topraklarımızda yıllardır estirelen “terör faaliyetleri, ayrılıkçı saldırıların”, bize maliyeti çok ağır oldu!..
Bu yetmiyormuş gibi, yanıbaşımızda “Irak, Suriye’deki oluşumlar”, bizlere acı gerçeği haykırıyor!..
DÜNYA SAVAŞI KAPIDA!
“Dünya savışana” ramak kalan bu günlerde, “Suriye cephesinde”, neler olup biteceği meçhul değildir!..
Amerika ve Rusya’nın burada bir “garnizon terör devleti “ kurulmasına, “yeşil ışık yakması”, buradaki “grup ve kümeleri, binlerce adet silah ve cephane ile donatması ve bu alana para akıtması” boşuna değildir!..
ÜlkemizinKanla, irfanla kurduk biz bu Cumhuriyet'i
Cehennemler kudursa ölmez nigâhbanıyız
Kanla, irfanla kurduk biz bu Cumhuriyet'i
Cehennemler kudursa ölmez nigâhbanıyız her tarafında bombalar patlarken, yangınlar çıkarılırken, “bizim iç cephede birbirimize düşmemizin vebalini” kim ödeyebilir ki?
İKTİDARDAN GİTMEMEK ÜZERE OYUNLAR?
Böyle bir durumda,”iç siyasi mülhazalar ile iktidardan hiç gitmemek üzere, yeni seçim kanunları hazırlamak”, neyin nesidir?
“Siz, iktidardan hiç gitmemek üzere hesaplar yapsanız, bu aziz millet, yaptığınız hukuksuzluğun, adaletsizliğin, etik olmayan siyasi anlayışı faturasını” size kesmez mi?
Lütfen, ülkede “birlik ve beraberlik” için, “kardeşlik için, iri, diri ve bir olmak için” gereken adımları atınız, “ağır ekonomik koşullarda” bir de millet olarak, “güvenlik kaygıları” ile uykularımızı kaçırmayınız!
Bu güvenlik kaygılarının, Suriye’de, Ukranya’da, insanlara maliyetini iyi görünüz, anlayınız?
Bu “birlik ve beraberliğe” ne kadar ihtiyacımız olduğu,” gün ışığı gibi aşikar” değilmidir?
Bu milletin belliğinden, “vatan, bayrak, toprak, insan sevgisini” ötelemeyiniz?
Lütfen sağduyu!
Bu vatan, bu topraklar, bu bayrak hepimizindir!
Yusuf Cinal yazıyor,19 Mart 2022 Brüksel