Sevgili okurlar,
Ber şehrin duayenleri vardır..
O şehirde yaşayanlar, bu akil, duayenleri yediden, yetmişe bilir ve gerektiğinde, bu kentin hafızası olanlara gidip tanışılır, hatta onlar bu yolda arabulucu bile yapılırlar..
Kız istemelere, yüzük takma törenlerine, bir anlaşmazlığı çözmek için, kapısı çalınanlardır onlar..
Bir bakıma kentin “akil insanlarıdır” bu şahsiyetler..
Hatta sevgili Portre yazarı Fahri Tuna, onlar için, “kentin ayaklı ansiklopedileri, kentin hafızaları, bir kesimi için de kentin Nasreddin Hocaları “demekten ne keyif alır!
Fahri Tuna, bir gün beni alıp, “şöyle gel Uzunçarşıyı dolaşalım” dedi..
O kapı, bu kapı derken,”dur burada bir akil büyüğümüz var..Selam vermeden geçmeyelim” dedi..
Çarşı giriş girizkahından bir ara sokağa saptı..Bir küçük işyeri, kumaş topları önünde oturan bir akil insan?..
Fahri bu, selam verdi..Beni takdim etti..Ayaküstü bu ya, “sonra çay içmeye gelir,bol bol konuşuruz” diyerek, oradan ayrıldık..
Ardımızdan baka kaldı Özcan Toplan usta!
“Tamam” dedi, güldü!
Yolda Adapazarı’nın bu duayen esnafından söz etti Fahri Tuna!
“Aman Fahri bunlar bizim kıymetlilerimiz, bunlara iy bakmalı ve korumalıyız!..”
Bunların bilgi birikimi her şeye değer..
Kent hafızası, kent tarihi için bu kıymetlilerimizden yararlanmalıyız “dedim..
Fahri Tuna, Adapazarı Atatürk Bulvarı’na çıktığımızda, ünlü Hikayeci, Romancı Sait Faik Abasıyanık’tan, romanında geçen yerlerden, otellerden ve diğer ünlü Adapazarlılardan söz etti.
Fahri Tuna ile Adapazarı’nı gezmek, bilgilenmek ne güzel..
Aklımda hep Özcan Toplan usta!
Acı haber Kırklareli’den geldi.. Kızının yanında hayata gözlerini yummuş Özcan Toplan usta!..
Sonra kendisi ile ilgili Gazetemiz duayenlerinden Özgür Arık’ın bir söyleşisini okudum, soluksuz!..
Allah’ım ne güzellikler, ne yaşanmışlıklar, ne bilgiler..
Bir insan yaşadığı kent ile bu kadar içli dışlı olur..
Özcan Toplan usta, siyaseti iliklerinde yaşamış, Cumhuriyeti alabildiğine özümsemiş bir Adapazarlı esnaf!..
İnönülü yıllardan sonra, Demirel’i görmüş, Özal’ı görmüş, Çilleri, Mesut Yılmaz’ı derken, Recep Tayyip Erdoğanlı yıllara tanıklık etmiş..
Gerçekten bu kentin hafızası!..
Bir bilge insan!..
“Bu mümtaz insanı, yeni nesile, öğrencilerimize, iş adamlarımıza, esnaflarımıza yeterince tanıtabildik mi” diye düşündüm?..
Kendi yaşının son temsilcilerinden biri elbette Özcan Toplan!
Ya akranları hayattamıdır ki?
Sevgili Özgür Arık ustam, bunu bir nebze gerçekleştirmiş.. Kendisi ile yaptığı röportajdan bir bölümü sizlerle paylaşıyorum:
“Uzunçarşı 2’nci geçit No 3’te manifaturacı dükkanındayız. Anılar içindeyiz. Karşımda ‘sekseninde’ yapılı dinç bir adam. Adı Özcan Toplan. ‘Arife tarif gerekmez’ demişler. Bu söz genelde doğru. Genelde diyorum; çünkü, sözgelimi Özcan Toplan için geçerli değil. Neden mi? Çünkü, eskilerin gözünde Toplan, renkli bir yerel politikacıdır, eski tüfektir, Menderes-Demirel-Çiller çizgisindeki merkez sağın Adapazarı’ndaki temel direğidir. Şimdi o aynı zamanda Adapazarı tarihinin uzmanıdır dersem bazılarınız merak edecektir. Oysa söylediğim doğru. Tarih bilimi okumuş, hatta Adapazarı üzerine kitap yazmış bir insanın şehre yaklaşımı elbette sıradan bir insanın yaklaşımından farklı olacak.
Güvenle konuştu. Bak Özgür dedi, parmağını sallayarak: -Ben üç çocuk babasıyken şu dükkanımın önüne çıkıp sigara içemedim. Çarşımızda geleneklerimiz yaşıyordu. Büyüklerimiz vardı. Sevgi saygı vardı. Birlik dirlik vardı. Nerde artık o güzellik.
Uzunçarşı’yı, Uzunçarşı yapan Boşnaklardır. Osmanlı Balkan harbini kaybedince Adapazarı’na gelenler paralı geldi. Biz onlara Avrupalı derdik. Yeniliği getiren onlardır. Ticareti biliyorlardı. Esnaf terbiyesi ve inceliği taşıyorlardı. Ağırlık Boşnaklardaydı. Bugün Uzunçarşı’da dört kuşak gelen işyeri sayısı bir elin parmağını geçmez. Dükkanlar el değiştirdi. Mülkler satıldı!..”
70 Yılını Adapazarı’na, uzun çarşıya, yerli ve ithal basmalara atamış bir Özcan Toplan, gibi hala son demlerini yaşayanlarımıza sahip çıkabiliyormuyuz?
Onları gerçekten hatırlayarak, gönüllerini alabiliyor, onlara sevgi, saygı, hürmet gösterebiliyormuyuz?..
Bakınız, benim yaşadığım yıllarda Akyazı’da da böyle güzel insanlar vardı..
Akyazılı Romancı, Yazar Mehmet Niyazi Özdemir, bir bölümünün hayatını “Daha Dünde Yaşadılar” diye, bir romanında bizlere hediye bıraktı..
Merak eden, okuyan varmıdır bilmem?
Kıyısından, köşesinden Akyazı’yı, Akyazılıları, Akyazı’dan yetişenleri, iz bırakanları, bir zamanlar yaşamın bir parçası olanları yazmaya devam ediyoruz..
Bizim gibi Sevgili Bülent Özder kardeşim’de, Akyazı’ya hayat verenleri ara sıra kendi facebook köşesinde yazıyor..
Evet, kimler gelip geçmedi ki bu dünyadan!..
Çarşı içindeki Karadeniz Kıraathanesinde oturup, demli bir çay eşliğinde, Karadeniz türküleri ile çoşup horona kalkanlar mı olmadı!?
Çarşı içindeki lezzet duraklarında, çorbasını içip, kuru fasulyeli pilavlar mı yenmedi?
Tarihi Gazi Süleymanpaşa Camii’nde yüz sürenler mi olmadı?
Manifaturacı dükkanlarında en görkemli kumaşlar mı seçilmedi..
Kundaralar mı ayağa ölçülmedi, fotoğraflar mı çekilmedi, siyah-beyaz!
En lezzetli ekmekler, simitler, tatlılar, ıslama köfteler, meze eşliğinde meyhanelerindeki sazlı, sözle sohbetler mi unutulur?
Bir ıslığı ile günün gazetelerini Akyazılılara sunan Kaşif Şirin amcamız, hatırlanmaz mı?!
İşte bunlardan birkaçını hatırlayarak, berzah alemine göç edenlere dualarımızı gönderelim!..Hayatta olanlara da sağlık afiyetler dileyelim!..
Akyazı’nın “marko Paşası”, hac yollarının fatihi, bir gönül insanı, devrin Nasreddin Hocası, şakacısı, sevileni Hacı Ziya Özdemir( İşletmeci) ile başlayarak, diğerlerinin adlarını paylaşsak,onları hatırlarmısınız?
Mehmet Fazlıoğlu(Tüccar), Kazım Özdemir(İş İnsanı), Refik Baykal(İş insanı), Veyis Atabek(İş insanı), Nuri Atabek(İş insanı), Vedat, Sedat, Haluk Atabek(İş İnsanı), Hasan Yılmaz (Kürt iş insanı), Seyfi Özsoy(İş insanı), Avni Özsoy(İş insanı)
Yaşar Aşçıoğlu(İş insanı), Naci Ünlütürk(İş İnsanı), Hasan Sayılı(İş insanı), Ali Ünlütürk( İş insanı), Osman Kilit(İş insanı), Rasim Ünal( Esnaf-Fırıncı), Tevfik Birincioğlu(Esnaf)
Kazım Birincioğlu(Esnaf), Ali Paşa Bak(Girişimci), Nail Sarıhan( iş insanı), Nadir Sarıhan(İş insanı), Şefik Gül(İş insanı), Ahmet Kınal(İş insanı), Mehmet Aktürk(İş insanı), Rıfat Yalçın(İş insanı), Hasan Mangıroğlu(iş insanı) Asım Ceyhan( iş insanı), Kaşif Şirin(iş insanı), Nihat Özmert(iş insanı), Zeki Kaçar( iş insanı), Kenan Kaçar(İş insanı-Spor yönetici), Mehmet Barutçu(İş insanı), Birol Atasoy(İş insanı), Semih Şahin(İş insanı), Osman Akcan(iş insanı), Fikret Gökçe( Gökçe Grup), Mehmet Ayaz(iş insanı), İzzet Dönmez(iş insanı), Yılmaz Çetin(iş insanı), Vefa Güvenman(Otobüs İşletmecisi)
İhsan Sezgin( İş insanı-yönetici), Gülhan Turizm Otobüs İşletmecileri, Papatya Turizm Otobüs İşletmecileri
AS Turizm Otobüs İşletmecileri, Özyılmaz Otobüs İşletmecileri
Metro Turizm Otobüs İşletmecileri, Altıntaş Otobüs İşletmecileri
VİP Turizm Otobüs İşletmecileri, Turna Nakliyat işletmecileri” ile ismini hatırlayamadıklarımıza, vefa borcumuz olduğunu unutmayalım!..
Onlar Akyazı’nın kalkınması için elini taşın altına koyanlardı.. İlçenin ticari hayatına yön veren, ülkemize katma değer katan, birlik ve beraberliğin, sıkıştığımızda borç aldığımız, sorunlarımızı çözenlerdendi..
Unutmak olmaz!?
Eğer bu yolda unuttuklarımız, hatırlayamadıklarımız varsa, gerçekten affınızı istiram ederim!..
Lütfen onları da siz hatırlayıp, bir, bir not ediniz!
Akyazı onlarla değerli, onlarla bir başka güzel, bir başka huzurlu bir başka saygın ve adından söz ettirirdi..
Bu manada bir Adapazarlı, bir Akyazılı, bir Karasulu, bir Hendekli olarak değerlerimizin kıymetini yaşarken bilelim, onları kaybettiğimizde de unutmayalım!..
Mekanları cennet olsun!
Yusuf Cinal yazıyor, 11 Şubat 2022 Brüksel