Sevgili okurlar,
“Kent hafızası” ile ilgili görüş ve düşüncelerimi buradan paylaşmaya, büyük özen gösteriyorum.
Özellikle,” Sakarya’ya dışarıdan gelenler için, yönlendirme levhaları” mevcut..
Bu çağda, “elbette, yön ve adres gösteren ve cep telefonu üzerinden bunları kullanıma soktuğumuz da” doğrudur..
Ama, “yeni teknolojik imkanlar var” diye, “kentimizi boşlamak”, bize yakışır mı?
Avrupa’da, okul çocuklarına, anaokulundan itibaren, “ Kent Hafızası” kültürü verilmeye çalışılır..
Özellikle okul yakınlarındaki, “eğitim kurumları, hastaneler, müzeler, okullar, polis karakolları, marketler, fırın, dini alanlar, tarihi yapılar, yollar, caddeler, sokaklar, hatta ağaçlar, parklar, bu eğitimin”, bir parçasını oluşturur..
Brüksel sokaklarında,” sokak adlarını” öğrenen böyle öğrenci gruplarına sıkça rastlarım..
Onlar önemsiyor, ya biz?

MERKEZDE KAÇ İLÇE VAR?
Ev ödevlerinde ise, “bulunduğunuz adresin yanındaki önemli kurumların işaretlenmesi de” bir başka çalışmadır..
Demem o ki, yaşadığımız kent Sakarya merkezde. üç ilçe var..
Bunu bildik..
Peki adları?
Adapazarı,
Serdivan,
Erenler.
Özellikle Adapazarı merkezden, komşu ilçelere ve önemli kurumlara doğru yönlendirmeler var..
Hatta sokak adları da, var..
Ama yeterli olmuyor ki, “eldeki cep telefonlarına rağmen, bir adres, bir kurum, bir okul, bir cadde, sokak soranlara”, sıkça rastlamak mümkün!..
Demek ki, “bu yönlendirme işaretleri” yetersiz!..
Niye, “ihmal” edilir ki?
“Levhalar, yani yönlendirme işaretleri, tabelalar..”, bir kentin olmazsa, olmazıdır..
Bu adlar olmazsa, aradığımız yeri, yerleri, nasıl bulacağız ki?

SON YILLARIN MODASI MI?
Son yıllarda, bir moda çıkarıldı?
Neymiş, “sokak adları gitti, numaralı sokak adları” geldi!
“Bu bir tarihin, geçmişin hafızalardan silinmesi” demek değil midir?
Efendim, bazı belediye başkanları “Ankara böyle istiyor” diye işe koyulup, “kent hafızasının yok edilmesi” konusunda, çaba gösteriyorlar?!
Yapmayınız beyler?
Yapmayınız?
Bu kentin hafızasına, geçmişine, yaşanmışlıklarına kıymayınız!
Size, ne zararı var ki?
“Çiçek sokak” adının kime, ne zararı olur ki?
Velev ki, “Çeşme meydanı, Çıracılar, Hasırcılar, Kömürcüler, Dar sokak, Çark Caddesi, Cadde 54, Mavi Durak, Karaosmanoğlu mahallesi, Sofuoğlu sokak, Cevat Adapazarlı Konağı, Hasan Cavit Sokak...” adları, hafızalarda daha iyi, yer etmez mi?
Üstelik, “bir geçmişi, bir yaşanmışlıkları, hatıraları, anıları” hatırlatmaz mı?

NE, NEYİN MÜZESİ?
Önceki gün, “Adapazarı merkezde, Tren İstasyonu yanındaki müzeye” gittim..
Evet, tarihi yapının duvarında “Müze” yazıyor..
Burada  “bir müze” olduğunu anladık..
Bahçesindeki panoda da biraz bilgi var..
Lütfetmişler!
Acaba, ne müzesi?
Burada, neler sergileniyor?..
Bu müzenin, adı niye yok?
Evet, bahçesindeki tarihi taşlardan, buranın bir tarih içeren bir müze olduğunu tahmin etmek zor değil!
Ya bahçesindeki, mezar taşları?
Onlar, neyi anlatıyor?..
Ya bu binanın, hikayesi nedir?

BİR YELEK?
İçeri giriyoruz, “Roma, Bizans, Osmanlı dönemi sikkeler, topraktan yapılmış testiler, gözyaşı şişeleri, kandiller ile çeşitli objeler”, size bir şeyler anlatıyor elbette?
Bu toprağın zenginlikleri..
Ya içerideki yelek?
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’e ait olduğu söylenen, bu yelek?
Uzatmayalım, “Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, o büyük taarruz öncesi annesi Zübeyde Hanım ile buluşup, hasret giderdiği, üstelik gecelediği bu tarihi yapıdan geriye bir yelek mi” kaldı?

BİR TEK YELEK?
Dikkat ettim, benimle birlikte İstanbul’dan gelen gençlerden başka, müzeyi gezen, Sakaryalı’ya rastlamadım!?..
Vakitleri mi yok, müzeden haberleri mi yok, ilgilerini mi çekmiyor?
Ne dersiniz?
Neyse?
Gençler, “Atatürk’ün kaldığı odayı, başını koyduğu yastığı, Adapazarı’nda bulunduğu yıllardan fotoğraflar ile diğer objeleri merak edip” sordular..
Bende sordum ama, cevap yoktu!?
Yoktu!
Daha sonra,” Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün tren ile geldiği tren istasyonu, esnaf ile buluştuğu Uzun çarşı, Cuma namazı kıldığı Orhangazi Camii, Çark Mesire alanında müsamere izlemesi ile ilgili herhangi bir bilgi, levha..” bile yok?
İyi ki,” bir Atatürk Anıtı, yer ismi olarak Atatürk Bulvarı, Atatürk Park, Yeni Atatürk Stadı..” gibi isimler var!
Bunları silmek akıllara gelmemiş ama, yine de, belirleyici levhaları yok!
Çok mu zor, buralara birer işaret levhası koymak?
Bu “müze yazısının önüne, ardına bir iki kelime eklense” ne olur?
“Binanın, Adapazarı’nın fiyakası mı” bozulur?
Bu nasıl, tarihi anlayıştır?
İşte,” bu tarihi bilgileri hafızalara yerleştirmezseniz, bunları siler süpürürseniz, o zaman 17 Yaşındaki bir gencin Atatürk’e hakaretini” önleyemezsiniz!?

KUTLAMA KOMİTESİ?
Bakınız, yeni valimiz Yaşar Karadeniz, “29 Ekim Cumhuriyet Bayramı” öncesi,” Kutlama Komitesini” topladı.
“Cumhuriyet’in 100.Yılında”, kutlamalara büyük önem veriliyor..
Ne güzel!
Diğer yetkililerimiz, belediye başkanlarından başlamak üzere, belediye meclis üyeleri, siyasilerimiz, muhtarlarımız, sivil örgüt temsilcilerimiz, lütfen  “Kent Hafızasına” katkı için, harekete geçiniz..
“Bu kentin, eksikliklerini” sizlerde keşfediniz?
“Bunları dillendirmekte, paylaşmaktan” korkmayınız?
Bu konuda, “basınımıza da büyük görevler” düşüyor?
“Sokağınızın, caddenizin, dedenizin, atalarınızın adını”, tarihten sildirmeyiniz!
Bu adlar silinirse, sizlerde yarın silinir, bir deliğe süpürülürsünüz?
Bilmem, anlatabildim mi?
Yusuf Cinal yazıyor, 22 Eylül 2023