Sevgili okurlar,
Bizim Sakarya Gazetesi, 20 Yaşında..
Dile kolay!
20 Yaş!
Bir bakıma “askerlik yaşı”, bir bakıma, “sorumlulukların üstlenme yaşıdır da” bu!
Gazeteyi satın aldığı günden bu yana, “büyük bir sorumluluk, ciddiyet içinde Sakarya’da insanımızı bilgilendirmeye haberdar etmeye, sosyal kültürel olguya katkı yapmaya, her kesimin sesi olmaya büyük özen gösteren Bizim Sakarya Gazetesi’nde” yazılarımı günlük olarak sürdürüyorum..
“Akyazı’nın Sesi, Ada Olay, Yeni Sakarya” ve nihayet rahmetli arkadaşlarım Semih Köprülü, Hüseyin Komite ve Nejdet Güngörsün ile birlikte elimizi taşın altına koyduğumuz, Sakarya’nın ilk ofset gazetesi “Sakarya” yılları, çok gerilerde kaldı.
Sakarya’da eski Sakarya değil artık!..
“12 Eylül 1980 Darbesinden” sonra, büyük bir siyasi değişim yaşayan Sakarya, “1999 Depremi” ile de büyük bir yıkım yaşadı!..

SAKARYA İMAJI?
Büyük acılar sonrası, “kent yeniden yapılandırıldı, yeni yerleşim alanları belirlendi, yeni imar planları düzenlendi, il genelinde yeni siyasi anlayışlar bağlamında, değişimlere” imza atıldı..
Bütün bu değişimlerin, gelişmelerin ortasında bir gazeteci olarak, “Sakarya’nın sosyal, kültürel olgusuna hizmetten”, hiç geri kalmadım.
Bu yolda, çok genç arkadaşlarım, yetişkin dostlarım oldu..
Onlarla, “Sakarya’nın imajına olduğu kadar, sosyal, ekonomik, sportif ve turizm değerleri ile insanının hak ettiği bir yaşam standardını yakalaması için”, mücadele ettiğimiz doğrudur..

SAKARYA BASINI?
Sakarya basını, “düne göre, teknolojik olarak ileride görünse de, itiraf edeyim ki, anlayış, kavrayış ve birçok yönden”, dünden daha da geridedir!..
Bunu sade vatandaşlar bile görüyor..
Yetkililerimizin ve basın mensubu arkadaşlarımızın, görmemesi mümkün müdür!?
Bilirim, bazıları, leb demeden leblebiyi” anlarlar!?
Bu açıdan Sakarya’da yayımlanan gazeteler arasında, “Bizim Sakarya Gazetesi’nin ayrıcalığı”, hemen göze çarpar..
İşte, sevgili Adnan Y. Yüksel kardeşim ve arkadaşlarının, “bir aile düzeni içinde, sevgi ve saygı temelli, bu gazeteyi ayakta tutma, her güne farklı haber, yorum ve güzelliklerle çıkma heyecanı,  yarışı”, her şeye değerdir..
Bakınız, bize uzak olmayan Batı Karadeniz bölgesi yerleşim birimlerinden “Zonguldak’ta beş gazete birden kepenklerini” kapattı!

SAKARYA GAZETELERİ?
Bugün için, her türlü olumsuzluklara rağmen, Sakarya’da ayakta duran gazetelerin, her birinin ayrı bir öyküsü var..
Hepsinin de, “güne büyük özveriler” ile hazırlanarak “merhaba” dediklerinden, bir şüphemiz yok!
Ama, ülkemizin geldiği, ekonomik şartların dayattığı bugünlerde, “gazete çıkarmak, bir internet gazetesi kurmak, burada çalışanları istihdam etmek, gerçekten maliyetli ve külfetli” bir iş..
Yani sorumluluklar büyük, sıkıntılar daha büyük!
Detaya girmek istemiyorum, ancak, gelişmiş toplumlarda, gazeteler, “birer kültür departmanları” olarak görülür, “yaşaması ve yaşatılması için yediden, yetmişe herkes seferber” olur..
-Zira, gazeteler, toplumun aynasıdır..
-Gazeteler, toplumun sesidir..
-Gazeteler, toplumun gözüdür..
-Gazeteler, toplumun gözyaşı ve alın teridir..
-Gazeteler, bir fikrin, bir kültürün temsilcileridir..
Öylede, şöyle Atatürk Bulvarı’na çıkıp, pardon Çark Caddesi’ne çakıp, vatandaşa; ”Sakarya’da çıkan gazetelerin adlarını” sorsak, kaçı sayabilir ki?
Sevgili dostum, Halk 54’den Nurettin Yılmaz’a, bir iş daha çıktı işte!?
Haydi bildiler, “bu gazetelerde, yorumlara imza atan yazarların adını”, kaçı sayabilir ki?
Geçtim, “gazetelerin gözde muhabirlerinden, bir ,ikisini kim” bilebilir ki?
Nereden bilecekler?
Okumuyorlar ki?!
“Toplumumuzun nereden, nereye geldiğini, bu testlerde de” görebilirsiniz!

ADLARINI ŞİPPADAK BİLİRLERDİ?
Ama unutmayınız ki, eski Sakarya’da, (bu deyim bana ait değil), “yani Yeni Türkiye’de, bu yukarıdaki sorulara cevap veremeyenler bilsinler ki, bu kentte yaşayanlar, bir zamanlar, bu kentin sosyal, kültürel, sportif ve ekonomik değerlerine katkı yapanların adlarını şıppadak” bilirlerdi..
Haydi, sayalım mı?
“Hasan Uyar, Niyazi Güdüloğlu,  Cezmi Hakman, Abdullah Çelik, Teymur Ateşli, İlhan Uygun, Necdet Çardak, Adnan Mersinlioğlu, Orhan Polat, Hüseyin Komite, Semih Köprülü, Necdet Güngörsün, Şaban Mergül, Suat Beyenal..”
İşte Sakarya basınının, temellerini atan ve hakka yürüyenlerimizin Sakarya’sı bir başka idi..
Hayatta olanlara, sağlık ve güzellikler dileriz!
Herkes birbirini tanır, birbirine hürmet ve saygıda kusur etmezdi..

ESKİYE ÖZLEM?
Ne günlerdi, o günler, ne günler?
Duygular temiz ve halisineydi!
Kimse, kimsenin ayağını kaydırmak, karalamak için belden aşağı düşünceler içinde değildi..
Şimdi Sakarya’nın nüfusu, 1 Milyon 300 Bin aştı, ama basınımız istediği yerde değil!..
İstenilen verim ise bir türlü alınamıyor?
“Bölünme, hasetlik, kindarlık, düşmanlık”, hat safhada!..
Maalesef, ilçelerde de durum, aşağı yukarı böyle!
“Yeni Gazeteciler, muhabirler, haberciler, yeni kalemler yetişmiyor”, ne yazık ki?
Nasıl, değişsin ki?
Mesleğin cazibesine kaybetmesinden mi, gazetecilerin siyasetin emrine girmesinden mi?
Anlamak, mümkün değil tabii ki?
“Tetikçilik, yandaşlık, adamcılık, particilik..” almış başını gidiyor!
Hayır'a alamet değil de, ne yapıla bilinir ki?
Sen, gel böyle bir ortamda, “kalemini, evlatlarına, gençlere miras” bırak!?
Teknolojide, gazeteciliğin canına okumuyor değil?
Neyse?
Sen gel, bugünü görüp, eskiye özlem duyma!

TEŞEKKÜR EDERİZ!
Bu vesile ile bugünün Sakarya’sında, “Bizim Sakarya Gazetesi, 20 Yıldır, sizleri haberdar ediyorsa, bilgilendiriyorsa, Sakarya ve ülke idealine katkı sunuyorsa”, tebriki de, hak ediyor demektir..
Sakarya’nın, “birçok sivil, özel kurum ve kuruluşlarının, tebrik ilanları ile desteklediği, Adnan Yüksel ve arkadaşlarına destek verdiği Bizim Sakarya Ailesi, bu heyecan, bu arzu ile hem Sakarya’ya, hem insanımıza ve hem de, ülkemize hizmete” devam edecektir..
Bu yolda, bizlere katkı sunanlara teşekkür ederiz!..
İyi ki varsınız!
Yusuf Cinal yazıyor, 16 Eylül 2023