Sevgili okurlar,
Kısa adı ile NATO’nun( Kuzey Atlantik Asamblesi) kuruluş hikayesini anlatacak değilim.
Ama NATO Genel Kurulu, bugün Brüksel’de Devlet ve üye ülke temsilcilerinin katılımı ile toplanacak..
Gündem belli!
“Ukranya-Rusya Federasyonu” arasındaki savaş!
Savaşın tarafları belli..
“Ukranya-Rusya Federasyonu” dışında, bir yanda “Amerika(ABD)” ve savaşa yakın coğrafyada ise “Avrupa Birliği(AB) “ ülkeleri..
Uzak Asya’da ise Çin..
Savaşın acımasız yüzünü yazmak, fotoğraflamak,vahşeti anlatmak elbette zor!..
İnsanların evleri, barkları başlarına yıkılıyor!..
Yaşam altüst oluyor!..
Kaçanlar, arkada sevdiklerini bırakıyor, hayatını kaybedenleri toprağa verecek bir organizasyon bile ortada yok!..
Kentler yıkılıyor, ocaklar yakılıyor, ülke zenginlikleri altüst ediliyor!
Bütün bunlar ne için, neden?
Neyi paylaşamıyorlar?

DAĞILDI DİYE, SEVİNİLMİŞTİ?
Bu güç gösteriminde, ezilen bu masum, mazlum insanların günahı nedir?
Tarihi süreç içinde Ukranya ve bu coğrafya hep sorunlu oldu..
“Sovyet Sosyalistler Cumhuriyetleri Birliği(SSCB)” döneminde de “Macaristan, Çekoslovakya, Polonya, Romanya ile Bulgaristan’ın Rus işgaline uğradığını ve yıllarca tahakküm altında tutulduğunu, bu ülkelerde insanlık dışı olayların yaşandığını”, bizim kuşak hala hatırlar..
“Hürriyet ve özgürlük meşalesi” ellerinde, tankların önüne çıkanların, kahramanlıkları hala dillere destandır..
Nihayet, Michail Sergejewitsch Gorbatschow döneminde (1991) “Sovyet Sosyalistler Cumhuriyetleri Birliği” dağıldı..
Bu topraklarda, esaret altında olan birçok ülke “özgürlük, bağımsızlık ateşi” ile kendi öz topraklarına sahip çıkıp, o “varolmak meşalesini” elden, ele dolaştırarar, bayraklarını göndere çektiler..

UTANÇ DUVARLARI YIKILMIŞTI!?
Bu ülkeler arasında “Türk cumhuriyetlerinin” olması, sınırların açılmasına ve “Türk dünyasının kucaklaşmasına da” vesile oldu..
Bu süreci de hep beraber yaşadık, olup biteni, liderlerin konuşmalarını, gelişmeleri an be an takip ettik..
Bu gelişme karşısında gözler NATO’ya çevrilmişti..
Öyle ya, “Doğu ve Batı Almanya birleşirken, o utanç duvarı denilen Berlin Duvarı yıkılırken, NATO’nun yeni dünya düzeninde işlevi, rolü” ne olacaktı?
İşte bu süreç içinde, NATO’nun mutad toplantılarına katılan “Türkiye Cumhuriyeti başbakanları ile cumhurbaşkanlarından Süleyman Demirel’i, Bülent Ecevit’i, Turgut Özal’ı, Tansu Çiller’i, Mesut Yılmaz’ı ve nihayet Recep Tayyip Erdoğan ile Milli Savunma, İçişleri ve diğer temsilcilerimizi” Brüksel’deki NATO Genel Merkezi’ndeki toplantılarda takip etme imkanı bulduk.

NATO, BARIŞI TESİS EDECEKTİ?
Devlet başkanlarının, başbakanların, temsilcilerin NATO’ya geliş, gidişler, ortaya konan güç gösterimleri, yapılan toplantı öncesi ve sonrası  açıklamaların içeriği, “hep savaşları durdurmak, barışı tesis etmek, sıcak savaş bölgelerindeki insanlık dramlarını önlemek, sosyal, ekonomik gelişmelere destek olmak, terör olaylarının üstüne gitmek” gibi konular oluşturdu..
İnsanlığı tehdit eden, nükleer silahların gölgesinde yapılan bu toplantılarda, ülkelerin konumu, durumu, güçü de, elbette ortaya konuyordu..
Başta ABD olmak üzere, Rusya’nın, Çin’in, İngiltere, Fransa ve İsrail ile diğer ülkelerin ellerindeki “atom bombalarının geleceği de” bu toplantıların gündem maddeleri arasındaydı..
Sovyetler Birliği’nin dağılması ile NATO’nun üstleneceği yeni misyon, Brüksel’de çok konuşulur olmuştu..
ABD Başkanı Regan, Brüksel’deki bir zirvede önemli bir espri ile Avrupalılara önemli bir mesaj verdi..

 

BAŞKAN REAGAN’IN VERDİĞİ DERS?
Zamanın Başbakanı Turgut Özal’ın da hazır bulunduğu bu toplantıda Ronal Reagan,” Bir kasabayı sel almak üzere..Kasabadaki tüm insanlar kurtarılmış, ama biri varki, inat mı, inat, tüm kurtarma taleplerini red ederek, “Benim Allah’ım var, o beni kurtarır” diyordu. Adama bir sal göndermişler, adam inat ya binmiyor,bir ip uzatıyorlar,ipe tutmuyor! Sonunda bir helikopter ile kendisine ulaşılıyor..Adam inat ya,”Benim Allah’ım var,beni o kurtarır”diyerek, adam sulara teslim oluyor..
Öteki dünyada adam, Allah’ın huzurunda şikayetçi,” Ey Yüce Allah, kasabayı sel aldı..Ben ısrarla,” Benim Allah’ım var”diye feryat ettim. Beni gelip kutramadın”diyor..
Bunun üzerine Yüce Allah, “ Ey kulum,sana çeşitli kurtarma teklifleri sunuldu..Sal gönderdik, binmedin, ip attık, tutmadın, helikopter gönderdik reddettin”
diyerek cevaplıyor..

AVRUPA, SON DERECE ÇARESİZ!?
Hikaye bu ya, Reagan, bunu Avrupalı NATO üyesi ortaklarının, bitmek bilmeyen istekleri karşısında anlatarak, yine bir Rus tehdidi karşısında, ne yapılacağı ve ne yapılması gerektiği hususunda, ABD’den taleplerde bulunuyorlar..
Reagan bu anlatım ile “Artık Avrupalı dostlarımız, mazeretlere sığınmadan, kendi başlarının çaresine bakmalı ve geleceklerini tayin noktasında adım atmalıdırlar” mesajı veriyordu..
Yıllar akıp, gitti!
Bugünlere geldik!
Berlin Duvarı yıkılırken, ülkelere bu duvar parçaları hediye olarak gönderilirken, NATO çatısı altında da derin bir sessizlik vardı.

NATO’NUN GELECEĞİ?
Bu sessizlik elbette “NATO’un geleceği” üzerineydi?
Öyle ya, “NATO’nun geleceği” ne olacaktı?
Bir, iki yıl,bu arayışlar ile geçti..
Sonunda, ABD’den o beklenen haber geldi..
NATO, “barışı kollayacak, sıcak savaş bölgelerine barış götürecek, barış hizmetinde misyonunu” sürdürecekti..
Bu haber, ençok NATO şemsiyesi altında çalışanları sevindirdi..
Ama bu işin bir maliyeti vardı!..
Savaş çıkarmak çok kolaydı!
Ya barışı kollamak?
Bu iş ise,daha pahalı ve zor idi!..
NATO, bu minvalde varlığını sürdürdü, ülkelere olan katılım payı artırıldı, bazı ülkeler, NATO’nun savunma anlayışı dışındaydı, tekrar ortaklığa alındı ve öne önemlisi “Barış İiçin Ortaklık Antlaşması” diye bir proje ihdas edildi..
İşte, “Ukranya-Rusya arasındaki savaş, NATO’un genişleme projelerinin altından çıkan” bir savaştır!..
Bu savaşı NATO önleyememiştir!
Avrupa Birliği ve diğer ülkelerde, bu savaşa kayıtsız kalmış, çaresizliklerini sergilemişlerdir..
Avrupa Birliği, dirayetli, bilge liderlerden mahrum olarak bu savaşa yakalanmıştır!..

TOPLANIRLAR, ARKAYA BAKMADAN GİDERLER?
İşte Brüksel’de bir araya gelen NATO üyesi ülkeler ile Barış Anlaşması’na(BİO) imza atan ülkelerin gözlemcileri önünde, ne tür bir karar alınacağı merak konusudur!?..
Ukrayna yakılıp, yıkıldıktan, bunca insan kaçkın durumuna düşüldükten ve birçok canlara kıyıldıktan, Ukranya kentlerinde taş üstünde, taş konmadıktan sonra, “NATO, Allah aşkına ne tür karar” alacaktır?
Bari gidip cenazeleri kaldırsınlar!
Hem, Ukrayna’ya kıyılmıştır!..
Hem, Ruslar ateş içine atılmıştır!..
Hem de, Avrupa ülkelerinin geleceği tehdit altına itilmiştir!
Bu NATO, ne zaman barış için kılını kıpırdattı ki, şimdi de kıpırdatacak?..
İşte “Bosna Hersek, Afganistan, Irak, Suriye, Libya gerçekleri yanında, Kırım’ın işgali, Gürcistan ve Beyaz Rusya gerçekleri ve Türkiye’nin terör örgütü PKK ile mücadeles” ortada değilmidir?
Perşembe’nin gelişi Çarşambadan belli değilmidir?
Geç Beyim!
Barış, NATO’ya kalmışsa vay halimeze!
Yusuf Cinal yazıyor, 24 Mart 2022 Brüksel