Sevgili okurlar,
“Sağlık sorunları” nedeni ile ara verdiğimiz yazılarımıza başladık..
Evet, uzun bir dönem, “hergün Bizim Sakarya okurları için kaleme aldığım yazılarımı,bu defa haftada üç gün ile sınırlandırma” kararı aldık..
Haftada, üç gün!
Yani, bu konuda Bizim Sakarya Gazetesi yönetiminin bir kararı yok..
Sevgili kurucu başkanımız ,gazetemiz onursal sahibi Adnan Y.Yüksel ustam, hergün yazmamı istemez mi?
Ben de isterim, ama şu “sağlık konuları” olmasa!..
Elbette,” önce sağlık” diyerek, işe başlayacağız..
Her işin başı,” zaten sağlık” değil midir?
Allah, “herkese sağlıklı, güzel, ağız tadında bir yaşam” nasip etsin!
Dahası, yüce Mevla’m,” sağlık ve afiyetten” uzak kılmasın!
“Sadede” gelecek olursak, sizlerden ayrı kaldığımız günlerde, neler olmadı, neler?
Yani, o köprünün altından, ne sular aktı, ne sular?
Ayrı kaldığımız süre zarfında, “elbette radarlarımız Türkiye’ye, özellikle Sakarya’ya” dönük idi..
“Radara”, neler yakalanmad,ı neler?

CUMHURİYET’İN BANİSİ!
Bu “nelerin başında”, elbette, ülkede estirilen ve kısır bir döngüye dönüştürülen “Atatürk” konusu geliyor?!
Osmanlı imparatorluğunun paşası, Cumhuriyet’in kurucusu, ülkenin değeri, banisi Atatürk!
Maalesef, azınlıkta olsalar da, “sanal ortamda ve kendi yayın organlarında, televizyonlarında, radyolarında fırtınalar estiren, yani bu milletin Gazi Mustafa Kemal’ine, Atatürk’üne dil uzatmaktan çekinmeyen, bir güruh” oluştu Türkiye’de!
Üzülmemek, elde değil!

ATATÜRK DÜŞMANLIĞI HORTLADI!?
Bu saatten sonra, “burada Atatürk dersi” verecek değilim!..
“Uzun, uzun Atatürk’ü de anlatacak” zamanım yok!..
Bilinmeli ki,” Atatürk düşmanlığı, Osmanlı döneminden, İngiliz işbirlikçileri ile diğer uluslarla birlikte hareket edenlerin, kara çalma, çirkin iftiralarda bulunma, itibarsızlaştırma, gözden düşürme, O’nun kurduğu Cumhuriyet değerlerine, yeniliklerine baş kaldırma..” girişimi olarak yıllardır, gizli,gizli sürdürüldü..
Şimdi ise, halk deyimi ile “aşikare” olarak, bazen hakaret derecesine varır şekilde, bu karalamalar, “Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kişiliğinde, ailesine, benim en büyük eserim dediği Cumhuriyete, onun kazanımlarına kadar” uzanmaya başladı!..
“Cahil, cühale” desen değiller!
Bu durumu, “siyasi saiklerle değerlendiren, taraf olanların da ayak seslerini” duymuyor değiliz!
Bunlar,” fikir bazlı, özgür iradenin mahsülü söylemler desek” o da değil?
Dikkat edilirse, “bu çirkin iftiraların, belli bir kesimden gelmesi”, gözlerden kaçmıyor?
Nedir derdiniz?

ATATÜRK MÜ?
“Atatürk mü, Abdülhamit mi?
Atatürk mü, Vahdettin mi?
Atatürk mü, Çakankale mi?
Atatürk mü, Samsun mu?
Atatürk mü, Sivas mı, Erzurum mu?
Atatürk mü, Malazgirt mi, 30 Ağustos mu?
Atatürk mü, çağdaşlmık mı?
Atatürk mü, medeni dünya mı?
Atatürk mü, dinmi, hurafe mi?
Atatürk mü, Türkçe alfabe mi?
Atatürk mü, hak, özgürlükler ve adalet mi?
Atatürk mü, Laiklik mi?
Atatürk mü, Lozan mı?
Allah aşkına, bırakınız bu ilkelliği, lütfen sağduyudan, birliktelikten, iri ve diri olmaktan ayrılmayınız!..

ATATÜRK TÜRKİYE’DİR!
Atatürk, Türkiye’dir..
Atatürk, Türk Milletidir..
Atatürk, Cumhuriyettir..
Atatürk, Laikliktir..
Atatürk, bağımsızlıktır, özgür Türkiye’dir..”

Lütfen, bu sığ, çağdışı tartışmaları aşıp, “ülkemizin kalkınmasına, çağdaş, modern dünya ile uyumuna, yarışına, muassır milletler seviyesine çıkmaya” bakalım!..
“Atatürk sevgisini, bu milletin kalbinden silmeye” gücünüz yetmez!
Bunu, bir öğreniniz artık!
Evet, “biz, Atatürk askerleriyiz!”
Yusuf Cinal yazıyor, 7 Eylül 2024