Sevgili okurlar,
Rusya’nın, Ukranya işgali tam-gaz devam ederken, dünyanın birçok yerinde de, savaş karşıtları sokaklara çıkıp, tekrar “barışa” dikkat çekecek birliktelikler oluşturmaya devam ediyor..
En can alıcı, en yıkıcı, ateşli silahlar ile atışlar, gece -gündüz demeden sürerken, bir yandan da, ekranlarda, en ürkütücü, endişe verici yorum ve analizlere kulak kabartıyoruz!
Kim kazanacak öyle ya!?
Kim kazanacak!?
İnsanlığın kaybedeceği kesin!
O zaman, bile, bile neden bu saldırganlık?
Neden bu işgal girişimi?
Hani siz, her açıklamanızın başında yer alan, o ifadede yer aldığı gibi kardeştiniz?
Ne oldu kardeşliğinize?
Peki, kardeş, kardeşe kurşun atarmı?
Kardeş, kardeşin evini, barkını, ülkesini talan eder mi?
Dünyasını karartırmı?
Bu gözü dönmüşlük, bu hırs, bu kahpelik neden?
Anlamak mümkün değil!
Esir almak, köle yapmak, sömürmek, çıkar amaçlarına alet etmek, sözde güvenlik garantisi görmek, bir ülkeyi işgal etmek için yeterli sebeplermidir?
Efenidm, geliriz, evinizi başınıza yıkar, ezip geçeriz, hatta haritadan bile sileriz!
Bu ne gözü doymazlık, bu nasıl anlayış, bu ne cüret?
Öyleyse, “herkes gücü yeten, yetene silah doğrultursa”, bunun sonu ne olur?
Yıkalım mı fabrikaları, köprüleri, yolları, evleri, barkları hatta nükleer tesisleri!?
Bunun zararı, sadece Rusya ile Ukranya’ya değil, tüm dünyaya!
Bilmeyen mi var?
Ağlayan yüreklere, imdat seslerine, yardım çığlıklarına ne demeli?
İnsanlığın bile sözünün geçmediği bir anlayış ile karşı karşıyayız!
Bu dünya, ne despot liderleri gördü, ne despot, ne zalim!
İşte bunlardan biri de Putin’dir!
Laf dinlemez, sözden anlamaz, bildik tavırları insanlığı deli eden bir karakter!
Dost görünür, en can alıcı yerden seni vurur!
İştahı kabarır, “savaş” diye kudurur!?
Ukranya’yı işgal için, Rus orduları dört bir yandan saldırıyor!..
Dört bir yandan..
Eli silah tutanlara, gönüllülerde ekleniyor..
Cepheler tutuldu, geçit yok!..
Ölmek var, dönmek yok!
Vatan savunması bu!
Meşru müdafaa!
Allah yardımcıları olsun!
Savaşı başlatanları Allah kahnretsin!
***
Sevgili okurlar,
Bu savaşın elbette Türkiye’ye büyük yansımaları olacak!
Yukarımızda, yanıbaşımızda daha dün, Kırım’ı işgal eden, “Kırım Tatar Türklerini” yurtsuz koyan bu anlayışa, insanlık “dur” demeli!
Kaç gün oldu, gözlerimiz önünde, bombalar savruluyor, sadece kent değil, yüreklerimizde yıkılıyor, yanıyor!
Biz bu çaresizliği Bosna’da, Afganistan’da, Irak ve Suriye ile Libya’da gördük!
Ne acılar yaşandı, ne acılar!
Efendim, o gitsin, bu gelsin?
Öyle de, onlar gideceğine “zat-ı aliniz gitse” daha iyi olmaz mı?
Bu zulüm, bu işkence bitse!
İnsanlık, rahat bir nefes alsa?
Dinyeper boylarında çocuklar, yine şen şakrak koşsa, oynasa?
İnsanlık geleceğe, yine sıkı, sıkı bağlansa?
Barış ırmakları çağıl, çağıl çağlasa?
Herkes kendi öz yurdunda mutlu olsa?
Ah ulan barış!
Seni ne zaman kaybettik, kıymete bindin!
Ardından koş ki, yakalayasın?
***
Sevgili okurlar,
Durup izlemek, seyretmek yerine, barış adına yapacaklarımız olmalı..
Evimizden, ülkemizden mazlumlar adına, barış adına seslenebilmeliyiz!
Barış adına, el ele vermeliyiz, zalimlerin maskesini düşürebilmeliyiz!
Topları susturmalı, tankları durdurmalı, uçakları uçurtmamalıyız, gönüller yapmak için yola çıkmalıyız!
Sevgi adına, saygı adına, insanlık adına, yeni dünyalar kurmalıyız!
Bu yeni dünyada, barış rüzgarları esmeli, barış çiçekleri açmalı..
“Barış” adında çocuklarımız olmalı, geleceğe ışık tutan!
“Gönül elçilerimiz” olmalı, savaşları durduran!
İnsanlık, bunu başarabilir!
Kan akıtan elleri kırabilir, ölüm kusan silahları susturabiliriz!
İçimizde, “nefret ve kinden, öfkeden” beslenenleri durdurabiliriz!
Yeter ki, barışta birleşelim!
Barışta birliktelik yapalım!
Yusuf Cinal yazıyor/ 7 Mart 2022 Adapazarı