Bazen “Yahu bu kadar hızlı dönmeyin, yandaşlarınızın başı dönüyor” demek zorunda kaldığımız pek çok olayı aktardım bu köşeden.

Bugün yine bir benzerini yaşıyoruz.

Milli ve yerli astronotumuzun, uzaydan yaptığı ilk açıklamada Atatürk vurgusu yapması herkesi şaşırttı, hatta çoğumuzu ters köşe yaptı malumunuz.

Benim gibi düşünenler, Atatürk’e dair düşüncelerini çok iyi bildiğimiz bu iktidarın lütuf ve ihsanı ile uzaya çıkan bir seçme vatandaşın, Atatürk’e vurgu yapmasına doğrusu biraz şaşırdık.

Normalde olması gereken astronotumuzun cumhurbaşkanına övgüler düzmesi, yaptığı her olayı cumhurbaşkanımızın iznine, inayetine, lütfuna bağlaması, her kelimesinin önüne cumhurbaşkanımız kelimesini eklemesi gerekiyordu, değil mi?

Ama bir de baktık ki, yerli ve milli astronotumuz bu başarıyı Atatürk’e mal ediverdi.

Benim gibi düşünenler için bir şaşkınlık vesilesi olan bu olayın, yandaşlarda yarattığı ve yaşattığı duygular ise hayal kırıklığı ve kızgınlık oldu.

Uzaya çıkış maceramızın bilimsel bir özellik taşımadığı, sadece önümüzdeki yerel seçimlere yönelik bir halkla ilişkiler çalışması olduğunu anlamayan, yani bilgilendirilmeyen bazı yandaşlar, Avcıgezer’in Atatürk vurgusuna kafayı taktılar.

İktidar zihniyetine yaranma fırsatı olarak görüp eleştirel yazılar yazdılar yazmasına ama o da ne? Kiminin yazıları yayınlanmazken kimilerinin yazıları tırpanlandı.

Bunlardan birisini TELE1 ifşa etti.

Yandaş Yeni Şafak’ın yazarı Aydın Ünal, uzaya çıkan ilk Türk astronot Alper Gezeravcı’nın “İstikbal göklerdedir” mesajını göndermesinden rahatsız oldu, ‘ayrıştırıcı’ buldu.

Ünal, ‘Erken uyarılar’ başlıklı yazısında Gezeravcı’yı hedef alarak, Atatürk’ün ‘ülkenin yüzde 1-2’lik’ kesimine hitap ettiğini söyleyerek Gezeravcı’yı ‘ayrıştırıcı’ olmakla suçladı.

Yazarın yazısının ‘Uzaydan ayrıştırıcı mesajlar’ başlıklı ilgili bölümü şöyleydi:

“Türkiye’nin uzaya giden ilk astronotunu milletçe büyük iftiharla izledik. Fırlatma anında milyonlar gibi ben de gözyaşlarımı tutamadım. Ne var ki astronotumuz mikrofonu eline aldıkça, Mustafa Kemal’e de ait olmayan bir sözle, ülkenin yüzde 1-2’lik bir kesimine hitap edip yüzde 90’ları ayrıştırıyor.

Türkiye’yi ayrıştıran, ufkunu kapatan, ülkeye pranga olan Kemalist statükoya karşı verilen o kadar başarılı mücadelenin ardından dönüp dolaşıp statükoya demir atmak… Hazin, çok hazin…”

Dedi demesine ama olayın algı operasyonundan ibaret bir halkla ilişkiler çalışması olduğunu önceden bilen yandaş gazete yönetimi, ilgili bölümü tırpanladı.

Öbür yandan da olup bitenin seçimlere yönelik imaj çalışması olduğunu bilen veya bu konuda uyarılan yandaş Milliyet Gazetesi, yönetimi, yazarları ve muhabirleriyle aynı hataya düşmedi

Yerli ve milli astronotumuzun Atatürk’e bağlılığını ön plana çıkaran haberlere imza attılar.

O habere göre Gezeravcı, Anıtkabir’i ziyaret etti.

Anıtkabir özel defterine şunları yazdı;

"Cumhuriyetimizin kurucusu, Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk; bugün, çizdiğin yolda izlerini takip eden bir Türk vatandaşı ve Türkiye'nin insanlı ilk uzay görevinin astronotu olarak, Cumhuriyetimizin 100'üncü yaşında bize hedef gösterdiğin yolda, gökyüzünü ve uzayın kapısını aralamış olduğumuzun müjdesiyle huzurundayım.

Ay yıldızlı bayrağımızı hak ettiği yere, uzaya taşıyacak olmanın gururunu yaşıyorum.

Cumhuriyetimizin temellerini attığı günden bu yana ülkemiz, sizin ilham veren ideallerinizle büyüdü ve gelişti.

Şimdi, emin ve kararlı adımlarla Türk milleti olarak uluslararası alanda saygın bir bilim ve teknoloji gücü olma yolunda ilerliyoruz.

Uzaya yapacağım bu yolculuk, sadece bir bireyin değil, milletimizin azim ve kararlılığının yansıması olacak.

Uzaya gidecek ilk Türk vatandaşı olmanın onuru ve gururuyla aziz hatıran önünde minnet ve özlemle eğiliyorum."

Hiç şaşırmayın, iktidar her seçim öncesinde olduğu gibi Atatürkçü olacak.

Yandaş, selvi boylu yazarın dediği gibi; “Erdoğan yükselen dalgayı gördü, Atatürk’ü ön plana çıkarma gereği duydu.”

Sadece yandaş vatandaş ve yazarlar değil, iktidarın bu algı yönetimi ve halkla ilişkiler çalışmasını algılayamayan her kesimin dikkat etmesi gerekiyor elbet.

Mesela şu hilafet isteyenler…

Tabii ki iktidar sizden farklı düşünmüyor ama şimdi üstelik seçim üstü sırası mı kardeşim?

Haliyle iktidar çok kızdı bu adeta iktidarın halkla ilişkiler çalışmasını baltalayan davranışlara…

Parti Sözcüsü Ömer Çelik; “Hilafet gibi gündemimiz yok. Bu tartışmadan kast edilen şey Türkiye'de rejim değişikliği talep etmekse bunun karşısında oluruz. Bizim Atatürk'le bir meselemiz yok” dedi.

Cumhurbaşkanımız da duruma müdahale etti etmesine ama ortaya tirit bir açıklama.

“Artık kullanım ömrü bitmiş küf kokan eski tartışmaları yeniden piyasaya sürme girişimleri asla masum değildir. Vatandaşlarımızı köken, inanç, hayat tarzı, kıyafet üzerinden ayrıştırmak isteyenlerin amacı en büyük gücümüz olan milli birlik ve beraberliğimizi dinamitlemektir.” sözünün muhatabı kim, cumhurbaşkanı kime kızdı, kimi uyardı, anlaşılamadı.

Neyse, ‘her şeye kadir olan seçim dönemi’ yine olmayanları Atatürkçü yapacak. Bunun bir halkla ilişkiler çalışması olduğunu bilin de hem başınız dönmesin hem de şaşırmayın!