"Üniversite deyince ülkemizde ne görüyoruz? Kızmaca darılmaca yok; İflas etmiş bir eğitim sistemi görüyoruz! Niteliksel değil, maalesef niceliksel büyüyen içi boş bir yapı görüyoruz!
Diplomalı işsizler ordusu yaratan üniversitelerimizin sayısıyla övünmeye değil, nitelik sorununu tartışmaya ihtiyacımız var.
Sayenizde “apartman üniversiteleri” diye bir kavram oluştu.
Hatta onlardan birine Selman Öğüt atandı. Tıpkı Bekri Mustafa’nın Ayasofya’ya imam olması gibi.
Bu arada üniversiteye girişteki baraj uygulamasını kaldırdınız de mi?
Ne oldu peki? Hem iki yıllık hem de 4 yıllık bölümlere çok sayıda öğrenci eksi net ile girmeye başladı. Kaldı ki halen pek çok bölüm boş kaldı.
Yahu eksi dokuz netle 4 yıllık üniversiteleri kazananlar var bu ülkede, görmüyor musunuz?
Hal bu ki; Baraj kalkmadan önce 4 yıllık bölümler için en az 27 net, 2 yıllık bölümler için de 9 net yapmak mecburiydi, öyle değil mi?
Tabi ki sizin için önemli olan konu bu değil. Sayenizde üniversiteler kadrolaşma ve arpalık yeri oldu!
Mesela; Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi.
Bu üniversitemiz resmi gazetede bir öğretim üyesi alım ilanı yayınlıyor.
Söz konusu ilanda, Fen Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji bölümü için Doktor Öğretim Üyesi alınacağı duyurulmuş, şart olarak da ne yazılmış biliyor musunuz?
“Uygulamalı Sosyoloji Anabilim Dalı Doktorasını yapmış olmak, toplumsal hareketlilik ve göç alanında tamamladım.
Buradaki “tamamladım” sözcüğünün açık anlamı şu: İlan adrese teslim hazırlanmış, kadroya alınması planlanan kişinin özgeçmişi aynen ilana kopyalanarak konulmuş!
İlahi adalet de işte böyle yakayı ele verdirmiş.
Bakanın çok sevdiği, hatta en sevdiği bir dernek var. MEB’in adeta paralel yapısı haline gelen Cihannüma. İşte bu Ahi Evren Üniversitesi’ni ne yapıp edip adeta Cihannüma Üniversitesi’ne döndürmüşsünüz Sn. Bakan. Kutlarım sizi!
Mesela; Rektör Prof. Dr. Mustafa Kasım Karahocagil’in, Cihannüma Derneği Kırşehir Bölge Temsilciliği ile Genel Merkez Yöneticiliği bulunuyor.
Rektör olunca ilk icraatı da ne olmuş? Üniversite genel sekreterini görevden alarak yerine vekaleten Cihannüma Derneği genel merkez yöneticilerinden Hüseyin İlter’i atamış.
Devamı da var: Tıp Fakültesi Dekanlığına ve Rektör Yardımcılığına Cihannüma Derneği Kırşehir il temsilciliği görevini yürüten Prof. Dr. Ali Güneş’i atamış.
Üniversitenin Hukuk Müşavirini görevden almış, yerine aynı üniversitenin, eğitim fakültesi hocası olan Dr. Öğretim Üyesi Halit Ertuğrul’un oğlu Hüseyin Ertuğrul’u atamış.
Örneğin; 10 yıldır Ak Parti Kırşehir İl Kadın Kolları başkanlığını yürüten Meryem Düğer, Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu’nda kadrolu ve maaşını buradan alıyor.
Sn. Bakan yasaya aykırı bu kadronun sebebi hikmeti nedir?
Bir de AKP'ye en yakın olan ve desteklenen Bezmialem Vakıf Üniversitesi var.
Üniversitenin Mütevelli Heyeti Başkanlığını Ahmet Akca yapıyor. Ahmet Akca kim? O da Cihannüma Derneği’nin Genel Başkan Vekili.
Bu arada Ahmet Akça, Cihannüma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi iken, Bezmialem Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanlığı yanı sıra, Turkcell Yönetim Kurulu Başkanlığı da yapıyor. Bitti mi? Bitmedi! Ahmet Kesgin Kim?
Söyleyelim; O da Cihannüma Derneği'nin de "Eğitimden Sorumlu" Genel Başkan Yardımcısı.
Serhat Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. İbrahim Taşdemir'in yolu da Cihannüma ile kesişir ve Yönetim Kurulu Üyesi olduktan kısa zaman sonra da Milli Eğitim Bakanlığı'nın en stratejik dairelerinden birisi olan İdari ve Mali İşler Daire Başkanı yapılır.
Yani Bakanlığınızın mali ve idari işleri de, Cihannüma Yönetim Kurulu Üyesi'nden soruluyor.
Hoş, kişiye özel kanunlarla rektör olmuş bir bakan olarak, sizin bunlara verilecek ne gibi bir cevabınız olur, doğrusu merak ediyorum.
Bizzat sizin Hacı Bayram Üniversitesi’nin rektörlüğüne atanma süreciniz de çok tartışmalara neden olmuştu de mi?
Rektörlük için aslında 3 yıl profesörlük yapma şartı vardı ve koşul sizin, rektör olarak atanabilmeniz için kaldırılmıştı.
Rektör olabilmek için gerekli olan üç yıllık profesörlük şartı, kanun değiştirilerek kaldırıldı ve sizin atanmanızın ardından, kanun tekrar eski haline döndürüldü.
Sonuç itibarıyla karşı karşıya olduğumuz durum şudur: AKP’den talimat almadan herhangi bir iş yapmayan YÖK… YÖK’ten talimat almadan da hiçbir iş yapmayan bir üniversite!
Yükseköğretim dünyamızı ne yazık ki böylesine hazin, böylesine acıklı bir tabloya sürüklediniz!
Bakın; Boğaziçi Üniversitesinde sebep olduğunuz haklı direniş, sizin “1000 günlük Ayıbınız” olarak tarihe geçti.
Biliyor musunuz ki; Avrupa'daki 35 ülke arasında, rektörün üniversite dışında belirlenip onaylandığı tek ülke biziz!
Ve keşke, iktidar partisinde aday adayı olmak, aday olmak, milletvekili olmak, eski bir bakan olmak ya da bunların yakını olmak, İlim Yayma, TÜGVA veya Cihannüma gibi referanslar aramasaydınız?
Bu ülkenin asıl beka sorunu, Milli Eğitimde toplumsal bir bütünlük sergilemeyişimiz, aksine kin ve nefret dolu kamplarda kutuplaşmamızdır.”
Devam edecek…