2019 yerel seçim kampanyasında İmamoğlu’nu Sisi yerine koydular.

Vatandaşa “Sisi’yi mi seçeceksiniz yoksa Binali Yıldırım’ı mı?” diye sordular.

Seçmen İmamoğlu’nu, bunlar da 5 yıl sonda Sisi’yi tercih ettiler ki bugün “darbeci” dedikleri Sisi ile kucaklaşacaklar.

Şaşırdık mı? Hayır…

Çünkü bu ‘U’ dönüşleri alışkanlık yaptı artık. Pek çok şey gibi buna da alıştık.

Biz alıştık da halen alışmayanlar, bu ‘U’ dönüşlerine hazırlıksız yakalanıp başı dönenler, her dönüş sonrası eşine dostuna bunun nasıl izah edeceğini kara kara düşünenler var.

İşte biz o kafası karışıklara hitap edelim bugün, ki belki uyanışlarına vesile oluruz…

16 Mart 2019, 31 Mart seçimlerinden önce düzenlenen bir mitingde konuşuyor;

"Bu işin bir siyasi boyutu var, yanı var. Yan tarafta Sultanahmet'i doldurmayacaksın, 'Ayasofya'yı dolduralım' diyeceksin. Büyük Çamlıca Camii'ni yaptık, 4-5 tane Ayasofya eder. Bu oyunlara gelmeyelim. Bunların hepsi tezgah. Bu namussuzlar böyle dedi diye biz adım atmayız."

Malumunuz Ayasofya şaşalı bir törenle Nisan 2022’de açıldı, rantı 2023 seçimlerine kadar tepe tepe kullanıldı ve bugün sözde restorasyon bahanesi ile tekrar kapatıldı.

Kaşıkçı cinayeti; “Kaşıkçı cinayetinde Suudi Arabistan bizden belgeleri almak istedi. Belgeleri dinletiriz ama vermeyiz, bir de bunları yok mu edeceksiniz. Ses kaydında üst düzey asker açıkça ‘Ben kesmeyi iyi bilirim’ diyor. Bunlar dünyayı enayi zannediyor, insanları enayi zannediyor. Bu millet enayi değil, hesabı sormasını bilir” dedi.

O dosya Suudi Arabistan’a verildi.

29 Nisan 2018, “Bedelli askerlik şu anda hükümetimizin gündeminde değil. Hele hele bir tarata Afrin bir taraf Fırat Kalkanı Harekatı olduğu dönemde gündemimize almak şehitlerimize gazilerimize karşı saygısızlık olur” dedi. Şubat 2019, bedelli askerli uygulaması başlatıldı.

Mayıs, 2022; “Artık benim için Miçotakis diye birisi yok. Kendisiyle böyle bir görüşme yapmayı asla kabul etmiyorum. Çünkü biz sözünde duracak, şahsiyetli, onurlu siyasetçiler ile yola gideriz.” 

Ve sonra Yunanistan’ı tehdit etti; “Bir gece ansızın gelebiliriz.”

Sonra: Aralık, 2023; Yunanistan’a gitti. Ben o sözleri terör örgütleri için söylemiştim, dedi.

Sanırım yandaşların en çok ağrına giden, en azından gitmesi gereken Mavi Marmara olayında yapılan ‘U’ dönüşüydü.

16 Temmuz 2014: "Vicdanını bir insani yardım kuruluşundan çıkarmaya çalışıyorlar, hale bak. Kimdir bu insani yardım kuruluşu? Mavi Marmara ile Gazzeli bebeklere ilaç götüren mama götüren, gıda götüren, bunun için de ölümü göze alan bir yardım örgütü. Somali'de Filistin'de, Irak'ta, Suriye'de, Afganistan'da, taa Açe'de, Myanmar'da, bütün tehlikeleri göze alarak insanlara el uzatan bir insani yardım örgütü."

17 Temmuz 2014: "İsrail'in Mavi Marmara'dan dolayı bu yardım teşkilatına kini var. Pensilvanya'nın da aynı sebeple bu kuruluşa kini var. Ne diyordu, 'Otoriteden izin almalılardı'. Otorite kim, güneydeki sevdikleri mi, yoksa biz mi? Eğer otorite Türkiye'de bizsek biz zaten izni verdik. Ama onlara göre İsrail."

29 Haziran 2016: "Siz kalkıp da Türkiye'den böyle bir insani yardımı götürmek için günün başbakanına mı sordunuz"

Sonuç; Gazze’ye insani yardım götüren Mavi Marmara gemisine, İsrail askerlerince düzenlenen ve 10 kişinin ölüp 56 kişinin yaralandığı saldırıya ilişkin dava, Türkiye ile İsrail arasında yapılan anlaşmayla düşürüldü.

Bir de Davos meselesi var, hatırlarsınız. Erdoğan’ın İsrail’e, Peres’e kafa tuttuğu ve hatta yüzüne ‘siz bebek katilisiniz’ dediği şu meşhur olay.

AKP’liler yıllardır bunun ekmeğini yiyor, rantını sürdürüyor.

Herkes o anı hatırlıyor, hatırlatıyor, keyfini sürüyor.

Peki sonra ne oldu? Sonrası hiç gündeme getirilmedi, Türkiye basını bu kısmıyla ilgili oralı olmadı. Ben anlatayım;

Cumhurbaşkanı Şimon Peres ile arasında yaşanan gerginlik sonrasında salonu terk etmesinin ardından, Forum Başkanı Klaus Schwap ile bir araya geldiler ve ortak basın açıklaması yaptılar.

Erdoğan bu açıklamada; “Herhangi bir şekilde ne İsrail halkını ne Cumhurbaşkanı Perez'i ne de Musevi halkını hedef aldım. Aksine, bugün öğleyin yapılan panelde de bu akşam yapılan panelde de antisemitizmin bir insanlık suçu olduğunu ifade eden bir başbakan, bir lider olduğumu tekrar hatırlattım.”

Lakin Erdoğan mitinglerinde böyle konuşmadı; “Davos'ta 'One minute' dedik. Kime dedik? İsrail'in başındakine” dedi ve alkışlandı.

Halen de alkışlanıyor…