Bungalovlar… Mantar gibi her geçen gün sayıları artıyor… Bölgemizde faaliyet gösteren bungalovların çoğunun işletme ruhsatı yok ve hatta herhangi bir denetime de tabi tutulmuyorlar… İsteyen istediği yerde plansız, programsız, yapı denetimli ve imar alanı olmadan yenisini yapabiliyor… Bu son derece düşündürücü bir durum… Kısacası bahse konu olan bungalov tarzı evler, ilgili resmi kurum ve kuruluşların değil, ne amaçla kullanıldığı belli olmayan kişilerin ya da işletmecilerin kontrolünde… Yapı denetim izni olmadan, ruhsatsız ve imara açık olmayan yerlerde yapılan ahşap ev dediğimiz bungalovlarda, zaman zaman olumsuzlukların ve de en önemlisi yangınların hatta can kayıplarının yaşandığına şahit olmaktayız…

Binleri aşan sayılarda olan ahşap ev  tarzı bungalovlar, sadece kaçak olmalarıyla değil, imara açık olmayan yerlerde yapılmalarından dolayı da bölgedeki eko-sistemi bozmakta, yerleşim yerlerinin önemli su kaynaklarını da olumsuz etkilemektedir. Bu olumsuzluk sadece bölgemizde değil, çevre il ve ilçelerde de yaşanmaktadır…

Doğaya, çevreye ve imara uygun bir şekilde yapılan, diğer bir deyişle işini en iyi şekilde yapan işletmelerimiz de var elbette. Onlara diyeceğimiz hiç bir şey yok… Çürük elma misali, aralarında bazı işletmeler var ki öyle ya da böyle, bir şekilde işini kılıfına uydurup, 5-10 ahşap bungalov ev yapımı için ruhsat aldıkları yere, yarıdan fazlasını daha ekleyerek işlerini yürütüyorlar. Halbuki bahse konu olan işletmelere sadece konaklama alanı olarak değil, sosyal alanlarıyla birlikte işletme ruhsatı veriliyor… Bu gevşekliği gören bazı uyanıklar, kendi adlarına değil yakınlarının veya tanıdıklarının adına doğal ve bakir alanlara, köylere yakın yerler ile ormanlıklara yakın boş buldukları mevkilere farklı modellerde daha çok ahşap bungalov evleri rahatlıkla yapabilmektedirler. Bunlar yetmiyormuş gibi bungalovların yapılacağı yerlerde parsel belirleme çalışmaları için, ilgili profesyonellerden ruhsat öncesi plan yapmaları istenmekte, ilgili mimar ruhsat alınmadan hiç bir işlem yapamayacağını belirtmesine rağmen, “eğer işimizi yaparsanız, sizi de görürüz” teklifinde de bulunulabilmektedir… Bölgede faaliyet gösteren villa ve bungalov işletmecileri derneği dahi bu olumsuz gelişmelerden yaka silker duruma gelmiştir…

Bölgenin dağlarını, ormanlarını hatta göllerini, derelerini bilinçsizce kirletenler, kime-neye güveniyorlar… Bunlara DUR! diyecek vatanını, milletini ve bölgesini seven biri yok mu?

Bu haftaki yazımı kaleme aldıktan sonra “son dakika” misali gelişmeyi sevgili üstadım, kıymetli meslektaşım Mansur Yılmaz’ın bilgilendirmesiyle özet olarak yazıma eklemeyi uygun gördüm… “Sapanca’da 84 hissedarın olduğu 7 bin 100 metrekarelik tek parsel alana, sahte imza kullanılarak 2 bungalov yaptırıldığı öne sürüldü. Sapanca Belediyesi'ne giderek şikayette bulunan hissedarlardan Serdar Bayrak, "Haberimiz yokken adımıza sahte imzayla buraya ruhsat alınmış. Sesimizi duyurmaya çalışıyoruz" diyerek, gelişmeleri şu şekilde aktardı; "Hissedarlardan birinin buraya bungalov yaptığını öğrendiğimizde Sapanca Belediyesi'nin Beyaz Masa bölümüne şikayetimizi bildirdik. Ama ne hikmetse belediyenin bir yaptırım uyguladığını duymadık. Sadece iki bungalovdan birine mühür vurulmuş. Bu şekilde inşaata devam edilmiş. Havuzu yapılmış, elektrik ve su bağlanmış. Yeniden belediyeye başvurduk. Bize, iki kez ihaleye çıkardıklarını fakat ihaleyi kimsenin almadığını söylediler. Biz de bunun üzerine Sakarya Büyükşehir Belediyesi'nin imar bölümüne başvurduk. Burada da bize, ilçe belediyesi herhangi bir işlem yapmıyorsa Büyükşehir Belediyesine bildirmeleri gerektiğini, akabinde iş makinesi göndererek yıkımı gerçekleştireceklerini söylediler. Bizi yönlendirmeleri sonrasında Sakarya Adliyesi'ne giderek şikayet dilekçesi verdik. Yıkım kararı çıkmış ama yapı burada ve hala yıkılmıyor." Ne olacak bu güzel memleketimin hali? Varın siz söyleyin…

Bu özel gün vesilesiyle, usulsüzlüklerin ortadan kalkması, sevgilerin katlanarak artması dileklerimi iletmek istiyorum. Sağlık dolu günler geçirerek, haftaya buluşmayı umit ediyorum…