Dün yazdım; “Bugün yaşadıklarımızın en büyük sebep ise parlamenter sistemin yerine oturtulan bu ucube rejim…

Bu rejim sebebiyle milletvekilliği değerini yitirdi.

Bu rejim sayesinde TBMM milletvekilleri için yan gelip yatma yeri oldu.

Bu rejim sayesinde milletvekilleri işlevsizleştirildi de her biri parmak indirip kaldıran birer kuklaya dönüştü.

Ama haklarını yemeyelim, hepsini bir kefeye koymayalım çünkü bu ucube rejime rağmen elendin gelenin fazlasını yapan, kırıntısı kalan demokrasinin gereğini yapmaya çalışan milletvekillerimiz de var.”

Evet, onlar yan gelip yatmıyorlar.

Soru önergeleri veriyorlar, araştırma önergeleri veriyorlar, yasa teklifleri sunuyorlar.

Tamam, hepsi iktidar ittifakı milletvekillerinin sandalye sayısına takılıyor ama netice de ülkenin ve toplumun en önemli sorunlarını dillendirip, tutanaklara girmesini sağlayarak tarihe not aldırıyorlar.

TBMM çatısı altındaki mücadelelerinden sonuç alamayınca da medyayı özellikle sosyal medyayı çok iyi kullanıyorlar.

Bunlardan bir tanesi de ve en sevdiğim milletvekili diyebileceğim Turan Çömez’dir.

En önemli özelliklerinden bir tanesi de AKP’yi ve Erdoğan’ı çok yakından tanımasıdır.

Dolayısıyla AKP’nin kuruluş aşamasıyla bugün geldiği noktayı en sağlıklı biçimde değerlendirebilme yeteneğine sahiptir.

En son yine iktidar partisini köşeye sıkıştırdı.

Uzman gözüyle şu devasa hastaneleri gündemine taşıdı.

“İşletme maliyeti, hasta konforu ve çalışma kolaylığı dikkate alınarak yapılan araştırmalarda; Modern bir hastanede yatak başına kapalı alanın 150-200 metrekare olması gerektiği hesaplanmış. Medeni dünya planlamayı böyle yapıyor. Dünyanın en cimri ülkelerinden biri olan Birleşik Krallık’taki NHS hastanelerinde yatak başına kapalı alan ortalama 80 metrekare. Türkiye’deki özel hastanelerde bu rakam 100-125 metrekare. Peki şehir hastanelerinde durum ne? 313 metrekare.

Çünkü devlet, yani millet, şehir hastanelerine kira ödemesini metrekare üzerinden yapıyor” dedi ve Eski sağlık bakanı Fahrettin Koca’ya sordu;

“Kendi hastanelerinde 100 metrekare olan kapalı alan, şehir hastanelerinde neden bunun 3 katı?

Bu korkunç soyguna ve ranta nasıl onay verdin?”

Doğru bir soru ve yerinde bir eleştiri…

İçinde adalet olmayan devasa adalet saraylarımız gibi içinde sağlık olmayan şu devasa şehir hastanelerinin büyüklüğünün iç yüzünü de öğrenmiş olduk.

Sadece uzmanlık alanının konuşturmuyor Turan Çömez…

Her konuda araştırmacı, bilgili ve donanımlı olduğunu televizyon programlarından biliyor ve zevkle izliyoruz.

Nitekim iktidar cephesinin özelleştirme furyasına da önemli bir eleştiri getirdi.

“Gemlik Gübre’nin mülk değeri 120 milyon dolardı.

928.785 metrekare arsa, 154 adet lojman, cami, okul, market ve spor alanları vardı.

Yalnızca amonyak işletmesinin kuruluş maliyeti, 370 milyon doları buluyordu.

2005 itibarı ile depolarında 23.2 trilyon liralık hammadde vardı.

Satış öncesinde sermaye artırımı oyunu yaptılar, yani devlet, Gemlik Gübreyi satın alacak olan şirkete borçlu hale geldi.

600 milyon dolarlık milli servet, 5 yıl vadeyle 83 milyon dolara gitti.

Tüm detayları rapor edip Erdoğan’a ulaştırdım, sonradan öğrendim ki rapor kaybolmuş!

Devletin elindeki pek çok gübre fabrikası böyle peşkeş çekildi.

Halen yıllık gübre tüketimimiz 7 milyon ton ve bunun yarısını ithal etmek zorundayız.

Dünyadaki en yüksek gıda enflasyonunun Türkiye’de olması rastgele değil, planlı bir tahribatın sonucu bu.”

Hani iktidarın özelleştirme şeklini ‘üzerindeki elbise fiyatına adam satmak’ diye eleştiriyoruz ya, işte eleştirimizi haklı çıkaran önemli bir örnek daha önümüze koydu Turan Çömez.

Sosyal medya birkaç gündür Merkez bankası eski başkanı ama görevden alınmasına rağmen maaşını her ay tıkır tıkır alan ve daha bir buçuk yıl almaya devam edecek olan Hafize Gaye Erkan haberleriyle çalkalanıyor.

Haliyle başarılı Milletvekili Turan Çömez de katıldı bu eleştiri furyasına ve adeta taşı gediğine koydu;

“Bu ülkede her 5 çocuktan biri yatağa aç girerken ve bunların yarısında büyüme gelişme geriliği varken, bu millet görevden alınmasına rağmen Hafize Gaye Erkana her ay 300 bin TL maaş ödemeye devam ediyor.

Ve o da, “beach club” larda aslanlı doğum günü partileri düzenliyor!

Yakışır AKP yüzyılına!”

Evet, bundan sonraki yazılarımda da yüzümüzü ağartan milletvekillerinden örnekler vermeye devam edeceğim.

Mesela Deniz Yavuzyılmaz, köşemize konuk olacak. Bilginize…