“Sağ elin verdiğini sol el bilmemeli”

Bu güzel Hadis-i şerifin üzerine çok konuşacak bir şey yok aslında.

Açıkçası ben de lafı çok uzatmak istemiyorum. Sadece gözüme çarpan ve beni çok rahatsız eden bir durumdan bahsedeceğim. Belki başkasını da rahatsız etmiştir!

***

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam’a seçim propagandası için hazırlanan billboardda bakanlığın faaliyeti ön plana çıkarılmış. Sosyal devlet olmanın gereği olarak yerine getirilen dul kadınlara bir miktar maaş bağlanması pankartta anlatılıyor.

Ama bu güzel adım anlatılırken adeta vatandaşın gözüne sokuluyor. Büyük puntolarla şöyle yazılmış:

            “300 bin kadınımıza maaş”

Ne var bunda, ne güzel işte!

Bunda bir şey yok zaten! Sıkıntı bu slogan cümlenin üst başlığı.

Büyük harflerle aynen şöyle bir ifade kullanılmış:

            “Eşi vefat eden”

***

Yani

            “Eşi vefat eden 300 bin kadınımıza maaş”

Saçmalık bununla da bitmiyor.

İmza olarak, son günlerin sakızlaşan sloganı kullanılmış:

            “Onlar konuşur, AK Parti yapar”

***

Tersten başlayalım.

Ben bugüne kadar Türkiye’de herhangi bir partinin bir kadına “senin eşin ölsün de ben de sana maaş bağlarım, gül gibi geçinip gidersin” diye vaatte bulunduğunu görmedim, göreceğimi de sanmıyorum.

Her sloganın altına alışkanlık olarak yerleştirdiğiniz -onlar konuşur, biz yaparız- lafı buraya uymamış.

***

Kendisi de iyi bir edebiyatçı olan Sayın İslam da şüphesiz hak verecektir ki, kelimelerin gücü kılıç kadar keskindir.

Yunus Emre’nin dediği gibi;

            “Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı”

‘Ölüm’, ‘vefat’ gibi kelimeler reklam metinlerinde tercih edilen imgeler değildir. Gazetecilik dersleri de vermiş olan Bakan Hanım bunu mutlaka biliyordur.

Halk arasında bile ‘kocası öldü’ denilmez de, ‘dul kaldı kadıncağız’ denilir. Kırmak istenmez kimse, acılar tazelenmesin diye.

***

Demem o ki, ‘vefat’ kelimesi yerine pekala ‘dul’ kelimesi kullanılabilinirdi.

TDK Sözlüğünde ‘dul’ kelimesinin karşılığı aynen şu: “Eşi ölmüş veya eşinden boşanmış kadın veya erkek.”

Tam olarak karşılamıyor belki ama daha ortada bir duruş.

Zaten reklam metninde de detaylar yok!

***

300 bin kadına maaş verildiği söyleniyor sadece.

Bu 300 bin kadının kim olduğu belirtilmemiş.

Mesela bu 300 bin kadının içerisinde Soma’da yaşamını yitiren 301 madencinin eşleri de var mı?

İş cinayetlerinde ölen erkeklerin eşleri de var mı?

Devlet terörüne kurban giden adamların kadınları da var mı?

Şehit düşen polis ve askerlerin eşleri var mı?

Bu 300 bin rakamının kaçı eceliyle Hakkın Rahmetine kavuştu, kaçı canını emanet ettiği devletin duyarsızlığı ve ihmalleri sonucu vefat etti?

***

Her bir vatandaşın can ve mal güvenliğinden bizzat sorumlu olması gereken devlet, görevini yerine getiremeyince, bazı ölümleri –fıtratında var- diye kabullendirince geride kalan gözü yaşlı kadınlara teselli ikramiyesi(!) mi veriyor. Bunu düşünmek bile istemiyorum!

***

En başta da hatırlattığımız gibi, “Sağ elin verdiğini sol el bilmemeli”. Ve devletin, hele ki adında ‘Sosyal Politikalar’ bulunan bir bakanlığın asli görevini reklam malzemesi olarak kullanmamalı.

Peki…

Neymiş bu maaş ki, bu kadar büyük billboardlara çıkartılıyor?

***

Aylık 250 TL