Nefes alan her birey her an engelli olma potansiyeline sahiptir. Bu gerçeği çoğunlukla unutuyor olsak da… Ensemizde böyle bir gerçeklik bizi takip ederek ilerliyor. Bir gün bir kaza sonucu, dikkatsizliğimizden veya yanlış bir tedavi ile engelli birey olabiliriz.
Koşup zıplarken, engelleri aşmakta hiçbir sıkıntı yaşamazken önümüze bariyerler çekilip erişim alanlarımız kısıtlanır. Bu gerçeği bilerek engelli kardeşlerimizle sürekli empati yapmak gerekmektedir. Kendimize göre dizayn ettiğimiz şehirler ve sosyal çevreyi engelli kardeşlerimizi de düşünerek entegre etmeliyiz. Bunu yapmak elbette ki, öncelikle devletin görevi ama vatandaş olarak taleplerimizle devleti ve kurumları buna zorlamak gerekiyor. Bir bina, bir yol yapılırken engelliler düşünülerek yapılsın ve yapılan işler iş olsun diye yapılmasın!
Anladığımız, engelli kardeşlerimizden dinlediğimiz kadarıyla bazen yapılan işler engellilere faydadan daha çok eziyet ediyor. Yani engellilerin hayatını kolaylaştırmak da bir uzmanlık işi! Bunu kesinlikle ve kesinlikle uzmanlara bırakmak gerekiyor. Örneğin görme engelleler için yapılan kabartmalı yol şeritleri diğer bir engelli grubu olan tekerlekli sandalyeliler için zorluk çıkartabiliyor. Veya belediyenin iyi niyetle yaptığı bir rampa, eğimin fazlalığından dolayı tekerlekli sandalyeler için kolaylıktan çok zorluk çıkartabilir.
Şehirde dolaşırken bazen engelli olsam nasıl hareket edebilirim diye düşünüyorum. Açıkçası hareket engeli bulunmayan bir birey olarak bile hareket etmekte zorluk çektiğim birçok nokta olabiliyor. Engelli kardeşlerimiz çok daha büyük zorluklar çekiyordur!
***
Bir şehri dizayn ederken engelli grupları mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.
Önceki gün engellilere yönelik uygulanması gereken peyzaj standartları ile ilgili bir yazı elime geçti. Yazıyı okurken ister istemez bizde bu standartlar ne kadar uygulanıyor diye düşünmeden edemedim. Engellilere yönelik standartları paylaşmak istiyorum. Bu standartları ne kadar uygulayabiliyoruz, kararı siz verin! Burada sadece kaldırımlarla ilgili standartları paylaşabileceğim. Engellilerin engelleri maalesef sadece kaldırımlarda bitmiyor.
Engellilere uygun olması gereken yaya kaldırımlarına ilişkin peyzaj standartları şöyle;
- Engelliler dahil tüm yayaların rahatça hareket edebilmeleri için yaya kaldırımı genişliği net olarak en az 150 cm olmalıdır. Bu genişlik aynı zamanda, iki tekerlekli sandalye kullanıcısının yan yana geçebilmesi için gerekli olan minimum genişliktir.
- Yaya kaldırımı net ölçüsüne ilâveten, mülkiyet yanında en az 25 cm, bordür taşı tarafında ise bordür taşı dahil 50 cm emniyet şeridi olmalıdır. Kaldırım genişliğine ve yol gruplarına göre emniyet şeritleri mülkiyet sınırında 50 cm’ye, bordür taşı tarafında ise 120 cm’ye kadar olabilir.
- Kaldırım yüksekliği 3cm - 15cm arasında olmalıdır. Mevcut kaldırımların döşemelerinde yapılacak bakım ve onarımlarda 15cm yükseklik sınırı aşılmamalı, kaldırım yükseltilmemelidir.
- Yaya kaldırımının boyuna eğimi, yalnız hareket eden tekerlekli sandalye kullanıcıları hesaba katılarak, max %5 olmalıdır. Kaçınılmaz olarak eğimi %5’in üzerinde olan kaldırımlar, rampalar gibi değerlendirilmeli ve ona göre tasarlanmalıdır.
- Hissedilebilir yüzeyler, görme özürlülerin ayakkabı tabanından hissedebilecekleri çıkıntıda veya yükseklikte olmalıdır.
- Yüzeyin diğer yayalara, özellikle de yürüyebilen engellilere ve tekerlekli sandalye kullanıcılarına sorun çıkaracak kadar iri kabartmalı olmamasına dikkat edilmelidir.
- Görme özürlülerin çoğu kısmi görüşe sahip olduğundan, kabartma yüzeyi çevresiyle zıt renklerde ve fark edilir renk tonlarında olmalıdır.
- Kılavuz izler, ana yaya hareketine paralel doğrultuda yerleştirilmeli ve 40cm - 60cm genişliğinde olmalıdır.
- Özellikle görme engelliler ve tekerlekli sandalye kullanıcıları açısından tehlike ve sorun teşkil edeceğinden, yaya kaldırımı üzerinde, mümkün olduğunca rögar kapağı, ızgara gibi altyapı elemanları konulmamalıdır. Eğer kaldırıma ızgara konulması gerekiyorsa, yürüyüş güzergahına dik olacak şekilde yerleştirilmeli ve ızgara aralıkları 13 mm’yi geçmemelidir.