Sevgili okurlar,
Türkiye’nin, “gerek siyasi, gerek ekonomik ve gerekse sosyal, kültürel ve sportif olgusu” ile ilgili bu köşede çeşitli görüş ve düşüncelerimi, sizlerle paylaşmaya büyük özen gösteriyoruz..
Burada hedefimiz, “insanımız bilgilendirilmesi, olaylardan, gelişmelerden haberdar edilmesi ve ülkemizin, geleceği ile ilgili tespitlerde” bulunmaktır..
Bir yazar,elbette doğrulardan yanadır!
Bir yazar, “körü, körüne, bir siyasi grubun, bir etnik kümenin, bir cemaatin,bir menfaat çetesinin tarafı olmuşsa”, geçmiş olsun!
O nedenle, “bizi muhalif” olarak görenler bilmelidir, “biz kimseye yaranmak, bir menfaat beklentisi içinde olarak, bir fikri dayatmak, birilerini iktidara getirmek, birilerini karalamak, birilerini övmek için”, hergün bu köşede “martavallar” sıkmıyoruz!

DERDİMİZ NE OLA Kİ?
-Derdimiz, insanımızın, refah içinde yaşaması ve ülke zenginliklerinden, hakkına düşeni almasıdır..
-Derdimiz, fakir, fukaranın hak ve hukukunun korunması ve adalet terazisinin doğru, adil işletilmesidir..
-Derdimiz, her bireyin yasalar karşısında eşit, adaletli bir muamele görmesidir..
-Derdimiz, genç nesilin geleceğe kaygı ile değil, umutvar bakması ve devletin, kurum ve kuruluşlarına liyakat esasına göre girme farsatını bulmasıdır..
-Derdimiz, bu ülkenin fabrikalarının tıkır, tırık çalışması, emeğin, alınteriniz hakkının ödenmesi ve üretimin hakkaniyetle paylaşılmasıdır..
-Derdimiz, bu ülkenin işçisinin, memurunun, emekli, dul ve yetimininin hak ettiğini, ölçüsünde ve zamanında almasıdır..
Derdimiz, ülkenin daha adil, eşit, tarafsız yönetilmesi ve siyasi erk tarafından insanımızın sevecan bir şekilde kucaklanması, kindar ve dindar takıntılara kapılmamasıdır..
Bu istemleri daha da sıralayabiliriz..
Ancak, bütün bu yazılanlar, ortaya konan görüş ve düşünceler, bir deneyimin, tecrübenin, bilginin mahsülü olduğu unutulmamılıdır..

ÖĞRENMENİN YAŞI YOKTUR!
Toplumumuzun, yani insanımızın, “bilge insanlardan, aydınlarımızdan, tecrübeli ve deneyimlilerden” öğreneceği çok şey vardır muhakkak!
Zira öğrenmenin yaşı yoktur!
O nedenle Yüce dinimiz İslam’ın ilk öğretilerinden biri “oku” olmazdı..
“İlim, irfan peşinde koşanlar ile yan gelip, yatan ve Ağustos böceği gibi bütün yaz, saz çalıp oynayananlarla, kışa hazırlık yapan ve geleceğini düşünen karıncalar” bir olabilir mi?
Şimdi sıkı durunuz!
Yapılan bu “millet bahçeleri” yerine, “insanımızın çalışabileceği, harcadığı emeğinin karşılığın alıp, evine  ekmek, aş götürmesi mi evladır, yoksa bu parklarda vakit geçirip, kek yemesi ve yatıp, yuvarlanması, gününü gevezelikle “geçirmesimidir?

HALKLA BİRLİKTE GERÇEKLEŞTİRMEK?
Oldu mu şimdi?
Bir köşesinden, siyasete dokunduk mu?
Peki, daha da ileri gidelim?
Bu kentin, “bir lunaparka” ihtiyacı varmı?
Al sana bir “siyasi dokunuş” daha?
E, biz yaptık oldu!
Olmadı kardeşim?
Neden mi?
Bakınız, “lunaparklar”, gelişmiş toplumların, eğlence alanlarıdır!..
“Yarın kaygısı” olmayan milletlerin, “moral, motivasyon topladığı alanlardır” lunaparklar!
Velhasıl bu alanlar, “vakit geçirme, para harcama, içi boş liberal alanlardır”, lunaparklar!
Bakınız, iki konuda görüş ve düşüncelerimi paylaştım..
Kimseye karşı bir duruşumuz yoktur..

AVRUPALI NASIL YAPMIŞ?
Avrupa Birliği ve Belçika’nın başkenti Brüksel’de yeşil alanlar, alabildiğine büyük ve yıllardır vardır, korunur.
İnsanlar buralarda nefes almaya, yürümeye, sağlık turları atmaya çıkar..
Buraların kıyısına, köşesine bir AVM yapma girişimi, “buraları birilerine tahsis etme, buraları birilerine beleşine peş-keş çekme girişimini”, 37 Yıldır görmedim, şahit olmadım..
Bu  koca kentte bir lunapark yoktur!
Yani Belçikalılar, Brüksel’e, diğer kentlere bir lunapark kuramazlar mıydı?
Belçikalı ailelerin böyle bir gelişmiş, küçüklerin, hatta büyüklerin bile eğlenebileceği bir lunaparkı, yani diğer kent insanlarının da ortak olarak yararlanabileceği bir kenti var..
Brüksel ile Namur kentleri arasındaki  Wavre’de kurulu olan bu gelişmiş, son derece modern ve kontrol altındaki lunaparka ülkenin her yerinden küçükler, aileler, öğrenciler gelir, eğlenir..

YARIN KAYGISI OLMAYAN TOPLUMLAR?
Belçika’da, “insanların bir yarın kaygısı” yoktur..
Devlet, insanına her türlü imkanı sağlamakta, kanunların eşit, adil bir şekilde uygulanmasına, insanca bir yaşamın gereklerinin yerine getirilmesine öncülük eder, katkı sunar..
İmtiyazlı bir sınıf yoktur..
Devlet, “dar gelirliye lojman tahsis eder, gelir düzeyine göre yıl sonunda geliri düşük olan ailelere vergilerden payına düşeni” öder!
Bizde Devletimiz, artan fiyatlar,enflasyon karşısında bile emeklisine, dul yetimine, bayram hediyesini bir nebze artırmakta imtina etmiştir?!
Demek ki, hazine tamtakır!
Geçelim!
Avrupa’nın en büyük lunaparkı ise, Paris yakınlarındadır..
Türkiye’den bile imkanı büyük ailelerin çocukları ile gittiği “Disneyland’a”, Avrupa genelinde büyük bir ilgi vardır..
Hatırlayacağınız gibi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in, yapmayı planladığı ve büyük israf ve harcamalara neden olan,”Jarussa Park’ın” akibetine hep birlikte şahit olduk!

HİZMET ÖNCELİĞİ İYİ SORGULANMALI?
“İmkansızlıklar içinde olan, yokluk ve yoksulluk çeken toplumların önceliği lunaparklar yapmak”
değil, buralara harcanacak paralar ile “insanımıza dokunacak, onların gelir düzeyini, refahını artıracak işlere imza atmak”, siyasilerin hedefi olmalıdır..
Gösteriş için değil, bu kente, ülkemize ihtiyaç olan hizmetlere öncelik vermek, sadece siyasilerin görevi değil, bizlerin de bu hizmetlere karşı denetleyici, sorgulayacı olmamızdır..
Yoksa, biz lunaparka karşı değiliz!
Bu nedenle, istişare ederek, inceleyerek,  getirisi ve götürüsünü iyi hesaplayarak adım atmak siyasilerin, yöneticilerin başta gelen görevidir..

SAKARYA AKAR, BİZ BAKIRIZ!
“Sakarya akar, biz bakarız”
anlayışı ile değil, “daha kavrayıcı, katılımcı, yönlendirici olarak, seçtiklerimizi denetlemek, onların her yaptığına olur demek gibi bir görevimiz olmadığı” bilinmelidir!..
Bu vesile ile ülkenin, kentlerin imkan ve kabiliyetlerinin değerlendirilmesi hayati önem taşır..
“Belediyecilik, salt emlak, yani taşınmaz satılarak, hizmet götürme” merkezleri değildir!..
Birliktelik ile gerçekleştirilen, “halkın büyük bir kesiminin olurunu alan eserlerin tarihe mal olduğunu”, sakın unutmayalım!
Lunaparkınız hayırlı olsun!
Yusuf Cinal yazıyor, 28 Nisan 2022 Brüksel