Sevgili okurlar,
"Hani hatırladınız mı bilmem" Rizeli anayı?
Rize dağlarının bir iş adamına peşkeş çekilmesine tepki olarak, karşısında Jandarmayı görünce ne demişti, muhterem anamız?
Jandarma; Devlete karşı mı geliyorsunuz?
Rizeli Ana; Devlet kim? Ben devletim, devlet! Ben halkım, halk!
Şöyle makarayı geri saralım, o günlere gidelim, bakalım neler olmuş?
"Karadeniz Bölgesi’nde, 8 İlin yaylalarını birbirine bağlayacak, 2 bin 600 kilometre uzunluğundaki ,"Yeşil Yol Projesi " için, Rize’nin Çamlıhemşin İlçesi Yukarı Kavrun Yaylası’na, tepkiler nedeniyle sokulamayan iş makineleri, vadinin arka tarafındaki Samistal Yaylası’na komando birlikleri eşliğinde getirilerek, yol çalışması başlatıldı. 
Dozerin geçeceği güzergahın önüne, elinde sopasıyla oturan Havva Bekar, ”Yaylaların yolu birleşmeyecek. Kesinlikle istemiyoruz. Vali bize çapulcu diyor. Biz çocukluğumuzdan beri burada yaşıyoruz. Vali, Kaymakam kimdir? Ben, ben, ben, halkım ben. Devlet, bizim sayemizde devlettir” diye isyan etti."
Bir tepki timsali olan, Hava Ana unutulur mu?
Merak, bu ya?
Hava Ana'yı merak edenler, Google girip, Hava Ana'yı ve o gün söylediklerini bulabilirler..


CEP TELEFONU OYUNU?
Bakınız, Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı yeni bir karar ile Avrupa'da yaşayan Türklerin yanı sıra, diğer ülkelerde yaşayanları da şaşırttı?
Neden mi?
Neden olacak?
Yine, "ceplere dokunacak bir karar" ile karşı, karşıyayız!
Herkes, "ne oldu, ne tür karar alındı" diye, soruyor ya?
Alınan kararın, haber yansımasına bir bakalım mı?

KARAR BU?
“Ticaret Bakanlığı’mız tarafından uygulamada yapılan değişikliğe göre , vatandaşlarımız yurtdışından ülkemize dönerken, yanında 1’den fazla kutulu telefon varsa, 2 ve daha fazlasının gümrük vergisi ödense bile, ülkeye girişi yapılamayacak. İkinci cep telefonu sahibine teslim edilmeyerek, 3 Aylık süre boyunca gümrük ambarlarında bekletilecek. Kararın uygulanması esasında vatandaşların beraberindeki muafiyet limitinden fazla getirdikleri cep telefonunu kesinlikle almak isterler ise, gümrük vergilerinin 2 Kat alınarak, eşyanın sahibine teslim edilmesi sağlanacak." 
Neymiş efendim?

İÇ PAZAR MESELESİ?
Yine, olan vatandaşa olacak?
Hele de yurtdışında yaşayan vatandaşlara?
Askerlik konusu, otomobil konusu ve şimdi cep telefonu!..
Demek ki, cepte büyük paralar dönüyor..
Burada, kim mi korunuyor?
İç pazardaki tüccar, elbette?
Güya, aracılar ortadan kaldırılacak?
Ama gel gör ki, bu işin ucu, yine de yurtdışında yaşayan vatandaşa dokunacak?
Hep yapılan şu uygulamada, terk edilecek..
Alınan karar gereğince, yurtdışı hatlı cep telefonu ile Türkiye hatlı cep telefonlarından birini kullanabilecek..
Bakalım, karara ne gibi tepkiler gelecek?
Biz bu paylaşımları yaparken, Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı A. Akgün Altuğ, alınan karara memnuniyetini ifade eden bir açıklama yaptı..
Bizim Sakarya Gazetesi'nde yer alan açıklamayı okuyalım mı?

KAYITSIZ TELEFONLAR?
"Bugün baktığımızda birçok dijital satış platformunda herhangi bir satış yapmaya yönelik belgesi, ruhsatı, işletmesi olmayan kişiler yüzlerce IMEI kayıtsız telefonu satıyor. Vatandaşlar bu kayıt dışı yöntemle bu telefonları satın alıyor, IMEI kayıt ücretini ödüyor ancak herhangi bir sıkıntıda muhatap bulamıyor. Yakın zamanda yolcu yanında getirilen telefonların yurtiçi kayıtsız kullanım süresi 120 günden 180 güne çıkarılmış ve gurbetçi vatandaşlarımız veya ülkemizde yaşayan vatandaşlarımızın lehine bir karar alınmıştı. 
Bugün bu ilave kararın yurtiçi piyasa ve ticaret erbaplarımız için olumlu olduğu kanaatindeyiz. 
Biraz daha bilgilendiniz sanırım!..

NASIL UYGULANACAK?
Ancak, "uygulamada bu işin üstesinden" nasıl gelinecek?
Zira, bir zamanlar, "yurtdışına peynir, çökelek, pastırma, sucuk, turşu götürenler, şimdi yurtdışından, pastırma, sucuk, şoklanmış kıyma, düğünleri için et ve diğer yiyeceklerini " getiriyor..
Buradan şuraya gelmek istiyorum?
Geçtiğimiz günlerde, "Karasu'da sahile sıfır, üstelik hazine arazisine kondurulan tarikat tatil sitesi hakkında, CHP'li Karasu Belediye Meclis üyesi M. Kandil'in soru önergesi ile ortaya çıkan durum, CHP Sakarya milletvekili Ayça Taşkent tarafından, TBMM'ne" taşındı..
Ne oldu, acaba?

ELLERE VAR,BİZE YOK MU?
Bu da farklı, önemli bir tepki ya?
Bugüne kadar, neden tepki gösterilmemiş ki?
İlla, "bu tür konuları gazeteciler mi" gündeme getirecek?
Halkın temsilcileri yanında, vatandaşlık adına yapacaklarımız yok mu?
Karasu'nun bir Hava Anası 'da mı yok?
Olmaz mı?
Karasulu gazeteci dostlarımız yanında, "Karasu'nun duayen siyasetçisi Mehmet Çatalbaş'ı" hatırlamamak olur mu?
Rize'nin Hava Anası varsa, "Sakarya'nın da, tepki de korkusuzları, başını kuma sokmayanları", var elbette!?
Neyse?
Yağma varsa, bu yağmanın neresinde vatandaş?
Değilse, "ellere var, bize yok mu" diye, tempo mu tutalım?
Yasalar, ne diyor?
Kim, Kimler sorumlu?
"Bilinse, gereği yapılsa, devlet, millet değerleri korunsa, ya da, herkes payına düşeni alsa, adalet tecelli etse", iyi olmaz mı?
Ne dersiniz?
Yusuf Cinal yazıyor, 23 Mayıs 2024