SÖYLENENLER söylendi, herkes içindekini döktü… Bir yanda ülkeyi 21 yıldır yöneten hükümet mensuplarının, Türk Milleti’nin önüne yeni projeler sunması; öte yanda, ülkeyi parlamenter sisteme döndürmek ve daha adaletli bir bölüşüm için meydanlarda söz veren Millet Ettifakı

Cumhur İttifakı’nın söylemlerine bakarsanız Türkiye bir yalancı Cennet… İşte, ülkeyi şöyle yönettik, böyle yönettik… Şu büyük projeleri hayata geçirdik… Ve seçilirsek, şunları şunları da yapacağız!

Millet İttifakı ise, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e dönüş hareketiyle birlikte adaletli, eşit, hakkaniyetli ve liyakata dayanan bir yönetim için meydanlarda söz veriyor!

Doğrusu her bir ittifak da meydanları dolduruyor! Büyük kalabalıklarla coşuyor…

Kim daha büyük kalabalıklar toparlıyor, kim meydanları doldurup taşırıyor; karar vermek zor gibi görünüyor…

KİM ÇÖZECEKSE, O GELSİN!

Temennimiz odur ki, ister Cumhur İttifakı olsun, isterse Millet İttifakı…

Ülkeye kim çağ atlatacaksa… Kim daha büyük yatırımlar yapacaksa…

Kim, var olan işsizliğe bir çözüm bulacaksa…

Kim adaletli, hakkaniyetli, adil ve liyakata dayalı bir çözüm getirecekse…

Kim, ülkemizde artık huzuru iyiden iyiye kaçıran, tüm yaşam dengelerini alt üst eden bu yabancılara sağlıklı bir çözüm bulacaksa…

Kim, şu anda var olan durumun üzerine daha büyük güzellikler sergileyecekse…

Evet bütün bunları kim daha iyi yapacaksa; milleti o gelsin yönetsin… Tüm arzumuz, tüm hedeflerimiz ve tüm çabalarımız bunun içindir…

ARTIK PATRON SİZSİNİZ!

Bu sözün patenti Fox Tv haber sunucusu Selçuk Tepeli’ye ait! Son iki-üç aydır aşağı yukarı her gün haberlerin içinde tekrarlıyor;

“Patron sizsiniz!”

Şunun şurasında seçimlere sadece 2 gün kaldı. Dört Cumhurbaşkanı adayının yarıştığı bu seçimlerde, aynı zamanda Millet Meclisi de yenilenecek!

Şehirlerin biri boşalıyor, bir diğerinde toplanıyor kalabalıklar… Tüm Türkiye’de (ufak tefek taşkınlıkları saymazsak) tam bir demokrasi şöleni yaşanıyor.

İki ana ittifak da kitleleri kendi saflarına çekebilmek için ellerinden gelen tüm argümanları kullandı. Herkes içindeki taşları bir bir döktü; daha da döküyor!

Artık 14 Mayıs Pazar günü tam anlamıyla bir seçim atmosferi yaşanacak.

Ve evet… Patron sadece sizlersiniz… Paşa gönlünüz hangi lidere, hangi ittifaka daha yakında, hangisini daha yakın, daha insancıl, daha adil görüyorsanız; ona oyunuzu atacaksınız…

Paşa gönlünüz bilir… İşte demokrasi de böyle bir şeydir zaten…

Siz seçersiniz… Beğenmezseniz, bir sonraki seçimlerde gönderir; yenisini seçersiniz… Tek samimi ve yürekten dileğim; bu 100 Yılın Seçimleri’nin Türk Milleti’ne hayırlı olmasıdır.

ANNELER GÜNÜ ARADA KAYNAMASIN!

Malum, 14 Mayıs Pazar günü aynı zamanda Anneler Günü’dür…

Ve 7.5-8 milyarlık dünyamızın yarısı da kadındır… Onlarsız bir dünya düşünülemez!

Onlar baş tacımız… Onlar ayakları öpülesi annelerimiz…

Sevgili Peygamberimizi doğran da bir anne, Fatih Sultan Mehmet’i, Kanuni’yi ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü doğuran da bir anne…

Biz bu, insanlığın kaderini değiştiren “bu değerleri” dünyaya getiren annelerden memnunuz… Allah da memnun olsun inşallah…

Tüm annelerimizin anneler gününü tebrik ediyorum…

NEDEN SÖZÜN KISASI?

Biliyorsunuz, köşemin adı “SÖZÜN KISASI”… Bu ismi değerli meslek büyüğüm Rauf Tamer ağabeyim Tercüman Gazetesi’nde en az çeyrek yüzyıl kullandı. Rauf ağabeyimle Tercüman’da 10 yıl, Sabah Gazetesi’nde bir 5 yıl çalıştık.

Eski milli futbolcu olması hasebiyle, halı sahada maç bile yaptık. Kendisi Tercüman Gazetesi’nden sonra gittiği Hürriyet, Sabah ve şu anda da Posta Gazetesi’nde “SÖZÜN KISASI” ismini kullanmadı.

Kendisine bunun sebebini sorduğumda, bana “İstersen bu köşe ismini sen kullanabilirsin” dedi.

Şu anda 90’a merdiven dayamış olan Rauf Tamer ağabeyim, en azından 50-55 yıldır durmadan, usanmadan, bıkmadan ve her gün köşesini tüttürüyor!

Ve gittiğe her yerde, her gazetede yazısını okutuyor…

Ömrüne bereket değerli ağabeyim… Allah sana uzun ve sıhhatli ömürler versin ve biz o akıcı yazılarını hep okuyalım…

GÜNÜN SÖZÜ

“Berrak bir gönülden kirli su akmaz.

Güzel bir ruhtan kötü söz çıkmaz.

Hayatta her şey ters gidiyorsa; bil ki

Sen ters yöne gitmişsin…”

Şems-i Tebrizi