Meşhur hikâyedir, İngiliz rakı masasına oturmuş, iki dubleden sonra, bir iç çekip ‘’Ne olacak bu memleketin hali’’ demeye başlamış. Son zamanlarda gündüz gözüyle bu lafı edenler çoğaldı. Hayrola akşamcılar gibi gündüzcülerde mi türedi? Ne varmış memleketin halinde, her şey güllük gülistanlık. İhracatımız rekor seviyede artıyor, daha ne istiyorsunuz? Bazı münafıklar ‘‘ithalattan ne haber, asıl rekoru orada kırıyoruz’’ deseler de siz onlara bakmayın, dedik ya münafık bunlar.
Alt yapı derdi bitti, yollar köprüler tamam. Yok, efendim geçmediğimiz yollara, köprülere dolar bazında para ödüyormuşuz, bu yatırımları çok daha ucuza yapabilirmişiz, müteahhitleri zengin etmişiz, laf bunlar, sen sonuca bak. Artık memleketin hiç alt yapıya ihtiyacı yok, bir de KANAL İSTANBUL’U yaparsak her şey tamam olur!
Sağlıkta birincilik biz de. En çok doktor ve yardımcı sağlık personeli ihraç eden ülkeyiz, en çok sağlık personeli döven, darp eden ülkeyiz. Hastanelerimiz işletme, hastalarımız müşteri oldu. Dünya da örneği yok ama olsun işletmelere kar garantisi verdik, arada fark olursa cebimizden öderiz, zengin milletiz nasıl olsa. Salgında günlük vaka sayısı yüz bini geçti, vefat sayısı iki yüzden fazla. Daha önceleri bu sayının altında kapatma kararı almıştık. Yanlış yapmışız, biz inançlı insanlarız. Saldık çayıra Mevla’m kayıra deseydik daha doğru olurmuş.
Asgari ücreti rekor seviye de arttırdık, maaşlara yüz de otuz zam yaptık, bazılarına yine yaranamadık. Neymiş efendim, enflasyon, bir ayda bir yıllık zammı geri almış. Tarihin en yüksek enflasyonu ile karşı karşıyaymışız. Yalan bunlar, doğru hesaplamayan bütün TÜİK başkanlarını görevden aldık, son getirdiğimiz de kalktı yüzde 48 dedi, yine tatmin olmadılar, yüzde 115 gibi abuk sabuk şeyler söylüyorlar. Benzin, mazot, elektrik, doğal gaz, gıda, giyim eşyası, beyaz eşya, kargo ücretleri, nakliye, okul giderlerinde bu çapta bir artış olabilir, ancak enflasyon yalnız bunlarla hesaplanmıyor ’ki. Önce enflasyon nasıl hesaplanır öğrensinler.
Eğitimde eşitliği sağladık, herkesi İmam Hatipli yaptık. 200’den fazla Üniversitemiz var. Diplomasız kimse kalmadı. Birileri utanmadan, Dünyada ilk beş yüzde Üniversiteniz yok, diplomalı işsizler ordusu kurdunuz diyorlar. Önemli olan diplomadır. İş mühim değil, çalışana iş çok. Bakın bütün yabancı uyruklular, göçmenler iş bulabiliyor. Bizimkiler biraz tembel galiba.
Enerji de yakın zaman da bulduğumuz doğalgaz ve petrol yatakları ile dünya birinciliğini ele alacağız. Biraz dişinizi sıkın yeter. Benzin, mazot, doğalgaz bedava olacak. Karadeniz siyah akacak. Bir kısım bilim adamı geçinen, aslına muhalif olan çevreler, bu rezervlerin Dünyada ’ki üretiminin yanında çok küçük bir miktar olduğunu, üretimin maliyetinin ne olacağının önemli olduğunu söylüyorlarsa da, bunlara kulak vermeyin, dedik ya bunlar muhalif.
Ekonomik durumumuz çok iyi, dolara bir gecede darbe vurduk, Amerikalılar hem şaşırdı hem de korktu. Türk Parası değer kazandı. Birleşik Arap Emirlikleri, bize para vermek için sıraya girdiler. Avrupalılar bizi kıskanmaya başladılar. Kapıları açsak bütün yabancılar bize iltica edecekler. Hain muhalefet, bu gelişmeleri de provoke ediyor. Doları üç ayda yüzde yüz arttırıp, yüzde otuz geriye çekmek başarı değilmiş. Araplar alenen ‘‘kelepir ne bulursak alınacak zaman’’ diye, resmi ağızlardan açıklama yaparak, çok yüksek faizle borç veriyorlarmış, son kalan mallarımıza da taliplermiş. Bize iltica edenler az gelişmiş ülkelerin vatandaşlarıymış. Avrupa kapıları açsa ülke de kimse kalmazmış, büyük bir beyin göçü, yani kaliteli, kabiliyetli insan göçü varmış. Külliyen yalan, vatandaşın ekonomik durumdan memnuniyetini, mutluluğunu göremiyorlar, gerçeklerin farkında değiller. Allah bunları ıslah etsin.
Birleşmiş Milletler de ‘‘Dünya beşten büyüktür ’’diyerek herkese kafa tutan liderimize ‘‘Türkiye, beşli çeteden küçük müdür’’ diyen bunlar. İsrail, Filistinlilere iyi davranmaya mı başladı da, İsrail ile Araplarla eş zamanlı iyi ilişkiler kuruyorsun sorusunu soran, yine bunlar. Ne istiyorsunuz arkadaşlar, Dünya Barışına katkı sağlıyoruz.
Son bir iyi gelişmeyi de belirtmeden geçemeyeceğim. Andımızın kaldırılmasında çok emeği geçen eski Adalet Bakanımıza tekrar kavuştuk. İnşallah bu bölümde şu, GAFLET, DELALET ve HIYANET den bahseden ve bazı Devlet Dairelerinde asılı bulunan ATATÜRK’ün gençliğe hitabesi meselesini de halleder. Böylece daha önce Kürt kimliği yüzünden kendisine ağır laflar söyleyen, DEVLET BAHÇELİ ile arasını düzeltir. Bu konuda özel bir merakım var. İmralı ile Pennsylvania bu atamayı nasıl yorumlamıştır acaba?
Sözün kısası, iki duble rakı içip ‘‘ne olacak bu memleketin hali’’ diyen İngiliz Büyükelçisi, pardon, turisti durumuna düşmeyin. Ne varmış bu memleketin halin de? Münafık muhalifler olmasa, biz bu kuzu gibi vatandaşımızla gül gibi geçinip gidiyoruz.
Sağlıklı günler dileğiyle…