Mevsimsel depresyon, sonbaharda başlayan ve kışın da devam eden çökkünlük belirtileri ile karakterize bir tür duygulanım bozukluğudur. Tanısal olarak ayrı bir duygulanım bozukluğu olarak değil, depresyonun seyri için bir belirleyici olarak ele alınır.
Mevsimlerin, hastalıkları etkileyebilecekleri düşüncesi Hipokrat’a kadar uzanmaktadır. Hipokrat, “Hastalıkları doğuran, esas olarak mevsimlerdeki değişikliklerdir” der.
Hipokrat’tan günümüze hastalıkların mevsimlerle ilişkisine dair aslında yaygın bir görüş oluşmuştur.
Hastalıklar, ilk bakışta akla gelecek bazı mevsim değişkenlerine bağlıdır; bitkilerin polenlerinin ilkbahar-yaz aylarında atmosfere salınması ile ortaya çıkan alerjiler, beslenme biçiminin, beden ritminin ve metabolizmanın değişmesiyle oluşan değişimler gibi örnekler mevcuttur.
Söz konusu değişkenlerden, depresyon açısından en önemlisi gün ışığı miktarındaki değişikliktir. Mevsimsel depresyonun gün ışığı ile ilişkisi bilindiği için fototerapi denilen ışık tedavisinden faydalanılır.
Mevsimsel depresyonun belirtileri arasında yaygın olarak uyku problemleri yer almaktadır, bunun yanı sıra iştahın açılması, sürekli yemek yeme ihtiyacı duymakta yine bu depresyonun ana belirtilerinden birisidir.
Sonbahar Depresyonunun Sebepleri Nelerdir?
Bu konuda değişik görüşler öne sürülmekteyse de iki ayrı sebep üzerinde durulmaktadır. Bunlardan ilki, sonbaharın ve kışın gelişiyle birlikte azalan güneş ışığının hormonları ve uykuyu düzenleyen biyolojik saatin bozulmasına neden olduğudur.
İkinci sebep olarak ise yine güneş ışığının azalması nedeniyle beyindeki kimyasal maddelerin salgılanmasında sorunlar oluştuğu ve bu sorunların kişiyi depresyona açık hale getirdiği öne sürülmektedir. Her iki halde de yeterli güneş ışığına çıkmanın sorunu çözümlediği düşünülmektedir.
Bu durumda Sonbahar Depresyonuna Biyolojik ve Psikolojik sebepler olarak iki ayrı pencereden bakmak mümkündür.
Her ne kadar hiç birimiz bu duruma yakalanmak istemesek de; toplumun minimum üçte biri bu durumu yaşamaktadır. Kimisi hafif, kimisi ağır. İnsanın sabah uyandığında, havanın kötü olması sebebiyle hissettiği mutsuzluk hissi de bu depresyon belirtilerinin en sık görülenidir.
Tedavi de ilaç ve psikoterapi aynı anda uygulandığında daha olumlu ve çabuk sonuç alınmaktadır. İlaçlı tedavi üç aydan başlayan ve duruma göre 1.5 yıl ile 2 yıl sürebilen bir döneme yayılabilir.
Uygulanan tedavide kalıcı ve doğru sonuçlar alabilmek açısından kararlı olmak ve tedaviyi yarım bırakmamak en önemli kuraldır.
Elbette depresyona bağlı tüm rahatsızlıkların başında yine hormonal dengelerin bozukluğu gelmektedir, halk dilinde; ‘duygusallığın dibine vuruyorum’ cümlesi kulaklarınıza elbet aşikardır.
Ruh iyileşmezse; beden asla iyileşmez. Fizyolojik rahatsızlıkların birçoğunda kısmen ve ya tamamen psikolojik rahatsızlıklar rol oynar.
Rahat ve huzurlu bir yaşam için ruh sağlığınıza mutlaka dikkat edin; ‘aman bir şey olmaz’ diyerek akışına bıraktığınız huzursuzluklar sizi mutlaka daha ağır sonuçlarla karşı karşıya getirecektir.
Her şeyden önce kendinizi sevin, sevginin iyileştirici gücüne inanın ve sonrasında yaşadığınız psikolojik rahatsızlıklar için mutlaka bir uzmana başvurun.
Sevgilerimle, hoşçakalın.