1960 Askeri Darbesinde idama mahkûm edilen rahmetli Başbakan Adnan Menderes’in 3 erkek çocuğu vardı: Yüksel, Mutlu, Aydın…
O darbede idamla cezalandırılan diğer iki bakan Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ı da rahmetle yad edelim…
İşte Adnan Menderes, başbakanlık koltuğuna oturduğu zaman çocuklarını yanına çağırdı ve şu talimatı verdi:
“Çocuklar, ben bu başbakanlık koltuğunda oturduğum sürece siz ticaretle uğraşamazsınız… Sınava girin ve ülkemizin herhangi bir yerinde, makamında, kurumunda öğretmen olun, mühendis olun, mimar olun, vali olun, kaymakam olun… Ama ticaretle uğraşmanızı yasaklıyorum…”
Aslında çocuklarının hepsi zeki ve eğitimli gençlerdi… Memuriyet gibi stabil bir işle uğraşmak yerine her biri de kendi alanlarında ticarete atılmayı düşünüyordu…
Fakat, babaları Adnan Menderes’in engeline takıldılar…
Daha sonra, babalarını bu kararından vazgeçirmek için anneleri Berrin Menderes’i devreye soktular ama, nafile bir çabaydı bu; rahmet Adnan Menderes bu kararından dönmedi…
BAŞARININ SIRRI İSİMLERİNDE
Rahmetli Başbakan Menderes, çocuklarının isimleri koyarken bir anlam ve gaye güdüyordu… Mutluluğun ve yükselmenin parolasını vermişti çocuklarına isim olarak: Yüksel, Mutlu, Aydın…
Fakat Menderes’in ömrü yetmedi çocuklarının mürüvvetini görmeye… Zira, 1961’de idam edildiğinde, Adnan Menderes 62 yaşında, çocukları ise Yüksel 31, Mutlu 24 ve Aydın 17 yaşlarındaydı…
Erken gelen bu felaket Menderes ailesini derinden sarsmıştı… Anne Berrin Menderes büyük sıkıntılar içinde onlara iyi bir gelecek için tüm imkânlarını seferber etti…
Peki sonra ne oldu? Adnan Menderes’in çocuklarının başına neler geldi?
Menderes ailesine neler oldu?
YÜKSEL MENDERES GAZDAN ZEHİRLENDİ
Adnan Menderes’in büyük oğlu Yüksel Menderes idi… Tahsil hayatını en üst derecelerle ve iftiharlarla tamamlamıştı… Milletvekili olarak Meclis’e adımını atmıştı… Hatta bir bütçe görüşmeleri esnasında yaptığı konuşma çok yankı uyandırmıştı… Zaten şubat ayının son gününde yaptığı bu konuşmadan bir gün sonra 1 Mart 1972 tarihinde kaldığı binanın 5. Katında gazdan zehirlenerek öldüğü tespit edildi. Kapıyı kırarak eve girdiklerinde yoğun gaz kokusu ile karşılaştılar. Yatılı hizmetçisinin izinli günüydü…
Öldüğünde 42 yaşındaydı. Yüksel Menderes, Türk siyasi hayatında çok etkili bir şahsiyet olabilirdi.
MUTLU MENDERES’E TAKSİ ÇARPTI
Anne Berrin Menderes ile Mutlu ve Aydın Menderes kardeşler çok üzüldü bu ani ölüme… İşin suçlusu da bulunamadı… Adliyedeki dosya bu şekilde kapatıldı, olay unutuldu…
Bu acı olaydan tam 6 yıl sonra 8 Mart 1978’de bu defa Mutlu Menderes’in üzerine bir taksi sürüldü… Ezildi ve ağır yaralandı… Bu genç delikanlı da hastane odasında son nefesini verdi… Öldüğünde 41 yaşındaydı.
“Taksinin freni boşanmış” diye bir şey çıkardılar… Taksi şoförü “tedbirsizlikten” birkaç yıl yattı ve çıktı…
Sonunda ölen öldü… Adnan Menderes’in ikinci oğlu da genç yaşta hayattan adeta koparıldı…
DEMOKRASİ ŞEHİTLERİNİN NAKLİ
1990’da Turgut Özal yönetimi, Adnan Menderes ve bakanları Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu’nun kabirleri Issız Ada’dan Vatan Caddesi’ndeki anıt mezarlarına taşındı.
Bu esnada defin işlemlerinin yapılacağı ve 3 demokrasi şehidinin mezarlarının açılacağı anda Adnan Menderes’in en küçük oğlu Aydın Menderes de (1946-2011) orada bulunuyordu…
Mezarlar açıldığında görüldü ki, taşında Menderes yazan mezardaki aslında Adnan Menderes değil, Fatin Rüştü Zorlu idi… Çünkü oğul Aydın Menderes, “Babamın ağzında iki adet altın diş vardı… Bu kemikler babama ait değil. Bakamın naaşı budur” diye bir başka mezardan çıkarılan kafatası ve kemikleri işaret etmişti…
Darbeciler, suçsuz yere astıkları insanları, mezarlarına bile yanlış defnetmişlerdi.
Bu yanlışlık, Turgut Özal hükümeti ve Aydın Menderes sayesinde tam 30 yıl sonra düzeltilmiş oldu… Küçük oğul Aydın Menderes de siyasete atılmıştı. Birçok partiden milletvekili olarak Meclis’e girdi, ilerleyen yıllarda parti genel sekreteri ve genel başkanı da oldu küçük Menderes…
AYDIN MENDERES’İN BAŞINA GELENLER!
Daha sonra Aydın Menderes’in bir kara yolculuğunda Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesi yakınlarında kullandığı araç nedense, tıpkı rahmetli Adnan Kahveci gibi ters yola girdi ve karşıdan gelen bir kamyonla çarpışarak ağır yaralandı…
O da sakat kaldı ve tekerlekli sandalyeye mahkûm oldu…
Siyaseti bıraktıktan kısa bir süre sonra 15 Mart 2011 tarihinde vefat etti…
Ölmeden birkaç saat önce, eşine şöyle fısıldamıştı Aydın Menderes: “1, 8 ve 15 Mart!”
Yani üç kardeşin de ölüm tarihlerinin “mart” ayı içinde olduğunu anlatmak istiyordu. Onun ölümüyle “Menderes” soyadı tarihin sahnesinden tamamen silinmiş oldu…
Bu üç ölüm için ben diyeyim, tamamen planlı bir suikast, siz deyin tesadüf…
Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş nasıl katledildi ise, Menderes’ler de öyle katledildi ve silindi Türk siyasi hayatından…
Maliye Bakanı Adnan Kahveci, Süper Vali Recep Yazıcıoğlu, Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan nasıl planlı olarak öldürüldüyse, Adnan Menderes ve onun üç oğlu da öyle öldürüldü…
****************
ANLAMLI SÖZ
“Ölüm bize ne uzak ne yakın bize ölüm…
Ölümsüzlüğü tattık; ne yapsın bize ölüm…”
ADİL ERDEM BEYAZIT
****************