DEMOKRASİ ve Cumhuriyet hayatında partilerin Genel Kurulları çok önemlidir. Belli bir aralıkla yapılan Genel Kurullarda aslında partilerin kadroları yenilenir, tüzüklerindeki aksaklıklar değiştirilir.
Yeni yüzler, yeni yetenekler ortaya çıkar…
Adeta “reset” atılır partilere…
Ekim ayının ilk haftasında, tarihler 7 Ekim Cumartesi’ni gösterdiğinde Ak Parti’nin kongresi vardı.
Anlaşılacağı üzere, kalkan tüm eller, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı genel başkanlık koltuğuna bir kez daha gerekli gördü.
Önce ülkemize, sonra da Adalet ve Kalkınma Partisi’ne hayırlı olsun…
2002 yılından beri hatalarıyla, sevaplarıyla ülkeyi yöneten AK Parti, bu sürekliliği ile de aslında -tek parti yönetimi hariç- Cumhuriyet Tarihi’mizde en uzun yönetme rekorunu da kırmış oldu.
Büyük ve önemli icraatlar var mı? Fazlasıyla var…
Havaalanları… Bölünmüş yollar… Köprüler… Tüp geçitler… Barajlar…
Hatalar var mı? O da var…
Enflasyon… Hayat pahallılığı… İşsizlik… İçimizdeki yabancılar…
Devlet yönetiminde hiçbir şey yapmazsan, hata da yapmazsın…
Çok şey yaparsanız ve bu şeyleri kısa bir süreye sığdırmak isterseniz, elbette ki hata da yaparsınız. Bunun sancısını ülke olarak çekiyoruz.
Öyle görülüyor ki, daha da çekeceğiz…
ŞİMDİ DOĞUM SANCISI CHP’DE!
Deniz Baykal’dan sonra Genel Başkanlık koltuğuna oturan Kemal Kılıçdaroğlu, hiç seçim kazanamayan ve aksine en çok seçim kaybeden bir başkan olarak siyasi tarihimize geçti.
Bu rekor da ona nasip oldu.
Cumhuriyeti kuran kadrolar kurdu CHP’yi...
İlk adı Cumhuriyet Halk Fırkası idi…
Şimdi artık CHP’de değişim zamanı…
Doğum sancısı her zaman heyecan verir. Lakin içinde korkuyu da barındırır…
4-5 Kasım tarihleri arasında yapılacak olan 38. Genel Kurul’da iki aday ön plana çıkıyor:
Kemal Kılıçdaroğlu ve Özgür Özel...
Değişimciler ve yenilikçiler, genç başkan adayı Özgür Özel’den yana. 
Fakat yıllardır Genel Başkanlık koltuğunda oturan Kılıçdaroğlu da aylar önce bir atak yaparak, tüm illerde ve ilçelerdeki teşkilatların başına kendi adamlarını yerleştirdi.
Bu durum, Kasım ayının ilk haftasındaki CHP Genel Kurulu’nda acaba nasıl bir etki gösterecek?
HER ALANDA DEĞİŞİM GEREKİYOR
Demokrasi yönetimleri her zaman yeniliğe açıktır. Her seçim, her genel kurul ve her değişim, içinde yenilikleri, açılımları ve daha güzeli arar…
Zaten demokrasinin de asıl anlamı budur… İnsanların, gönüllerindeki yaşam tarzlarına, inanışlarına ve hayat felsefelerine en uygun bir yönetimi seçmek; insanca yaşamak…
Bu arayışlara cevap her zaman ileri demokrasilerde mevcuttur.
Demokrasiler ise aslında gönül rızasına dayanır… Öyle ki, seçtiğiniz bir kişiye veya bir hükümete “gönül rızası” ile boyun eğersiniz…
Şimdi, genel kurulları bu açıdan ele alırsak, ülkenin yeni bir değişime ve yeni bir sisteme ihtiyacı vardır.
2002’den beri ülkeyi yöneten AK Parti Hükümeti, sonunda geldi ve bir noktada tıkanma emareleri gösterdi.
Ülkeyi kemiren hayat pahallılığı, işsizlik ve bizi adeta kendi ülkemizde bir parya gibi algılatan ülkemizdeki yabancılar hayatımızı önemli derecede etkiliyor…
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” aslında her şeyin yönetimi ve inisiyatifi Cumhurbaşkanının elinde olan bir sistem…
Bakan var ama bakamıyor…
Vekil var lakin işi gücü yalnızca parmak kaldırmak… Ülke problemlerine çözüm için fazla bir çaba sarf etmiyor… Nasıl olsa, üzerindeki bakanlar ve o bakanların başındaki Cumhurbaşkanı gereğini düşünüyor…
Parmakları kaldır… Parmakları indir…
CHP’DEKİ DEĞİŞİM ÇOK GEREKLİ
Bu açıdan bakıldığında, muhalefette, eski yıllarda olduğu gibi çok güçlü bir parti olması şarttır… Ve bu partinin de her zaman iktidarın ensesinde sesini duyurması gereklidir…
Eskilerde bu böyleydi. İktidarda ya rahmetli Süleyman Demirel, ya rahmetli Bülent Ecevit olurdu… Ve ya bazen büyük başarılar da gösterebilen koalisyonlar…
Son yıllarda ve uzun süredir iktidar partisi AK Parti ve diğerleri var… Bir parti, 21 yıllık icraata rağmen, hala %35’lerde seyrediyorsa, onda milleti cezbeden, ilgisini ve alakasını çeken, tutkusunu artıran bir şeyler var demektir…
Fakat gelinen bu noktada zaman zaman güç zehirlenmesi de yaşayan iktidar, muhalefetteki partileri ve onlara inanan kitlelerin taleplerini görmezden gelmeye başladı. Çünkü her zaman seçiliyor ve hükümeti kuruyorlar…
Muhalefeti görmese de, kendi tabanının arzu ve isteklerini yerine getiriyorlar…
Fakat ileri demokrasilerin olmazsa olmazları da güçlü ve iktidara yakın muhalefet partileridir…
Bu açıdan Kasım başındaki CHP Genel Kuru çok önem taşıyor…
 Bekleyeceğiz… Göreceğiz…
Ancak, Kemal Kılıçdaroğlu, bu kez çok genç kayaya çarpacak, bilesiniz.
Kalın sağlıcakla…

********************
ANLAMLI SÖZ
“Bir kitap beni nasıl değiştirebilir ki diyorsan, elindeki kitaba bak!.. O da bir zamanlar odundu…” 
********************