Mahalli İdareler seçimleri yaklaşıyor. Fakat iktidar partisi hariç diğer partilerde bir heyecan görünmüyor. Üstelik önemli bir kitle yönetimlerden şikayetçi iken.
Halbuki bu durum muhalefet partileri için bir moral güç olması gerekiyor. Galiba bunun sebebi partilerin taban siyaseti yapmak yerine emir komuta ile oluşan yönetimleri tercih etmeleri. Mahallelere hatta sokaklara yayılan parti teşkilatı olsa yerel sorunlardan haberdar olur. Bu sorunlara yönelik çözüm önerileri seçimlerde kullanacağı verileri oluşturur.
Bunu yapmak yerine şehirde tanınan birini başkan adayı yapar meclis listesini de nitelikli kişilerden değil partililerden oluşturur.
O adayın arkasına saklanarak meclise kapağı atarız düşüncesindeler.
Siyasette yeni bir ismi tanımak yeni projeler oluşturup şehirde bir rüzgar oluşturmak mümkündür.
Ama bu ciddi bir çalışma, iyi bir Ar-Ge, iyi bir ekip çalışması ister.
Ancak son dönemde partililerimiz liderin sırtında seçim almaya çalışıyor. O zaman da lider tabanın taleplerini dikkate almadan başkan adaylarını kendisi atıyor ve gerekirse daha sonra görevlerinden istifa ettirebiliyor.
Bu tablo ister istemez aday olmak isteyenlerin kendilerini halka ve teşkilata değil, lidere beğendirmeye itiyor. Bakmayın siz partilerde yapılan meyil yoklamalarına.
Peki biz ne yapabiliriz?
Bence bu şehirde yaşayan akil insanlar belirli platformlarda bir araya gelerek nasıl bir aday istediklerini, şehrin mevcut sorunlarını, şehrin geleceğe yönelik vizyonunu tespit eder hatta gerekirse seçenekli aday adaylarını belirler; partililere teklif edebilirler. Bu tür geniş tabanlı platformların talepleri partiler tarafından göz ardı edilemezler.
Örnek Abdullah Gül Kayseri’deki sivil toplum kuruluşlarının ortak adayı olarak Prof. Dr. Necmettin Erbakan’a teklif edilmiş, o da bunu kabul ederek Kayseri’de milletvekili adayı yapılmıştır.
İlimizdeki durum ne?
FETÖ olayı ve sonrasında gelen olağanüstü hal zaten çok az olan sivil toplum kuruluşlarını iyice zayıflattı. Yeniden ve çok daha güçlü olarak bu topluluklar oluşmalı, fikirlerin ve düşüncelerin çatıştığı doğrunun arandığı mekanlar ve ortamlar oluşmalıdır.
Bu isteğimiz çok romantik bir düşünce olabilir ama hani bir söz vardır “Aramakla bulunmaz ancak bulanlar arayanlardır” diye. İnşallah bulanlardan oluruz.