AKP’ li Zeytinburnu belediyesinin, belediye meclis üyelerinin de oylarıyla kabul edilen raporunda, 10 bin metrekareden büyük alanlarda, açık havuzu yasaklıyor olması, mescit yapımını da zorunlu kılması ve aldığı bu kararın nedenlerini sıralamaması kadar abes bir durum olamaz. Sesimiz çıkmazsa da, bugün Zeytinburnu, yarın Sarıyer, öbür gün Ataköy derken, uzar gider bu saçmalık.

Şimdi, insanlar şehirlerde zaten nefes alamıyorlar. Bir ağacın gölgesine muhtaç yaşıyorlar. Bu keşmekeşin içerisinde koşullarını da zorlayarak, insan gibi, sağlıklı koşullarda ikamet edebilecekleri yaşam alanları arıyorlar. Siteler, şehir insanı için bir tür rehabilitasyon merkezi gibi. Yoğun iş temposu ve ekonomik sıkıntılar gibi nedenlerle de, yılda bir kez bile tatil yapamayan insanlar bu sitelerin sosyal aktivitelerinden yararlanarak günlerini kurtarıyorlar. D vitamini yoksunluğunun sık görüldüğü ülkelerden biriyiz. Güneşe, güneş görmeye ihtiyacımız var, diyeceğim ama bunları neden sıralayacağım ki ben. Aslında hepimiz havuzlu siteler de oturma nedenlerimizi, çocuklarımız ve kendimiz için gerekliliğini biliyoruz. Bu konu, bırakın belediyeleri, hiç kimseyi ilgilendirmez. Nedenleri üzerinde konuşmak ta yersiz olacak şimdi. Asıl sorun neden kaldırılma teşebbüsüne girişilmiş olduğu. Neden böyle bir rapor sunulmuş ve bu rapor nasıl kabul edilmiş….

Aklıma birkaç neden geliyor. Muhafazakar olduğunuz için mi? Görmek istemediğiniz, ama gözünüzün kaçtığı manzaralar yüzünden mi? Yoksa tesettürlü bir eşiniz var da o istifade edemiyor, o yararlanamıyorsa Zeytin burnunda kimse yararlanmasın ya da o böyle istedi diye mi? Vallahi zorluyorum kendimi ama aklıma mantıklı hiçbir neden gelmiyor. Siz iyisi mi bir çekin elinizi evimizden, bahçemizden. Mesul olduğunuz, eksik bıraktığınız, hiç başlamadığınız o kadar elzem iş var ki… İlla evlere, bahçelere girelim diyorsanız da, elektriği olmayan, ödeyemeyeceği için, var olan doğalgazını açmayıp, soğukta oturan, kapı penceresine yine soğuktan korunmak için bezleri çivileyen evleri irdeleyin, çözüm üretin ,mağduriyetlerini giderin yardımcı olun onlara ,onlarla ilgili çalışmalarınızı sunun meclise .Bize nasıl bekçilik yapılacağını değil, nasıl belediyecilik yapılacağını gösterin lütfen.

CAMBAZ İPTE, BALIK DİPTE…

Gündemde ki olayların devinim ve değişim hızına yetişemiyoruz. İktidarın en başarılı olduğu şey sanırım gündem değiştirmekti. Bu kez çok çalışmadılar, yorulmadılar gündem değiştirmek için, doğaçlama gelişti her şey. Ama basın, ilginçtir ki öğrenilmiş çaresizlik yaşıyor yada gündemin hızına yetişemiyor bu aralar. Sansasyonel, yanıtları beklenen, çözüme kavuşması gereken olayları az biraz arka plana alarak, yeni sıcak haberleri vermeye başladı. ABD ’NİN Kudüs kararı, devam eden eş zamanlı fetö operasyonları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopoulos ile görüşmesi, Alaşehir Belediye başkanının görevden uzaklaştırılması gibi önemli gündem konuları… Derken Reza Zarrab'ın itirafları, Kılıçdaroğlu’nun belge ve dekontları havada kaldı… Gündem değiştirme politikası yine ülkenin üzerinde anlayacağınız. Cambazlar ipte, balıklar dipte yani. Biz de Sayın cumhurbaşkanımızın, Yunanistan cumhurbaşkanının karşısında ki rahat tavrını, keskin sözleri ve özgüvenini hayranlıkla izlerken, eniştesini, dünürünü, oğlunu ve isimlerinin yazılı olduğu o dekontları falan da unutuverdik sanki.

Neyse fırıldaklar döndükçe ayakta kalırmış, durunca da yere çakılırmış… Şimdilik dönüyorlar, bize de izlemek düşüyor. Ne diyebilirim ki hadi bekleyelim ve görelim o zaman.