Sevgili okurlar,
"Yerel seçimlerle" ilgili olarak, güncel yazılarımızı paylaşmaya, devam ediyoruz...
Tarihi süreç içinde," Osmanlı'dan, Türkiye Cumhuriyeti'ne uzanan periyotta belediyecilik" konusunda görüş ve düşüncelerimizi ortaya koyuyoruz..
Şurada, "Sakarya'nın il olarak tarihi geçmişi, ta 1954 Yılına" dayanıyor..
İlçelerimizin tarihi ise belli..
"Kent kültürü için", çok genç bir yapılanma içinde olan Sakarya'nın en büyük sorunları elbette "altyapıdan" kaynaklanıyor..
"Düzensiz şehir planlamaları, modern kentler için büyük engeller" oluşturuyor..
Sakarya'da hangi belediye yapılanmasını ele alsanız, göreceğiniz şudur?
Belediye başkanlığına seçilenler, "o belediyenin imkan ve kabiliyetleri içinde günü kurtarmak, görünen bazı sorunları çözmekten öteye, kalıcı, ileri dönük hizmetlere", imza atamamışlardır!..
Şurada, "kent yapılaşmasının temelini oluşturan, konutların yapımında", eskiden ortak bir değer olarak benimsenen "su basma seviyesin temeller" atılırdı..
Neden acaba?
SAKARYA'NIN SEL GERÇEĞİ?
Zira o yıllar, "Sakarya'nın seller ile karşı karşıya kaldığı bir durum", söz konusu idi..
Sonra, neler oldu?
Bildiğiniz gibi, "Sakarya ovasında açılan kanallar, iyileştirmeler ile sel baskınlarının" önüne geçildi..
Böylece, "yeni tarım alanları kazanıldı, bataklıklar kurutuldu, sel baskınlarının büyük oranda", önüne geçildi..
Sadece, bu kadar mı?
Bu kadar, olur mu?
BAŞ BELASI SITMA HASTALIĞI?
O yıllar insanımızın baş belası hastalıklarından biri olan "sıtma ile mücadelede" büyük mesafeler alındı..
Bu hastalığa neden olan, "sivrisineklerin üreme alanları olan bataklıkların kurutulması ve etkin aşılama kampanyalarını" bizim nesil, bizden öncekileri iye bilirler..
Nereden,nereye değil mi?
Bu süreç içinde, konut yapımı da büyük oranda değişti..
Eski, karkas, kerpiç evlerin yerini, tuğla ve ahşap evler aldı..
TARİHİ MİRASA SAHİP ÇIKMAK?
Sakarya'nın bir başka kültür kaynağıdır, o eski ahşap tarihi konaklar..
Bugün, birçok köy, ilçe ve Adapazarı merkezde bu tür yapılardan, hala ayakta duranlar var..
Onlara gözümüz gibi bakmalıyız..
Hatta, "daha da eski süreçten kalan, ahşap, karkas camilerimizin varlığından" haberdar mısınız?
İşte, bunlardan bazıları onarıldı, ayağa kaldırıldı ve o yılların hatıraları, işaret taşları olarak canlandırıldı..
"Kaynarca Şeyh Müslihiddin Camii ile Büyükesence Orhan Camii " bunlardandır..
Sevgili dostum, SAGÜSAD Başkanı Ünal Dabak ve bazı arkadaşların girişimi ile bu tür camilerimizden olan," Akyazı Dokurcun Çengeller Köyü ile Geyve'de bir camiinin de bu yönde onarılması ve günışığına çıkarılması, hizmete sunulması" talep ediliyor..
Hep derim ya, "kültür miraslarına sahip çıkmalıyız" diye!
OLMAZSA,OLMAZLARIMIZ?
Buraya "modern, günümüz teknoljisi ile kentleşmeden" söz ederek geldik..
Eskiden, bir ilçede olmazsa, olmazların başında gelenleri hatırlatmama gerek var mı?
"Kaymakamlık, belediye, hastane, eczane, okul, cami, karakol, emniyet amirliği, kütüphane, sinema salonu, çarşı, pazar, spor sahası, fırın, mezarlık.." dikkate alınırdı..
Sakarya'nın il olması ile daha birçok resmi kurumun ihdası söz konusu oldu..
ŞEHİRLEŞME?
Şehirleşmenin tamamlanması, hemencecik olmuyor?
"İyi bir planlama olmadığı için, elde kalan kentlerin, yeniden şekillendirilmesi, günün şartlarına göre hazırlanması, belediye başkanı ile meclis üyeleri ve diğer kurum ve kuruluş temsilcilerinin çalışma, kabiliyet tempolarına kaldığı gibi, o yöreye hizmetlerin aktarılmasında öncü rolü oynayan siyasilere" kalıyor..
DEPREM GERÇEĞİ?
Seçip göreve getirdiklerinizden, beklentileriniz karşılanmadığı takdirde, "o zaman kentinizin geri, insanınızın hizmetlerden mahrum kalması", kaçınılmazdır..
Dün," su basar seviyede yapılan evlerin yerini, bugün çok katlı binalar" aldı..
O eski, "su basar evler ise kent içinde, birer gecekondu evi olarak, değişim ve dönüşüm kararlarını" bekliyor..
Sakarya'nın bir de var olan "deprem gerçeği" unutulur mu?
Kulak arkası edilecek, bir durum mudur bu?
Elbette hayır!
DENEYİM VE TECRÜBE?
Geçmiş yılların deneyim ve tecrübeleri ile geleceğe hazırlanmak, geleceğin yöneticilerini seçmek, göreve getirmek mümkün değil midir?
Mümkün olmaz mı?
Peki, geleceğe dönük projeler hazırlayacak, bunları hayata geçirecek, yeni fikir ve görüşleri ile teknolojik gelişmeleri kullanabilecek insan gücümüz yok mu?
Olmaz mı?
"İlkokulları, orta ve lise, meslek lisesi okulları ile olduğu kadar, şimdi üniversiteleri Sakarya, o insan gücüne büyük hizmetler" sunuyor..
HER BİRİ AYRI BİR YETENEK?
İşte bu okullardan mezun olan, "diplomalı, yetkin, etkin, iddialı aday adaylarımız" huzurlarımızda..
Onlar, "Sakarya Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediye başkanlıklarını yönetmeye" talipler..
Her biri, ayrı bir cevher!
Her biri, ayrı bir yetenek!
Her biri, hizmet için yollarda!
"Dil bilen, yol bilen, mesleğinin zirvesinde olan bu adaylar arasından, layık olanı, işin ehlini bulup seçmek ise", bizlere düşüyor..
Zor bir görev elbette!..
Bizim insanımız, "zoru sever ve adaylar arasından en iyisini, l ayık olanı, işin ehlini seçme meziyetini" gösterir inşallah!
Zira, "kentimizin geleceğinin nabzı, bu seçimlerde" atıyor!
Yusuf Cinal yazıyor, 20 Mart 2024