GEÇEN hafta Türkiye, Ankaragücü-Çaykur Rizespor maçı sonrası yaşanan “yumruklama” ve “tekmeleme” olayı ile sarsıldı.

Ankaragücü’nün Başkanı Faruk Koca, maç sonrası hakem Halil Umut Meler’in üzerine hışımla yürüdü ve yüzüne bir yumruk attı…

Yetmedi, yere düşen hakem, yanındaki kişiler tarafından tekmelendi…

Bir başkanın sahaya inip hakemi yumruklaması Türk spor tarihinde bir ilkti. Ve bunun için de büyük tepki çekti…

Olay elbette ki büyük üzüntü vericidir… Bu üzücü olay, Türk futbolunda bir milat teşkil ederse, o zaman belki kazanca dönüşebilir...

Yani bir bakıma maçtan önce (MÖ), maçtan sonra (MS) gibi…

Bu olay Türk futbolunda bir milat olmalıdır…

Olayın akabinde acilen toplanan Futbol Federasyonu, “yıldırım” hızıyla bir karar aldı… Önce başkan ve -ne yazık ki- AKP eski milletvekili Faruk Koca’ya hak mahrumiyeti ile birlikte cezai müeyyide uygulanacak…

Tekmeleyenlere de büyük cezalar geliyor…

Ankaragücü’ne de 5 maç seyircisiz oynama ve 2 milyon lira da para cezası kesildi…

HEYSEL FACİASI’NDAN DERS ÇIKARIN!

Spordaki şiddet yalnızca bizde değil elbet. Bir çok ülkede zaman zaman boy gösteriyor… Heysel Faciası’nı bir hatırlayın…

Tarihler 29 Mayıs 1985’i gösterdiğinde. Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası Final maçında Juventus ile Liverpool karşılaşıyordu.

Fanatizm ve şiddet hortladı… Tribünlerdeki fanatikler ortalığı ateşe verdi…

Bu maçta, 39 kişi öldü, 900 kişi de yaralandı.

UEFA anında toplandı… Maçı 85 dakika aradan sonra oynattı. Bu olaylı maçı Juventus, Platini’nin attığı golle 1-0 kazandı.

Ertesi günü, UEFA yetkilisi Gunter Schneider, facianın tek sorumlusunun İngiliz taraftarları olduğunu söyledi.

İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher da aynı görüşteydi. Demir Leydi, “Söylenecek söz yok. Bunu meşrulaştırmak mümkün değil. Suç tamamen İngiltere’ye ait” ifadesini kullandı.

Ardından UEFA’ya yönelen Thatcher, İngiliz takımlarının Avrupa kupalarından men edilmesi için çağrıda bulundu. UEFA aldığı kararla İngiliz takımlarına 5, Liverpool’a 6 yıl uluslararası kupalardan men cezası verdi.

KAMUOYUNUN RÜZGÂRINI ALMIŞKEN

Türk futbolu, eğer bu şiddet sarmalından kurtulmak istiyorsa, o zamanki İngiltere Başbakanı’nın yaptığı gibi radikal kararlar almalı. Ve bu kararlar her kim olursa olsun, işletilmeli; gözünün yaşına bakılmamalı.

Şu anda tüm futbolseverler, hatta tüm kamuoyu Ankaragücü-Rizespor maçında yaşananlara karşı büyük bir tepki oluşturmuş durumda.

Günlerdir televizyonlarda ilk haber olarak yer aldı bu olay… Futbolu seven, sevmeyen herkes olayı kınadı, tavrını açık açık sergiledi.

Futbol Federasyonu, yaptığı acil toplantı sonrasında olayın faillerine ağır denecek cezalar kesti… Üstelik onların adliyeye sevk edilmesinde başat rol oynadı.

Şimdi hesaplarını Türk Adaletine versinler…

Öyle bir ceza alsınlar ki, bundan sonra ne sahanın içinde ne de dışında bu tip çirkinlikler yaşanmasın…

FARUK KOCA’YA FAİR-PLAY HA?

İşin ilgin bir yanı daha var ki, o da içler acısı bir durum…

Futbol Federasyonu bundan yaklaşık 1.5 ay önce olayın baş sorumlusu Ankaragücü eski başkanı Faruk Koca’ya fair play ödülü takdim etmiş…

Burada tartılacak iki olay var… Birincisi, Futbol Federasyonu, fair-play ödülünü vermeyi kararlaştırdığı kişiyi yeterince incelememiş, araştırmamış.

Ve binlerce spor adamı arasından Faruk Koca’yı bularak, fair-play anlayışının içini de boşaltmış oldu.

İkincisi ise, “ömür boyu hak mahrumiyeti” alan eski başkan Faruk Koca’nın, bu zamana kadar kendini çok iyi saklaması ve aslında içinde bulunan şiddet sarmalını büyük bir çaba ile saklamasıdır…

Durum başka türlü izah edilemez.

İnsanları bir yere kadar oyalar ve kandırabilirsiniz… Fakat sonunda geç de olsa bir yerde açık verirsiniz…

xxxxxxxxxxxxxxxxx

ANLAMLI SÖZ

Dürüstlük, kişinin bildiğini söylemekle, işine geleni söylemek arasında yaptığı seçime dayanan bir ahlâk sorunudur…

xxxxxxxxxxxxxxxxx