Anayasa ve yasalar çerçevesinde bakacak olursak çok saçma bir soru ama burası Türkiye!
Bu ülkede Anayasa bir kere çiğnenmekle bir şey olmuyor ve zaten yasalar da güçlülerin delip geçtiği ancak güçsüzlerin takıldığı bir örümcek ağına benzer.
Hasılı, bu ülkede Anayasa’da ne yazdığı önemli değil ki biz birilerinin iki dudağı arasından çıkacak kararı tartışıyoruz.
Neyse, iktidar resmi olmasa da fiili seçim tarihini açıklayınca, Erdoğan’ın aday olup olamayacağı tartışması alevlendi.
Konu önemliydi aslında ve öyle son dakikaya sıkıştırılacak bir gündem değildi. Lakin muhalefetin aklına yeni geldi ki ancak yorum yapmaya başladılar. Başladılar ama o da medya baskısı ile zorunluluktan ve yarım ağızla…
‘Aman Erdoğan’a bir mağdur kozu daha vermeyelim’ mantığı ile sanki tartışılmasını bile istemezcesine…
Neden böyle davrandıklarını da neden böyle davrandıklarına yönelik açıklamalarını da anlamak mümkün değil.
Yahu bu seçimin en önemli maddesi Erdoğan’ın adaylığı, gerisi teferruat…
Ve bu konu öyle ‘varsın Anayasa çiğnensin ama Erdoğan’a mağduriyet fırsatı verilmesin’ diyecek kadar keyfe keder değil.
Uzmanlar aylardır uyarıyor, gazeteciler neredeyse bir yıldır muhalefetin ve ülkenin gündemini bu noktaya çekmeye çalışıyor ama muhalefet oralı bile değilmiş gibi davranıyor.
Yeniçağ’dan Orhan Uğuroğlu ağabeyimiz mesela, benim okuduğum en az 10 yazı yazdı, televizyon programlarında onlarca kere konuyu tartıştırdı.
Muhalefet ‘aman biz topa girmeyelim’ diye adeta seyretti.
Gerisini bizzat Orhan Uğuroğlu büyüğümüzden aktarayım;
“Cumhurbaşkanlığı seçiminden 2 ay önce 21 Nisan 2018'de, "Erdoğan ikinci ve son kez aday" diye yazdığımdan bu yana defalarca 18 Haziran 2023'te zamanında yapılacak seçimde Erdoğan'ın 3. kez aday olamayacağını yazdım.
Gazeteci ve televizyoncu meslektaşlarım umursamadılar.
Muhalefet partilerinin liderleri de hukukçular da dikkate almadılar.
"Mağdur yaratmayalım" diye tutturdular.
Büyük siyasi hata yaptılar.
Sanki 2007, 2010 ve 2017 anayasa değişikliklerini muhalefet yaptı da Erdoğan'ı mağdur mu etti?
Basın toplantılarında parti liderlerine 3 yıldır, "Erdoğan 18 Haziran'da 3. kez cumhurbaşkanı adayı olabilir mi?" diye sadece ben sordum.
Yarım yamalak yanıtlarla geçiştirdiler.
"Erdoğan'ı Erdoğan mağdur etti" diye yazdım fark etmediler.
"Türkiye'de Anayasa hükümlerini sadece ben mi savunacağım" diye yazdım.
Ne muhalefet liderleri ne aydınlar ne hukukçular ne de gazeteciler Anayasa'ya sahip çıktılar.
"18 Haziran 2023'te Erdoğan 3. kez aday olamaz" diye kampanya yapmadılar.
Yapsalardı seçim tarihini 14 Mayıs'a muhalefet aldırmış ve Erdoğan'ı yenmiş olacaklardı.
Muhalefet liderlerinin görüşlerini maalesef değiştiremedim.
Nafile çaba göstermişim.
Cumhur İttifakı ile Saray yandaşı hukukçu, gazeteci ve televizyoncular şu görüşü savundular;
"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi 2018'de başladı. Recep Tayyip Erdoğan ilk kez seçilmiş oldu. 18 Haziran 2023'te 2. kez aday olur."
Meclis Başkanı anayasa hukuku uzmanı Prof. Dr. Mustafa Şentop ile makam odasında bir saat sohbet ettik, bu görüşü savundu.
MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli, Prof. Dr. Ersan Şen ve Sarayın hukuk başdanışmanı Mehmet Uçum bu görüşü savundular.
Muhalefet liderleri, "Hadi ordan" demediler.
Ben dedim ve haklı çıktım…
Değerli okurlarım, Erdoğan'ın ilan ettiği 14 Mayıs 2023 tarihinde seçimlerin yenilenmesi kararını değerlendireyim.
Birincisi: Cumhur İttifakı'nın Meclis'teki sandalye sayısı Meclis Başkanı çıkınca 334 ve 360 oy şart.
CHP, İYİ Parti ve HDP oy vermeyeceğinden Meclis'ten bu karar çıkmaz.
İkincisi: Erdoğan'ın istifa edip Meclis'in fesih olması durumunda ise Anayasa 116/2'ye göre kesinlikle aday olamaz.
Üçüncüsü: Erdoğan 116/2 uygular, sonrasında başvurursa YSK ne yapar?
a. Anayasayı uygular reddeder.
b. Anayasayı çiğner kabul eder.
6'lı Masa'nın 6 liderine bugünden başlayarak kampanya açmaları için YSK üyelerine şu çağrıyı yapmalarını öneriyorum:
Erdoğan 116/2'ye göre 14 Mayıs'ta seçim kararı alırsa başvurusunu asla kabul edemezsiniz.
Çünkü Erdoğan'ın 3. kez adaylığı için;
YSK'ya sığınmaktan ve üyelerine Anayasaya aykırı karar aldırmaktan başka çaresi yok.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'ın görüşünü 13 Ocak 2022'de yayınladım.
6 lidere örnek olsun diye özetliyorum:
Soru: Yüksek Seçim Kurulu (YSK) zamanında seçim için Erdoğan'ın başvurusunu kabul eder mi?
Özdağ: "Hayır asla edemez. YSK'nın 11 üyesi de yüksek hâkimdir. Anayasanın 101. Maddesi çok açık ve nettir.
Soru: Bazı partilerin liderleri 'YSK başvuruyu kabul eder' diyorlar. Eğer kabul ederse tavrınız ne olur?
Özdağ: "Biz de Gelecek Partisi olarak bu anayasa hükmünü çiğneyen YSK'nın 11 üyesini kamuoyuna afişe ederiz.
81 ile üzerlerinde resimleri ve isimleri bulunan YSK üyelerinin afişlerinin üzerlerine, 'İşte Anayasayı çiğneyenler' diye kocaman yazı koyar onları afişe ederiz.
Gazetelere ve televizyonlara ilanlar veririz.
Sokağa çıkamazlar, milletin yüzüne bakamazlar.
Dünyayı başlarına yıkar, Anayasayı çiğnetmeyiz.”