Dün yazdım; Siyasetin, özellikle de despot siyasetçi, kendini sürekli tahkim ve tabanını konsolide (birleştirme, diri tutma) etmek uğruna, sürekli düşmanlık seviyesinde bir rekabet üreterek karşı tarafı düşmanlaştırır. İşte bu tipler genellikle ve özellikle fitneden beslenir.
Mesela dezenformasyon fitnesini çok iyi kullanırlar. Bilgi kirliliği ile toplumun kafasını karıştırır, oluşan kaostan medet umarlar.
Eee, gerçeği açıklayamıyorsan, gerçek işine gelmiyorsa, çaresiz dezenformasyondan medet umacaksın değil mi?
Şu süper kupa örneğinde olduğu gibi mesela...
Yahu çok mu zor olanı biteni objektif olarak ortala koymak eğer varsa bir protokol ‘işte bu’ diye gözümüze sokmak?
Ama yok. Varsın kafalar bulansın, ortalık karışsın, millet birbirini boğazlasın, biz de bu kargaşadan oy devşirelim, değil mi?
Bir güncel fitne de bugün açıklanan enflasyondur.
Görüyorsunuz işte, kimse inanmıyor ama ne gam?
İnanmayanlar anında hainlikle suçlanıyor, kutsal değerlerimize ‘yani aziz ve mübarek hükümetimize) ve bekamıza tehdit olarak lanse ediliyor falan…
Yani inanmayanları inandırmak, zihin karışıklığını gidermek yani halkı doğru bilgilendirmek yok.
Böyle bir dertleri de yok. Olsa, enflasyon sepetini sır olmaktan çıkarır, kalem kalem açıklar ve toplumu aydınlatırlar.
Ama öyle yapmıyorlar, yapamıyorlar. Yaptıklarında oynadıkları oyunun açığa çıkacağını biliyor, bunun yerine karşı tarafa saldırmayı, düşmanlık üretmeyi ve toplumu birbirine düşürmeyi tercih ediyorlar.
Allah aşkına! Bir ülkede fiyatlar sürekli artarken, en temel tüketim maddelerine zam üstüne zam binerken, hükümet kendisiyle ilgili hizmetleri ve vergileri arttırırken enflasyon nasıl düşer?
Düşmez elbette…
Ama kağıt üzerinde bir güzel düşürülür.
Hele memur ve emekli maaşları enflasyon oranında artacaksa, daha daha düşürülür.
Ülkemizde enflasyonun düştüğünü defalarca yazdım;
Şirket muhasebeci alacaktır, duyuru yapılır, başvurular alınır ve mülakat başlar.
Tek bir soru sorulur adaylara, tek cümle ve oldukça basit; 2 kere 2 kaç eder?
Ne olacak canım, tabi ki 4 eder diyenlerin alayı elenir.
Doğru cevap yani istenen cevap; “siz kaç çıkmasını istersiniz efendim”dir.
TUİK’in başına damat beyin kankasını, iktidar yalakasını, söz dinleyeni yani ‘siz kaç çıkmasını istersiniz efendim’ diyeni getirirseniz, bu zam yağmuru altında enflasyonun nasıl olup düşük çıktığına hayret etmenize gerek kalmaz.
Enflasyon önemlidir.
Enflasyon, turnusol kağıdıdır. Enflasyon, takke düşünce görünen keldir.
Enflasyon, performansın, icraatın yegane ölçüsüdür.
Ve en önemlisi de devlet ve özel sektör patronlarının korkulu rüyası olan işçi/memur ücret artış oranının belirleyicisidir.
E düşmüyor meret, ne yapacaksın? Siz kaç çıkmasını istersiniz efendim diyeni bulacaksın.
Bir de kamuoyunu ‘siz ne yazmamızı istersiniz efendim’ diyen bir yandaş basınınız da varsa gerisi kolay.
Yine öyle oldu… Baktılar ki düşüremiyorlar, kağıt üstünde indiriyor ve bunu da bir güzel yutturuyorlar.
Yutturuyorlar ki fiyatlar arttıkça, resmî enflasyonun düştüğü iddia edilen çok çok garip ülke...
Ve buna inanan garip bir kütle haline getirildik...