KUZEYİMİZDEKİ Rusya-Ukrayna savaşı bütün hızıyla devam ediyor. Ukrayna’nın ayağını kaldıran ve güvence veren Avrupa, Rusya’nın, ta başkent Kiev yakınlarına kadar sokulmasını seyretti.
Tüm savaş uzmanları, “Ukrayna’nın yenilgisi kaçınılmaz. Karşılarında devasa Rus ordusu var!” türünden yorumlar yaparken, Ukrayna direndi…
Daha sonra da Avrupa ülkelerinden ve Amerika’dan bilindik yardımlar geldi.
Şimdi Rusya, sadece Ukrayna’ya karşı değil, aslında Avrupa ve Amerika’ya karşı yarışıyor.
Savaşın kazananı olmaz… Galip gelen ülke, belki topraklarını biraz daha genişletmiş olur. Lakin kaybedilen canlar hiçbir zaman yerine konamaz…
Sonuçta aileler yaralı, çocuklar öksüz ve yetim kalır…
Savaşın bıraktığı yara yıllarca sarılamaz…
Öyleyse, kör kuyu gibi dibi görülemeyen bir yola girmek, insanlara ya da devletlere ne kazandıracak?
İnsanlar her zaman kaybedecek…
Kazanan silah tüccarları olacak…
ŞİMDİ DE İSRAİL-HAMAS ÇALIŞMASI!
Gözünüz aydın… Bir savaşımız daha başladı!
Dünya, henüz Rusya-Ukrayna savaşını sonlandıramamışken, bir de güney doğumuzda Filistin-İsrail çalışması başladı.
Öyle böyle değil… Önce Hamas’ın askeri kanadı “Aksa tufanı” adında çok kapsamlı bir saldırı başlattı. İlk bilgilere göre, 5000’in üzerindeki roket atışı İsrail topraklarını vurmak için havalandı. Bunların bir kısmı, “Demir Kubbe” olarak nitelendirilen İsrail savunma sistemleri ile havada imha edildi. Bir kısmı da İsrail topraklarına düştü.
Saldırının sabahında İsrail ordusu karşılık vermeye başladı…
Şu ana kadar iki taraftan da yüzlerce ölü olduğu söyleniyor… En kötüsü de yalnızca askeri alanlar ve askeri güçler değil, sivil yaşam alanları da hedefte.
Savaşın daha ilk günde böyle bir boyut alması, oldukça tehlikeli bir durumdur. Birkaç gün içinde savaşın boyutu daha da ortaya çıkacak!
Edinilen bilgilere göre El Kassam Tugayları, birkaç bölgeden İsrail topraklarına sızdığı ifade ediliyor.
Nüfusuna oranla çok güçlü bir orduya sahip olan İsrail Ordusu alarma geçti ve kısa sürede karşı saldırı başlattı.
Hadi bakalım, şimdi gel de, pirincin taşını ayıkla!
OLAN FİLİSTİN HALKINA OLUYOR!
Neticede olan, Filistin ve Gazze bölgesinde çeşitli ablukaya rağmen yaramaya direnin masum halka olacak.
Hatırlarsanız, Gazze şehrinin bir yaşam koridoru vardı. Şehre yiyecek, giyecek ve her türlü ilaç yardımı bu koridorlar yapılıyordu. Şimdi bu koridorun İsrail güçleri tarafından imha edildiğini bir düşünün…
İsrail Devleti, 1948 yılında kuruldu. O yıla kadar tüm dünyada dışlanan Yahudiler, İsrail topraklarını parça parça satın almaya başladı. Öyle ki, toprağın fiyatı 3 lira ise, 13 lira verdiler.
Her şey planlıydı ve Yahudiler adım adım hedefine ulaştı.
Geleceği göremeyen Filistin halkı da, yüksek para karşılığında evlerini, yurtlarını satıp, başka diyarlara göç etmeye başladı, kendi topraklarında azınlığa düştü!
Ve sonunda Yahudiler, satın aldıkları bu toprakları birleştirdi ve 1948’de İsrail Devleti’ni kurdu. Ve bu tarihten sonra da adım adım genişleyerek, toprağına toprak kattı Yahudiler. Şimdi ise, tüm Arap ülkeleri bir araya gelse, Amerika destekli İsrail’den bu toprakları geri alamaz.
Geçmiş ola!..
TERÖR BELASINDAN KURTULALIM!
Biliyorsunuz, bizim de ta 1984’lerden başlayan ve ilan edilmemiş bir savaşımız var… Önce Asala örgütüyle, onu bitirdikten sonra bu defa PKK terör örgütüyle yurt içinde ve yurt dışında savaşmaya başladık.
Aslında iki örgütün de arkasındaki güçler belliydi.
Türkiye’miz, üç beş bin kişiyi bulan dağdaki teröristle savaşmıyor. Aslında, onları eğitip donatan, ellerine her türlü silahı veren, lojistik destek sağlayan -sözde- müttefiklerle savaşıyor.
Neticede, tıpkı yukarıda bahsettiğim Rusya-Ukrayna savaşı gibi bitmek bilmiyor…
Ve geride kalan 40 yılda 40 bin civarında vatandaşımızı kaybettik… Binlerce de şehit verdik. Hâlâ da gözümüz, kulağımız güney sınırlarımızda.
TÜRKİYE ELİNİ ÇABUK TUTMALI
Asala’yı bitirdik… PKK ve türevleri PYD ile JPG’li teröristlerle mücadele ediyoruz… Son günlerde güneyde, Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’de başlattığımız operasyon, terör yuvalarını ortadan kaldırmayı amaçlıyor…
Türkiye’mizin meşru müdafaasıdır bu…
Birleşmiş Milletler Yasası’nda, “Bir ülke, kendi güvenliğini sağlamakla yükümlüdür” maddesi, Türkiye’nin bu haklı operasyonlarını meşru kılıyor.
Ancak, artık güneyimizde en az 30 kilometre mesafeli bir güvenlik bölgesi oluşturmalıyız. Ve buraları her türlü düşman unsurlarından temizledikten sonra da belli aralıklarla güvenlik kuleleri oluşturarak geleceğimizi, askerimizi, gençliğimizi teminat altına almalıyız.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, -Yeşil Parti hariç- tüm kararlılığıyla operasyona yeşil ışık yakıyor… 86 milyon Türkiye arkanızda…
Allah, Türk Ordusu’nu sakınsın ve her şartta muzaffer eylesin!
Bizim arzumuz ve temennimiz budur…
Kalın sağlıcakla…
********************
ANLAMLI SÖZ
“Savaş, korku ve sefaletten başka bir şey veremez. Yakar, yıkar, öldürür… yok eder… Ve izleri yıllarca yapışıp kalır hayatımıza!..”
Nazım Hikmet Ran
********************