En başarılı bulduğum milletvekillerinden bir tanesi de CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz…
Araştırma sonucu ortaya koyduğu iddiaları, iktidar cenahı açısından yenilir yutulur şeyler değil.
Son birkaç açıklamalarından örnekler aktarayım;
“AK Parti’nin KOLİN, LİMAK, CENGİZ ve KALYON’dan oluşan Kuzey Marmara Otoyolu İşletmesine, sözleşmelerine ek olarak, tutturulması imkansız sayıda ‘ilave araç geçiş garantileri’ verdiğini belgeledik.
İlave garanti edilen araç geçiş sayısı 1 Milyar 338 Milyon adet araç.
Türkiye’deki toplam otomobil sayısı ise 15 Milyon 333 adet araç.
İktidarın ne kadar hesapsız işler yaptığını veya belki de hesabını bilerek yaptığını belgeleyen Deniz Yavuzyılmaz’ın son cümlesini üzerine basa basa okuyun; “Türkiye’deki tüm otomobiller sırayla Kuzey Marmara Otoyolundan 87 kez geçse bu ilave garanti edilen araç geçiş sayısı tutturulamıyor!”
***
“AK Parti Zafer Havalimanı’nda zarar rekoru kırmaya devam ediyor.
2024’ün ilk 7 ayında; Garanti edilen giden yolcu sayısı: 768.677…
Gerçekleşen giden yolcu sayısı: 19.122…
Hata payı: yüzde 97,51…
Hazinenin şirkete yapacağı garanti ödemesi: 3.967.534 Euro. Güncel kurla: 145 Milyon TL!
Kaynak: Sayıştay, DHMİ resmi istatistikleri…”
***
“AK Parti tarzı 8 Yap-İşlet-Devret projesini devlet kendi özkaynağıyla yapsa maliyeti 22 Miyar Dolar olacaktı.
Yandaş müteahhitlere yaptırınca garantili ödemeler nedeniyle şirketlerin kasasına girecek tutar en az 59 Milyar Dolar olacak.
Aradaki fark 37 Milyar Dolar!
Şirketlere fazladan ödenecek tutar güncel kurla 1 Trilyon 221 Milyar Lira!”
***
Deniz Yavuzyılmaz CHP’nin enerji ve maden alanından sorumlu genel başkan yardımcı…
Haliyle gündeme getirdiği konular ağırlıklı olarak iktidarın enerji, maden ve özelleştirme politikalarıyla ilgili.
Bir örnek daha;
“BOTAŞ, TPAO, ÇAYKUR, ET ve SÜT KURUMU, Devlet Demiryolları, Devlet Hava Meydanları İşletmesi gibi devlete ait 19 dev şirketlerin yönetimsel yapılarını da değiştirmek istiyorlar.
Bu şirketlerde 6 Yönetim Kurulu Üyesi vardı, bu sayıda 7’ye çıkıyor.
Bir yandan ‘Kamuda Tasarruf Tedbirleri’ deniyor ama diğer yandan kurumların yönetici sayları arttırılıyor.
Önceden bu şirketlerin yönetim kurullarında Hazine ve Maliye Bakanlığının 1 tane temsilcisi varken, şu anda 7 yönetim kurulu üyesinin 4’ü Hazine Bakanlığından getiriliyor.
Karar alma çoğunluğu ilgili sektör bakanlığında değil, kayyum heyeti gibi KİT’lere çökecek Hazine Bakanlığına geçiyor.
Diğer taraftan devlete ait bu şirketlerin genel müdürleri artık yönetim kurulu başkanı olamaz deniyor. Yönetim Kurulu Başkanını da Hazine Bakanı öneriyor. Örneğin bir enerji şirketinin başkanını Enerji Bakanlığı değil, Hazine Bakanının bizzat kendisi öneriyor.
Aynı zamanda 2 bağımsız üyeyi de kendisi öneriyor, Hazine Bakanlığı temsilcisini de.
Şu anda 10 yıl sigortalı olan sektörle yakından uzaktan ilgisi bulunmayan herhangi birisini AK Parti bu şirketlerin yönetim kuruluna getirebilecek bir yapıyı da hazırlıyor.
Taslağa göre genel müdür yardımcılarına da yönetim kurulunda yer verilmiyor. Bu uygulamayla genel müdürler ve yardımcıları neredeyse Hazine Bakanlığının memuruna dönüşecek.
AK Parti’nin özelleştirmeden sorumlu Hazine Bakanı Mehmet Şimşek belli ki yabancı sermayedarlara verdiği sözlerin sonucu olarak başta TTK olmak üzere 19 KİT’i yabancı sermayeye peşkeş çekmenin yolunu hazırlıyor.
Satamadığı kuruluşlardan zarar edenleri ise kapatmanın alt yapısını kuruyor.
Bu süreçte özelleştirme kapsamına alınmadan özelleştirme işlemlerinin bizzat Hazine ve Maliye Bakanı tarafından yürütüleceği anlaşılıyor.
Bu taslağın geri çekilmesi için Zonguldak’ta madencisi, esnafı, emeklisi, öğrencisi tüm vatandaşlarımızla birlikte direneceğiz.
TTK’nın yok edilmesine asla müsaade etmeyeceğiz.”