Şu saat itibariyle (Pazar saat 10.27) ölümünden 19 gün sonra cesedi ancak bulunan Narin’in katili halen bulunamadı.
Güvenlik görevlisi, güvenlik uzmanı, dedektif falan değilim, o ekranlardaki herbokolog çubuklu amcalar kadar derin ve engin bilgilere sahip de değilim.
Sadece o bölgede, üç değişik ilde 7 yıl görev yapan bir öğretmen olarak yazıyorum.
O yörenin her karışına, insanlarını da ciğerlerine kadar tanırım.
Feodal yapıyı, töreyi, gelenekleri iyi bilirim.
Yörede görev yapan kamu/emniyet görevlilerinin de benim bildiklerimi bildiklerinden eminim.
Dolayısıyla bu menfur cinayet halen çözülemiyorsa, kamu görevlilerinin işini doğru ve dürüst yapmadıklarına, cinayetin çözümünde feodal yapının etkisi altında kaldıklarına eminim.
Herkesin bildiği sır şu ki, bu çocuk ‘görmemesi gereken bir şeyi gördüğü’ için katledildi.
İddialara bakılırsa, annesi ile bir akrabası arasında bir ilişkiye, ifadelere özellikle annesinin ifadelerine bakılırsa madde bağımlısı ve hayvanlarla cinsel ilişki kuran zoofoli hastası abisi ve arkadaşlarının sapkınlığına şahit odu.
Nitekim ifadelerinde “Oğlum ahırda arkadaşlarıyla köpeğe kötülük yapıyordu, suçu bize atarlar diye bunu söylemedim” diyor.
O gün Narin bu sapıklığa şahit olup. Bu sebeple katledilmiş olabilir.
Abisinin kolundaki ısırık ve sırtındaki tırnak izleri can havliyle kendisini korumaya çalışan Narin’e de sesleri duyup ahıra koşan ve kızını koruma içgüdüsüyle oğluna engel olmaya çalışan anneye de ait olabilir.
Bilmiyoruz. Neden bilmiyoruz? Çünkü Narin’in cesedi ancak 19 gün sonra, deliller kaybolduktan sonra ‘a meğer buradaymış’ denilerek, günlerdir sözde karış karış aranan dere kenarında bulundu.
19 gün sonra ancak bulunan cesedin arama faaliyetleri esnasında taşınması da akla gelen ihtimallerden birisi.
Ceset gezdirilmiş, farklı yerlere saklanıp en son ‘nasılsa deliller kararmıştır’ düşüncesiyle bulunduğu noktaya getirilmiş olabilir.
Katil amca da olabilir, Narin amcasıyla annesinin uygunsuz görüntüsüne şahit olabildiği için, bizzat amca ya da adamları tarafından öldürülmüş de olabilir.
Ama ben daha ziyade amcanın cinayeti işlemediğine, işlenen bir cinayeti ört bas etmek için mücadele ettiğine inanıyorum.
Narin’in annesinin, amcayı arama saatleri, Narin’in kaybolduğu saatlerle çakışıyor.
Bu da ‘ahırda narin tarafından basıldılar’ iddiasını çürütüyor.
Bence anne, Narin abisi ve arkadaşları tarafından katledildi haberini vermek için aramış olabilir.
Ailenin en güçlüsü hatta lideri olduğu belli olan amca da feodal yapının gereği olarak, cinayeti ört bas etmek için devreye girmiştir.
Köpeğe tecavüz eden ve Narin'i öldürenler arasında kendi oğlunun da bulunması ihtimalini de gözetmiş olabilir.
Neticede cinayet aile etrafında dönüp dolaşıyor. Dışarıdan birileri olsa bile ailenin olayı bildiği, zanlıyı koruduğu bir gerçek.
Peki, o yöreyi, feodal yapıyı ve töreyi bilen her kamu görevlisinin ilk yapması gereken neydi?
Gizli ya da aleni aileyi takip etmek, gözlem altına almak ve her adımlarını takip etmek.
Yaptılar mı? Hayır…
İşin uzmanları için, bir çocuk hele ki kız çocuğu, o küçücük köyde katledildiğinde ilk akla aile gelir, sonra yakınları…
Bizim uzmanların akıllarına geldi mi? Hayır…
Belki de geldi ama feodal yapıyı aşamadılar. Bilemem…
Bildiğim kadarıyla aileyi işin dışında tuttular. Adeta samanlıkta kaybolan iğneyi dışarıda aradılar. Nitekim aileye ait ahırdaki kazma girişimini bile günler sonra fark ettiler.
O güne kadar ailenin evlerinin, ahırlarının arandığına dair bir bilgi yok.
Narin’in cesedi, bulunduğu ana kadar kendi ahırlarında gizlendiyse de bilmiyoruz.
Farkında mısınız? Hep aile diyorum.
O yöreyi ve toplumun sosyolojisini bilen biri olarak söylüyorum.
O yörelerde bu tip durumlarda aile meclisi aile içi bir pisliği ört bas etmek için toplanır ve organize olur.
Nitekim aile oldukça organize ki bütün akrabalar sim kartlarını değiştiriyorlar, telefon kayıtlarını siliyorlar, farklı sim kartlar edinip yalan ihbarlarla arama faaliyeti yapan görevlileri yanlış yönlendiriyorlar.
İfadeleri de hep aynı ağızdan çıkmış gibi…
İşte aile bu…
Sayın Cumhurbaşkanımız da malumunuz ‘bu menfur olayı kullanarak aile kutsa aile yapımıza saldırıyorlar’ mealinden bir açıklama yaptı.
Hayır efendim, hayır!
O yörede kutsal aile falan yok.
Ensest ilişkilerin havada uçuştuğu, cinsel sapkınların tavan yaptığı, kadının ve kızın hayvan kadar değerinin olmadığı, ister cinayet ister sapkınlık her türlü pislikte, ölen veya tecavüze uğrayan kız/kadınların gözden çıkarılıp, o haltları yiyen erkeklerin, sözde aile şerefini koruma adına korunup kollandığı bir yapı aile falan değil, olsa olsa organize kötülük örgütüdür.
Bizler kutsal aile yapımıza değil, bu organize kötülüğe saldırıyoruz.
Bu mu kutsal aile?
Erol Afşar
Bu içeriğe tepkiniz
Yorumlar