Bendeniz anadan babadan değil, doğrudan kendimden balkan kökenliyim. Bulgaristan Kırcaali doğumlu, doğrudan pasaportuna sahibim. Yani göçmenliğim su götürmez!

Bendeniz alaylı falan değil, doğrudan okullu gazeteciyim. Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası camiada gazeteciliğin resmi belgesi dediği Sarı Basın Kartı sahibiyim. Yani gazeteciliğim de kolay kolay tartışılamaz!

Bu iki özelliği yan yana getirdiğim zaman, sanırım Göçmen Gazeteci oluyorum.

Bunları niye yazıyorum?

Geçtiğimiz cumartesi günü Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu aylık toplantısını Sakarya’da düzenlemiş ve toplantı sonrasında da basınla bilgilendirme görüşmesi gerçekleştirmiş.

Biz ise göçmen gazeteci olarak tüm bu gelişmeleri gazete sayfalarından öğreniyoruz. Çünkü ne gazeteci olarak ne de göçmen olarak bizi cumartesi günkü basın toplantısına davet eden olmadı! Tabana yayılmak amacıyla Türkiye’yi dolaşarak her ay başka bir ilde toplantı düzenleyen Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu bir göçmen gazeteciyi basın toplantısına davet etmeyi pas geçiyorsa o Türkiye turu çok da sağlıklı sonuç vermez herhalde.

***

Toplantıda neler konuşulduğunu öğrenmek için basın toplantısına iştirak etmiş olan gazeteci bir arkadaşımla telefon görüşmesi gerçekleştirdim. Basın toplantısını bana tek bir cümleyle özetledi; Türkün Türk’ten başka DOSTU yoktur! Konuya önceden hakim olduğum için bu cümlenin içeriğini bir çırpıda kavrayabiliyorum.

İşin özü şu: Bulgaristan’da 26 Mart’ta yapılacak olan erken seçimlere ilk kez DOST partisi de katılıyor. DOST partisinin kuruluşu ve Bulgaristan siyaset arenasına çıkış hikayesi oldukça ilginç. Bulgaristan Türklerinin yegane partisi olan HÖH (Hak ve Özgürlükler Partisi)’nin alternatifi olarak HÖH’ten koparak kurulan DOST Partisi ilk siyasi sınavını önümüzdeki seçimlerde verecek. Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin açık desteğiyle seçime girecek olan DOST, bir taraftan Türkleri mobilize etmenin gayretini sürdürürken isteyerek veya istemeyerek Bulgaristan’daki Türk seçmenlerini bölüyor. Siyaset olarak işin doğasında bu var; çünkü DOST’un başarılı olabilmesi için yıllarca Türklerden oy alan HÖH’ün seçmenini çalması gerekiyor! Bu durum da Bulgaristan’da Türk oylarının bölünmesine neden olacak. Ve haliyle öyle ya da böyle yıllardır süre gelen Türklerin Bulgaristan’daki siyasi mücadelesini zayıflatacaktır. Bunun sinyalleri gelmeye başladı! Bulgaristan’da Türklerin ve Müslümanların yoğun olarak yaşadıkları bölgelerde düzenlenen etkinliklerde HÖH ayrı telden çalıyor, DOST ayrı telden çalıyor… Birlik ve beraberlik içerisinde güçlü olması gereken Türk varlığı fiilen ikiye bölünmüş durumda. Bu vaziyet, bu gidişat hiç hayırlı değil.

***

Yaklaşan seçimler öncesinde DOST Partisi’nin en büyük umudu Türkiye’de yaşayan Bulgaristan’da oy kullanma hakkı olan Türk seçmenler. Bunların sayısı 300 bin civarında. Az önce de söylediğim gibi Türkiye hükümeti ile dirsek temasında bulunan DOST, bu oyları alabilmek için AKP hükümetiyle birlikte çalışıyor! Her türlü imkanlar kullanılarak göçmenlerin oylarının DOST Partisi’ne kanalize olması için çalışılıyor.

Daha önce de Erdoğan’ın desteğiyle Bulgaristan seçimlerinde Türkiye’deki oylar şekillendirilmeye çalışıldı. Bizlerden, Türkiye’de yaşayan seçmenlerden Mehmet Dikme’nin partisinin desteklenmesi işaret edildi… Başka bir seçimde ise Kasım Dal’ın partisinin desteklenmesi arzu edildi… Şimdi ise DOST partisinin desteklenmesi isteniyor veya işaret ediliyor.

Daha önceki stratejiler tutmadı! Bu seçimlerde tutacak mı tutmayacak mı göreceğiz.

Ama şunu söylemek istiyorum ki, her seçimde farklı bir parti işaret eden Türk hükümeti yurt dışı Türkler politikasında istikrar vermiyor. Görüne manzara öyle ki, Erdoğan’ın Bulgaristan’daki dostları değiştikçe desteklenen parti de değişiyor. Ve nedendir bilinmez yıllardır siyasi varlığını sürdüren HÖH’ün karşısına hep bir alternatif Türk partisi çıkartılıyor.

Görünen o ki, şimdilerde de Başkanın yeni dostu DOST.