AVRUPA Birliği hiçbir zaman karşılarında demokratik bir Türkiye istemez…

Bu, 50 yıldır kapılarında olduğumuz Avrupalının, Türkiye’ye bakış açısının özetidir.

Sözde, önümüze 70 civarında kriter koyuyorlar… “Türkiye bu kriterleri tamamlasın ve AB’ye girmeye hak kazansın” diye bir lokma atıyorlar…

Hepsi bu…

İstemezler…

Çünkü orası, yani AB bir Hıristiyan kulübüdür. Hiçbir zaman bir İslam ülkesini bu kulübe dahil etmezler…

Zaten yarım asırdır ülkemize uyguladıkları ambargolardan, vizelerden ve çeşitli kota kısıtlamalarından belli oluyor niyetleri.

Ancak kendileri ellerini kollarını sallayarak ülkemize gelmek isterler.

Gelsinler…

Bir açık hava müzesini andıran kadim Anadolu topraklarını karış karış dolaşsınlar… Yatsınlar... Kalksınlar… Ellerindeki doları yirmi beşe, otuza katlayarak paralarını çoğaltsınlar… Lüks otellerde sabahlasınlar… Tıksırıncaya kadar yesinler, içsinler…

Ancak sıra bir Türk vatandaşının bir Avrupa ülkesine gitmesine sıra gelince, elli dereden su getirsinler…

AVRUPALI PARLAMENTERİN SÖZLERİ

Bundan yaklaşık bir hafta önce Avrupalı bir parlamenterle röportaj yapmış Halk TV muhabiri… O röportajda, parlamenter şöyle söylüyordu:

“Biliyorsunuz, Türkiye’nin AB’ye girmesi için 4-5 kriter kaldı. Türkiye, AB kriterlerinin çoğunu geçmiş yıllarda yerine getirmişti. Ancak Türkiye, istenen tüm kriterleri yerine getirse de yine Avrupa Birliği çatısı altına giremez… Çünkü AB’nin hedefi, Türkiye’yi her zaman eşikte bekletmektir… Tüm problemlerini çözmüş bir İslam ülkesini istemez Avrupa Birliği. Çünkü planlarında, hedeflerinde bir İslam ülkesi ile genişlemek, kaynaşmak gibi bir statü yoktur. Olsa da istemezler…”

ŞU ANDAKİ YÖNETİM TARZI İŞLERİNE GELİR

Daha sonra röportaj koyulaştıkça, şu cümleler döküldü Avrupalı parlamenterin ağzından:

“Uzun süredir, tek parti ile yönetilen Türkiye, Avrupa Birliği’nin daha işine gelir… Çünkü Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nde, tam anlamıyla bir partinin hegemonyası vardır. Cumhurbaşkanı ne isterse, bakanlar ve ülkeyi yönetmeye çalışan tüm siyasiler, bürokratlar ve kurumlar onu uygulamak zorundadır. Türkiye’nin, tek lidere dayalı bir yönetimde kalmasını isterler… İsterler ki, demokraside, anayasada, hukukta, insan haklarında sorunları olsun... Her alanda gelişmiş, tüm adalet ve demokrasi sorunlarını çözmüş bir Türkiye’yi hiçbir zaman istemez Avrupalı zihniyet…”

Bizi neden yıllarca beklettiklerini anladınız mı?

KENDİMİZ İÇİN DEMOKRASİ

Türkiye, ileri demokrasi düzeyine çıkmak istiyorsa… Adalette, hukukta, eğitimde, yaşam kalitesinde en ileri ülkeler seviyesine çıkmak istiyorsa; bunu AB’ye girmek için değil, bu ülkede yaşayan 86 milyon Türk vatandaşı için yapmalıdır…

Türk vatandaşlarının sağlıklı, mutlu ve aydın bir hayat sürmeye hakları yok mudur?

İlle de Avrupa Birliği’nin bazı dayatmaları mı gerekir?

İleri demokrasiyi, ileri adalet ve eğitim sistemlerini, modern yaşamı onlar istiyor diye mi seçeceğiz?

Ekonomide, hukukta, insan haklarında, yüksek yaşam kalitesinde ve insanlara istihdam sağlamak konusunda ne yapacaksak kendimiz için yapmalıyız?

Bir başka ülke ya da bir başka teşkilat istiyor diye değil…

Kalın sağlıcakla…

*************

ANLAMLI SÖZ

"Unutmayalım ki "öğretim" ve "diploma" ancak bir "genel eğitimin" parçası olduğu zaman işe yarar. Türkiye'deki çarpıklık ise genelde, "demokrasi eğitiminin" eksikliğidir."
Prof.Dr. Emre Kongar

*************