Özgürlük Araştırmaları Derneği’nin uluslararası partnerlerinden biri olan Dünya Adalet Projesi 2023 raporuna göre Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde 142 ülke arasında 117. sıradayız.

Yani feci durumdayız.

Sıralamada altımızda kalan ülkeler, artık adları demokrasi ve insan hakları ile anılmayan, belki adları cumhuriyet ama genellikle tek adam veya diktatörler tarafından yönetilen ülkeler…

Ki zaten, apaçık ortada; Hukukun Üstünlüğü Endeksinizi yönetim biçiminiz belirliyor. Yani ne kadar demokrasi o kadar hukuk, o kadar adalet…

Sıralamada altımızda kalan ülkeler ne yapmışlar da bu hale gelmişler?

Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının ve varlığının tartışıldığı, kapatılsın istendiği ülkemiz vatandaşlarına bir işaret, bir uyarı olarak aktarayım;

Uganda Devlet Başkanı İdi Amin, 1972 yılında, hukuk ve insan hakları konusunda kendisini uyaran ve sözünü dinlemeyen Yüksek Mahkeme Başkanı’nı öldürttü.

Pakistan’da, 1992 yılında, Yüksek Mahkeme yargıcı verdiği hukuki kararları nedeniyle öldürüldü

1992 seçimleri sonrası, Senegal Anayasa Konseyi Başkan yardımcısı katledildi.

Guatemala’da 1994’te Başkan Serrano darbesinin Anayasa’ya aykırılığını teyit eden AYM’nin yeni başkanı öldürüldü.

Burundi’de (burası bizi de çok yakından ilgilendiriyor) 2005 Anayasası, 2 kez adaylık olanağı tanıdığı halde cumhurbaşkanının 3. kez adaylığına karşı çıkan Yüksek Mahkeme üyesi yargıç ülkeden sürüldü.

1996 yılında, Benin’de, AYM üyeleri ölümle tehdit edildi; bazılarının konutları kurşunlandı.

Bolivya’da 2005’te başkan seçilen Morales, 2009’a kadar AYM ve üyelerini soruşturmalar, istifalar, maaşlarını azaltma, sağlık gerekçeleriyle çekilmeler, siyasal tacizler, fiziki tehditler yoluyla tasfiye etti.

Peru Yüksek Mahkemesi, 1968’de askeri yönetimce dağıtıldı.

Venezuela’da 1999’da Kurucu Meclis, Yüksek Mahkeme yargıçlarının görevlerine son verdi.

Brezilya’da 2020’de Bolsonaro, Federal Yüksek Mahkeme’yi silahlı kuvvetler yoluyla tehdit edip etkisi altına aldı.

Pakistan’da 1977’de, sıkıyönetim kanununa karşı ve siyasal tutukluları serbest bırakmaya yönelik başvuruyu kabul edince General Ziya, kararname ile Yüksek Mahkeme Başkanını görevden alarak yerine kendisine sadık birini atadı. 

Yine Pakistan’da 2007’de Hükümet, Mahkeme Başkanını baskıyla istifa ettirdi.

2021’de Salvador’da Başkan Bukele yandaşlarının baskın olduğu Salvador Meclisi, Yüksek Mahkeme Anayasa Dairesi’nin bütün yargıçlarını görevden aldı.

Tayvan’da Parlamento, 2005’te AYM’nin yorumundan hoşnutsuzluk nedeniyle Anayasa yargıçlarının maaşlarını sınırladı.

Rusya’da Yeltsin, 1992’de AYM’nin makam aracını kaldırdı ve güvenlik hizmetine son verdi.

Şimdi, Yüksek Mahkemesiyle ve üyeleriyle uğraşan ülkelerin bugünkü durumlarına bir bakın.

Hemen hepsi ‘Adalet mülkün (devletin) temelidir’ diyen Hz. Ömer’i haklı çıkaran örnekler.

Mülkün temeli sarsılınca ülkeler ve o ülke insanları böyle perişan ediliyor.

Şimdi, bugün, biz de Anayasa Mahkemesi’ni tartışıyoruz.

Can Atalay bahane, asıl hedef kapatmak veya kutsal iktidarımıza biat etmelerini sağlamak…

Yalnız, bu o kadar kolay olacak mı?

Çünkü yeni CHP her konuda olduğu gibi bu konuda da etkili bir duruş sağlayacak gibi görünüyor.

Nitekim CHP, Yargıtay 3’üncü Dairesi’nin Can Atalay kararına karşı TBMM’yi 9 Ocak’ta olağanüstü toplantıya çağırdı.

Bir de 14 Ocak’ta Ankara Tandoğan’da, “Sahip çıkıyoruz” sloganı ile büyük bir demokrasi mitingi düzenleme kararı alındı.

Özel alınan kararı vesebeplerini şöyle aktardı;

“Artık ister geziden, ister attığı tweetten, ister Furkan gibi aleni mahkeme tutanaklarını haberleştirmekten dolayı başına kötü şeyler gelen herkesin yanındayız ve ‘Sahip çıkıyoruz’ diyoruz. Halkın iradesine, Meclis iradesine sahip çıkacağız. Demokrasiye, memlekete, Hatay’a, Türkiye’ye, bu ülkenin geleceğine sahip çıkıyoruz. Bu ülkenin geleceğine sahip çıkmak için bundan sonra atacağımız adımları sizlerle paylaşmak isteriz.

Anayasal düzene karşı işlenen suçla mücadele etmek için hukuki ve siyasi hiçbir adımdan kaçınmayacağız. CHP olarak, bu suçu işleyen İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemeleri üyeleri hakkında, Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’nin ilgili üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’nun beş hakim için görevden el çektirme kararını almalarını Anayasal görevleri olduğunu hatırlatıyoruz.

Bu hukuk tanımazlığa, bu Saray’dan cesaretle yapılan cellatlığa Yargıtay’ın tüm üyelerinin dahil edilmesini kabul etmiyoruz. Yargıtay Genel Kurulu çıksın, ‘Bu karar hukukidir’ desin. Beş tane celladın hukuk katletmesine, geleceğimizi karartmasına sessiz kalmayacağız.”

Evet, Hukukun Üstünlüğü Endeksinde altımızda kalan ülkelerin durumuna düşmemiz için ramak kaldı.

Herkes aklını başına alsın ve CHP’yi bu manada desteklesin bence…