GERİDE kalan haftada konuşulanlar, bu haftaya da taşındı… Durum onu gösteriyor ki, bu konu daha çok konuşulacak, tartışılacak…

Hani Şu Anayasa ile Yargıtay’ın güç gösterisi…

Aslında Anayasa’nın 153. Maddesi çok açık:

“Anayasa’nın kararları herkesi bağlar…”

Bunun anlaşılmayacak bir yeri yok… Lakin, Yargıtay 3. Ceza Mahkemesi, bu kararı tanımadığı gibi, tutuklu milletvekili Can Atalay hakkında “hak ihlali” kararı veren Anayasa’nın tüm üyeleri hakkında soruşturma açma kararı verdi.

Buyurun, buradan yakın…

Şimdi, durduk yere yargı organlarının zirvesindeki bu uyumsuzluk, bakalım nereye kadar varacak…

ZATEN BİR TEK BU DERDİMİZ KALMIŞTI!

·        Türkiye’de hayat pahalılığı almış başını gidiyor…

·        Rakamlara yetişmek mümkün değil…

·        Emeklilere reva görülen 7.500 lira, ayın yarısında tükeniyor…

·        İşsiz gençler, çareyi yurt dışına çıkmada buluyor…

·        Girdikleri çıkmazdan intiharı seçenler… Canına kıyanlar…

·        Son günlerde yaşanan asansör faciaları ve solan genç hayatlar…

·        Ölümler… Kadın cinayetleri… Çocuk istismarları… Tecavüzler… Çalmalar… Çırpmalar…

·        Ekonomideki tehlike sinyalleri… Doların 30’a, benzinin 40’a yaklaşması…

·        Vatandaşı canından bezdiren zorlu hayat şartları…

Evet… Tüm bunlar, olduğu gibi dururken ve çözüm beklerken…

Türkiye şimdi Anayasa ile Yargıtay arasındaki bu tartışmayı konuşuyor…

HUKUKÇULAR DA İKİYE BÖLÜNDÜ

Anayasa’nın 153. Maddesine rağmen, bazı hukukçular Yargıtay’dan yana, bazıları ise Anayasa Mahkemesi’nden yana tavır alıyor…

Bu konuda konuşması gerekenler ise derin uykudaydı uzun bir süre… Çünkü, bir yurt dışı toplantısında olan Cumhurbaşkanı’nın tavrı bilinmiyordu…

Bunun için Türkiye Cumhuriyeti Meclis Başkanı susuyordu…

Hükümet sözcüleri susuyordu…

Adalet Bakanı ve tüm bakanlar susuyordu…

Konuşanlar, AK Parti’de dışlanmış, unutulmuş, bir köşeye atılmış şahsiyetlerdi…

İşte eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ünlü hukukçu Profesör Sami Selçuk, eski vekil Şamil Tayyar, Hayati Yazıcı, Abdullah Gül… Ve birkaç eski AKP’li vekil ve bakanlar…

Fakat konuşması gerekenler susuyor, başlarını kuma gömüyor, üç maymunu oynuyorlardı…. Ve bu durum iki gün böyle sürdü…

CUMHURBAŞKANI’NIN FARKLI TUTUMU

Toplantıdan geri dönüşte uçakta konuşan, ancak yayınlanmasını istemeyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önce “Yargıtay da üst mahkemedir” tazında bir yaklaşım sergiledi…

Daha sonra, 10 Kasım Atatürk’ü Anma toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanı makamı, hakemlik makamıdır. Sorun, Anayasa’dan kaynaklanmaktadır. Demek ki, bu Anayasa’nın en kısa sürede yeniden ele alınmasına ihtiyaç vardır. Önce bu sorunu aşmalıyız” tarzında bir açıklama yaptı.

Ve Cumhurbaşkanı bu görüşünü belirtene kadar, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altındaki 20’ye yakın bakan, Meclis Başkanı ve hükümet sözcüleri Anayasa ile Yargıtay arasındaki bu tatsız konuya değinmedi; görüş belirtmedi…

Çünkü, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ters düşme korkuları vardı besbelli…

PADİŞAHLARIN BİLE VEZİRLERİ VARDI

Bakınız…

Osmanlı Padişahlarının, yanı başlarında her daim bir Vezir-i Azam, yani bugünkü Başbakan diyebileceğimiz yetki ile donatılmış bir devlet adamı vardı.

Ve Osmanlı Sultanları, daha sağlıklı kararlar verebilmek için her daim bu baş vezir ve diğer vezirlerle istişare ederdi…

Şimdi ise, Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi’nin başındaki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kimseye danışmıyor!

Yani her bir kararı kendisi alıyor…

Bunu son Anayasa-Yargıtay tartışmasında bir kez daha gördük…

PEKİ İNSANLAR HANGİ KURUMA GÜVENECEK

Anayasa’nın, her zaman yargı sisteminde 1 numaralı kurum olmasına rağmen, Yargıtay’a sözünü geçirememesi acaba kimlerin işine yarayacak?

Yargı sistemimizdeki bu yetki karmaşası kimin ve kimlerin işine yarayacak?

Barolar ayağa kalktı…

Ülkedeki tüm muhalefet partileri hareketlendi…

Başka derdimiz yokmuş gibi, tüm bürokratlar, tüm siyasiler ve sonunda tüm vatandaşlar bu tartışmaya dahil oldu…

Ülke bu hayati konuda da anlaşamadı ve iki farklı fikir doğdu…

Haydi gelin de şimdi ayıklayın pirincin taşını!

Sonunda bunu da başardınız… Ve zaten tartışmalı olan Türk Hukuku’nu içinden çıkılmaz bir hale soktunuz…

Bunu başardınız ya, tebrikler hepinize…

Peki sizler bu fikir ayrılığını yaşarken, vatandaşlar kime, neye ve niçin güvenecek?

 

**************

ANLAMLI SÖZ

“Adalet mülkün (Devletin) temelidir ve bir gün herkese lazım olacaktır…”

**************