Eskiden kendimi hiç sevdirmezdim. Vahşiydim. Yoldan geçenlere saldırırdım. Nedensiz yere onları rahatsız ederdim. Yürüyüş yapanların önüne cansiparane atlardım. Evcil köpeklerini ihtiyaç için dışarıya çıkan insanları rahatsız eder, köpeklerini delirtecek hareketler yapardım. Köpeğin tasması olduğunu bildiğimden bu hareketleri gönül rahatlığıyla yapardım. Sokağa bırakılan mamalara hemen koşa koşa gitmezdim. Mamayı koyan kişinin beni görmemesini isterdim. Önce diğerlerinin yemesini beklerdim. Onlarla yemeyi sevmezdim. En sonunda yavaş ama kendinden bir o kadar emin adımlarla mamaya doğru gider, etrafımı izler ve hızlıca mamayı yerdim. Sonrasında da ortadan kaybolurdum. Bir keresinde tuzağa düştüm. Mamayı veren kişi beni saklanarak beklemiş meğer. Ben tam mamayı yerken beni yakaladı ve kucağına aldı. Sıktı da sıktı. Sevdi, öptü, sımsıkı sarıldı. Bunlar benlik hareketler değildi. Patilerimi salladım ve onun ellerini kollarını çizerek attım kendimi aşağıya. Arkama bakmadan koştukça koştum. Kendi belirlediğim bölgenin bile uzağına kaçtım.
   Yeni yerime alışmak uzun zaman aldı. Açıkçası tam alışabildim mi onu da bilemiyorum. Burada da aksi, huysuz ve sert tavırlarımdan vazgeçmedim ta ki aç kalana kadar. Eski yerimde mama yemeyi bekliyordum. Diğerleri yedikten sonra rahat ve hızlı şekilde yiyordum, fakat burada işler hiç de kolay değildi. Eğer onların yemesini beklersem bana mama kalmıyordu. Onlarla birlikte yemeye çalışırsam bu sefer de aramızda bitmek tükenmek bilmeyen, bol bağırış olan ve bol bol pati atılan kavgalar çıkıyordu. Artık kendime çeki düzen vermeliydim, yoksa aç kalacaktım. Bunun için diğer bölgelerde dahil olmak üzere bir sürü kediyi gözlemledim. Bu gözlemlerim sonucunda kendimi tamamen değiştirme kararı aldım. 
   Ertesi gün önce yeni benle tanıştım. Sonrasında da mama vakti geldiğinde diğer kedilerin yanına gittim. Sessizdim ama bir o kadar da sevecendim. Mamayı veren kişinin önüne attım kendimi. Yerlerde yuvarlandım, patilerimi ona gösterdim, ayaklarına sürtündüm ve en sonunda beni kucağına aldı. Sevdi, öptü, tüylerimle oynadı. Uzunca bir süre onun kucağında kaldım. Hatta bir ara gözlerimi kapatıp uyuyor numarası bile yaptım. Bunu o kadar iyi yapmış olmalıyım ki, beni kucağından uzun süre indirmedi. Gözlerimi açtığımda tekrar bana bir şeyler söyleyip öpüp sevdi. Oyun bile oynadık. Göbeğime dokunuyordu ben de ona miyavlıyordum. Bunun sonucunda daha önce tadına hiç bilmediğim bir yiyeceğin sahibi oldum. Yağlı, tadıyla beni benden alan bir lezzetti. Bu durum çok hoşuma gitmişti. Bu yeni beni diğer yerlerde mama veren herkese yaptım. Herkes bana farklı farklı lezzetler sundu. Diğer kedilerle de aramı düzeltim. Ne isterlerse onu yapıyorum, hiçbiriyle kavga etmiyorum. Bölgelerin en sevimli ve en sevecen kedisi oldum. Bunun sayesinde her gün aklıma gelmeyecek ziyafetler çekiyorum. O kadar seviyorlar ki beni bana isim bile koydular. Benim artık ismim Tüylü oldu. Bu kadar sevilmenin bana fayda getireceğini hiç düşünmemiştim. Neyse biraz kalkıp gerineyim. 
   Islak mama mı o?