Gecelerde görmüşler beni. Çekmişim kafayı ona buna sevgi sözcükleri söylemişim. Umursamamışım hayatı. Bir yerden sıkılınca başka bir yere geçmişim. Üstelik gittiğim yerlerde de tek kalmamışım yanımda hep birileri varmış. Tanımıyorum efendim. Ben değildim o. Trene binmişim yanlış durakta inmişim. Gemiye binmiş denize düşmüşüm. Sonrasında da eve yürümüşüm. Hatta evin yolunu bilmiş fakat sokakta hangi evin benim olduğunu bilememişim. Hepsi yalan, hepsi iftira.

   Başka şehirlere gitmişim. Aşk aramışım, eğlence aramışım, çalınan o felekten geceleri aramışım. Çekmişim yine kafayı, şişede durduğu gibi durmamış namussuz. Ben de durmamışım yerimde başlamışım oynamaya. Ona para atmışım buna öpücük. Kimine sarılmaya çalışmışım yüzüme bir tokat inmiş kimi de yanımdan ayrılmamış. Birinde kalmışım sabah kalktığımda onun kim olduğunu hatırlayamamışım sonrasında da don atlet o evden kaçmışım. O kadar hızlı kaçmışım ki kendimi hiç bilmediğim bir coğrafyada bulmuşum. Buraya da yanlışlıkla gelmişim. Haşa ağalar haşa ben yapar mıyım hiç öyle şeyler.

   Bu tanımadığım coğrafyada çekmişim rakıyı beyaz nohutla. Sonrasında da bana mısın dememişim. Sinirlenmişim nedensiz yere. Kavga çıkarmışım. Bir sağa bir sola tanımadığım kişilere yumruk sallamışım. Yetmemiş içeceğim şişeleri yerlere atıp kırmışım. Kuzunun içtikten sonra çağırdığı kurdu çağırdığı gibi olmuşum. Yanıma gelmişler. Ağlamışım. Özür dilemişim hepsinden ve herkesten. Beni yerden kaldırmışlar sonra basmışım kahkahayı atmışım tokatı. Bir araba dayak yemişim. Rahatlamışım. Nereye gittiğimi bilmeden bir kaldırımın köşesinde uyuya kalmışım. Kalktığımda önümde bir sürü bozuk para görmüşüm. Dilenci sanılmışım. Yok artık efendiler o kadar da değil. İnanmayın bu söylemlere.

   Bırakmışım içmeyi. Uslu uslu bir yerde otururken Melahat gelmiş yanıma. O gecelerin birinden kalma biriymiş kendileri. Hatırlamamışım kendisini basmış tokatı bana sokağın ortasında. Sonra Süheyla gelmiş ardında da Nebahat. Hepsi birer tokat atıp gitmiş bana. Yeşilçam sahnesine dönmüş ortalık. Sokaktan geçenler bana bakıp gülmüş. Yanağım kıpkırmızı olmuş. Namussuzlar da hep aynı yere tokat atmışlar. Birden çok kişiyi sevmişim bunun da sonu böyle olmuş. Buna da dertlenmişim. Bir müddet sonra dertlerimi derelere koymuşum. Yüzüm gülmeye başlamış derken oradan Leyla çıkmış. O da bir tokat atmış bana hem de Necla’nın önünde. Necla da durmamış o da bir tokat daha atmış. Dereye attığım dertlerim bana geri gelmiş hüzünlenmişim. Ben çapkınmışım, ben kalp kıranmışım. Hiç olur mu öyle şey beyler, ağalar merdivenden kayanlar.

   Dedikodular dünyasının başrolü olmuşum. Herkes beni konuşur olmuş. Yaptıklarımı, sevdiklerimi hatta söylediklerimi. Haberim yokken evlenmişim. Sabah olduğunda bekârmışım. Yanlış okumadınız. Böyle yapmışım. Meğer ben neler neler yapmışım. İnanmadığım halde hacılara hocalara gitmiş, kendimi okutmuşum. Şehrin altını üstüne getirmişim. Her yola girmiş çıkmaz sokaklardan çıkamamışım. Bu yaşadıklarım gazetelere çıkmış sürmanşet olmuşum. Herkes beni tanır olmuş. Kimi selam vermiş kimi arkamdan küfür etmiş. Kâh yerde kâh denizde olmuşum. Havadan paraşütle atlamışım. Ah ki ben neler yapmışım. Ey ahali, geçin bunları inanmayın bunlara.