Sevgili okurlar,
Bu sıralar, Türkiye’de “Göçmenler” konusu, sık, sık gündeme geliyor ve televizyonlarda, radyolarda olduğu kadar, çarşı -pazarda da tartışma konusu olmaya devam ediyor..
Bunlar elbette olağan şeyler..
Ancak, bu bir kesimin “olağan” diye tabir ettiği, “göçmenler” konusunun altından, yarın çok şeyler çıkabilir ve bizi, sizi, daha doğrusu ülkemizi rahatsız edebilir..
Şu sıralar özellikle gündemde olan, Suriyeli göçmenler konusu, çok konuşuluyor..
Elbette bir ülkedeki savaş halinden kaçıp, ailesinin can güvenliği nedeni ile Türkiye’ye sığınanlar söz konusu! Bunları sadece “Müslüman kardeşler” olarak görmemiz, iyi niyetimizin bir parçasıdır..
Tabii ki “Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir” anlayışından hareketle, kucak açtığımız insanların sayısı milyonlara varınca,tepkiler de kaçınılmaz oluyor..
Bir kere “Göçmenler”, yani “Savaş kaçkınları” olarak Türkiye’nin yaptığı “insani” yaklaşımı kimse sorgulayamaz..Hatta,Türkiye bu konuda Avrupa Birliği takdirini aldığı gibi diğer ülkelere de “göçmenler konusunda “rol-model” olmuş bir ülkedir.
Suriye ve Irak’ta yaratılan savaş halinin sorumlusu kimlerdir?
Hafız Esad mı?
Saddam Hüseyin mi?
Bu ülkelere “demokrasi “ getirecekler nerede?
Hani Saddam’ın cehennem topları vardı?
Irak ve Suriye öyle karıştırıldı ki, bu ülkelerde yaşayanlar tekrar Saddam’ı, Hafız Esad’ı arar konuma geldiler!
Bu olayların elbette tek müsebbibi Amerika’nın çıkar politikalarıdır..Bu politikalara boyun eğen İngiltere, Fransa,Almanya ve karşı grupta kendi çıkar savaşlarını yöneten Rusya ile Çin’dir!
Arı kovanlarına çomak sokulmuş ve ülkeler karıştırılmış,binlerce insan göçe zorlanmış, binlerce insana tecavüz edilmiş, binlerce insan evlerinden yurtlarından edilmiş!..
Peki ne diye?
Sınırlar yeniden çizilecek, yeni küçük devletler ihdas edilecek ve İsrailoğulları korumaya alınacak..
Türkiye’de bu projelerin eş-başkanı değimliydi?
Geri dönüp baktığımız, açtığım Kürt kartı geri tepmedi mi?
Başlattığımız çözüm süreci, aleyhimize gelişince çark etmedik mi?
Üzerimize, FETÖ denilen ABD işbirlikçileri sürülmedi mi?
Amerika ile ara sıra Rusya, Fransa, Almanya ve diğer AB ülkeleri ile aramız limoni olmadı mı?
Şimdi ortada yakıp yıkılan Irak ve Suriye ile diğer ülkeler olan Mısır, Cezayir, Libya, Tunus ve hatta Afganistan var…
Oyun büyük..
Türkiye’nin başına sarılan terör belası yanında şimdi yavaş, yavaş alevlenen “göçmen” konusu da baş göstermeye başladı..
Türkiye uzatmadan, bu konuya el atmalıdır..AB’nin verdiği paralar ile idare etmek mümkün değildir..Anadolu topraklarından yabancı unsurların temizlenmesi öyle kolay olmamıştır..Şimdi içimize bir başka nifak tohumu yerleştirilmeye çalışılıyor..
Ülkede kalıcı hale gelecek bu unsurlar,yarın bir başka etnik unsurun ilk kıvılcımlarını çakabilirler..
Sadece Sakarya’da işlenen cinayet ve sataşma,tartışma kavgalar bile gelecek için bize ipuçları veriyor..
Artık bu noktada Avrupa,Müslüman göçmen istemiyor..Bundan çoktan çark ettiler bile!
Müslüman göçmenlerin yerine Avrupa’da artık Hıristiyan göçmenler ikame edilecek ve bunun altyapılarını hazırlıyorlar..
İşte bu nedenle Papa Güney Amerika’dan seçildi..
İşte bunun için o büyük yarışma Paris-Dakar gündemden kaldırıldı..Latin Amerika’ya taşınıyor..
İşte bunun için Akdeniz ülkelerinde ve Ege kıyılarında Müslüman göçmenler ölüme terk ediliyor..
Sen gelir, Avrupa’nın göbeğinde, yerleşik konuma geçen insanını uyandırır, “Aman ha, siyasete girin, iş adamı olun, okuyun, adam olun” diye fetvalar verirsen, kapalı salonlara 30 bin insanı toplar, bayrak açtırıp, gövde gösterisi yaparsan, olacağı bu!
Maalesef Avrupalı Türklerin geleceğini de böylece heba ettik!
Şimdi Avrupa’da yaşayan insanımıza dönük, her ülkede farklı, ırkçı, ayrımcı, dışlayıcı politikaları görünce yine kolaycılığa kaçarak birilerini suçlamaya başladık..
Beyler lütfen empati, empati!
Alın size Suriyeli, Iraklı göçmenler olgusu!
Eee onlar başka göçmen, bizimkiler Avrupa’da iş göçü konumunda..
Ah be kardeşim, göğsündeki yafta, “yabancı” ise gerisi hikâye!
Bir ülkede “yabancı” ise daha neyi konuşacaksın ki?
Bakınız, Belçika’da Makedonyalı evli, çocuklu 25 Yıllık bir göçmen sınır-dışı ediliyor..
Belçika,tarihin en büyük sınır-dışı kararlarını uygulamayı sürdürüyor,üstelik göçmende kabul etmiyor..
1960’lı yıllardan itibaren Avrupa’ya gönderdiğimiz insanımıza maalesef sahip çıkamadık..Onları ekonomik, siyasi, kültürel yanlış politikalarımıza alet ettik..
Soyduk, soğana çevirdik ve bir de yanlış politikalarımızın bayraktarı yaptık!..
Üç birden büyükmüş?
Geç beyim!
Uygulamalara bak, gerçeği gör ve geleceği ona göre planla..
Ama Türkiye’de siyasi iktidar, iktidardan olma kaygıları ile birçok konuyu suiistimalle yarışıyor!..Seçim adaletsizlikleri, eşit olmayan durumlar,hak ve hukuk ihlalleri, kişi hak ve özgürlük gaspları, basındaki kısıtlamalar,tekelleşme ve sansür, insanımızın gelecek kaygıları ve endişeleri göçmenler konusunda da yeni kavgaları, tartışmaları alevlendiriyor..
Aman dikkat!
Son olarak, “Türkiye, Azerbaycanlı savaş kaçkını kardeşlerimiz için ne yaptı” sorusunu soranlara vereceğiniz cevabı merak ediyorum..
Saygılarımlar..
Suçlu, Saddam Hüseyin mi, Hafız Esad mı?
Yusuf Cinal
Bu içeriğe tepkiniz
Yorumlar