Onur Döver ne dedi?
Döver SASİAD Başkanı…
Açtı ağzını…
Yumdu gözünü…
Ne diyor?
- Sakarya’nın gelişmiş iller sıralamasındaki yeri bugünkü yeri olmamalıydı…
- Yatırımlar gecikmeli yapılıyor; bugün bin yataklı hastaneyi konuşuyor olmamalıydık…
- Adapazarı Şeker Fabrikasını kaybetmemeliydik; pancar ekicisini düşünmeliydik; tartışmak için geç kaldık…
***
Eskiler ‘herkes ismi ile müsemmadır’ diye bir söz etmişler…
Sakarya Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı eskileri haklı çıkardı…
Hem Onur…
Hem de döver…
Doğru yapılmış işlerin hakkını veriyor, yanlışlıkları da müeddep bir lisanla yeriyor…
Bravo…
***
Gel-Tat Gıda Mağazaları bir Adapazarı markasıdır…
Anlı sanlı ve de birçoğu elin Frenk’ine ait markalarla da yarışmaktadır…
Başarının bayraktarlarından Onur Döver’in söyledikleri ciddiye alınmaz mı?..
Alınır!..
SASİAD başkanının bir radyo programındaki açıklamalarını haberleştiren ‘Bizim Sakarya’da yer alan yukarıdaki sözlerin altını kalemle çizdim, düşünce atölyesine taşıdım…
Şu bizim şehirde iktidar ne yaparsa yapsın ‘çok yaşa’, ‘harikasınız’, ‘büyüksünüz’ diyen özel kesim kuruluşlarını anımsadım…
Sakarya’nın dengeli siyasete dönük olduğu yıllarda yapılanmış özel kesim kuruluşları, daha olan bitenlerin farkında değiller; işadamı iktidara muhtaç; Türkiye’de vanalar siyasi iktidarın elinde açılıp kapanır…
Peki, nereye kadar?..
Araba devrilinceye kadar…
***
Onur Döver bu değerlendirmeleri yaparken, rastlantı bu ya, iktidarın hırslı olmayan yerel liderinden de yerinde bir çağrı geldi…
Büyükşehir Başkanı Zeki Toçoğlu, sosyal medya hesabından kamuoyuna seslenerek dedi ki:
-Şehir yönetimi sadece yerel yönetimlere bırakılamaz; şehri birlikte yönetelim; farklı fikirlere açığız; farklı düşünceler yeni ufukların başlangıcıdır…
İşte özlenen bu!..
***
“Araba devrildikten sonra yol gösteren çok olur”
Bu atasözüne bir ek yapmak gerekirse, denebilir ki; yol gösteren çok olur; ama, arabayı deviren yol gösteremez…
Uçurum kenarındaki Sakarya’yı arabayı devirmeden düzlüğe çıkarmak SASİAD başkanı Döver’in sorumluluk bilinci ile Büyükşehir Başkanı Toçoğlu’nun dışlayıcı olmayan tutumunun somutlaşmasıyla mümkündür…
