Yeni bir yıl demek yeni umutlar demektir. Yeni yıldan ve de yeni umutlardan anladığınız bu süreçte çok önemlidir.Sancaktepe yenilgisi bir futbol felaketi olarak kapıya dayanan ilk felaket değil ki. Bu takım bu sinyali sezon başından beri veriyor. Kah kötü sonuçlar, kah teknik adam yanlışları, kah sürpriz sakatlıklar, kah cezalı oyuncu sayıları olası bazı olumlu futbol hamlelerinin önünü kesti diyelim de, bunlar futbolda var ki. Var olan bu eksikleri tespit etmek, bazen teknik adam işi, bazen de yönetim işidir. Özetle biz buna kriz diyoruz. Bir takımdaki futbol krizini yönetmek benim , sizin değil ,yönetimlerin işidir. Bu yönetim ne sezon başı, ne de sezon ilerledikçe haftaların içine sızan olumsuzlukları çözememiş, bu işi becerememiştir. Bu saatten sonrada, giderler ve ya kalırlar beni hiç bağlamıyor. Bu teknik adamın, bu yönetimin bu takımın içindeki futbol arızası çözeceğine aklım hiç basmıyor. Şimdi bu yönetim yine geçen yıl olduğu gibi taraftarın gazını almak için transfer hamleleri yapacaktır. Yapsa ne yazar yapmasa ne yazar. Bu güne kadar yaptıkları icraatlar ortada. Bir kere bu yönetim futbolcu ahı almıştır. Ah almak bu işin manevi yüzüdür. Sancaktepe yenilgisi sonrası oluşan ilk yarı puan durumuna bir bakın bakalım ne göreceksiniz. 29 Puanlı Sakaryasporun peşinde kimler yok ki. Tam sekiz takım, üst sıralardakiler hariç ilk beşe en az Sakaryaspor kadar yakında duruyorlar. Buda şunu gösteriyor, işimiz  ilk yarıdan çok daha zor. Birincilik hayal, ilk beş zor. Etimesgutla aramızda tam on puan fark var. Bugün günlerden Salı, bakalım emekliler cenneti yönetimimiz gelecek adına önümüze neler koyacak. Çünkü dün itibariyle ikinci yarı hesaplaşmaları sahneye konmak adına ayaklandığını düşünüyoruz.

Günah çıkartmak

Geçen hafta içinde gazete manşetleri yönetimin transfer hamleleri, transfere bakışları ile süslüydü. Bu arada Selahattin Aydın’ın geçen seneyi de içine alan yanlış, isabetsiz transfer hamlelerinde yönetiminde hatalarını masa üstüne koyduğunu gördük. Geçmişten ders çıkartılar diyerek onların beceriksizliklerine bir süre daha katlanmak istemem doğrusu. Yaptıkları ortada. Bakın arkadaşlar bu iş aydın insanlarla falan olmaz. Zaten bu kardeşin soy ismi Aydın , kendisinin aydınlıkla uzaktan yakından ilgisi yok. Geçen hafta her konuda günah çıkartan, kendisine yakın medya kuruluşlarına soluklanan zatı muhteremlerin bugüne kadar olan icraatlarından, sağlıklı bir Sakaryaspor doğmadıysa eğer ben bunlara neden  güveneyim ki. Biz hem yazdık hem çizdik, hem de konuştuk zamanında. Günün modası sakala takılmadığımız için, bizi dinlemediyseler ben ne yapayım.

İstifa! İstifa! İstifa!

Sancaktepede ki yenilgi sonrası, eskiden adı Hakan Şükür stadı olan İstanbul’un mütevazi  yerindeki maçtan sonra herkes, Deniz istifa! Deniz istifa! sesleriyle yeri göğü inletmiş. Deniz ne yapsın be. Bu takımı o yapmadı ki. Bu takımı yapan Büyük destekli yönetim. Deniz Kolgu yeteneksiz teknik adam olabilir, veya yetenekleri vardır da, bu takımla, bu kadro yapısıyla oynayıp onu yüceltecek bilgiden yoksundur. Ne derseniz deyin, Deniz istifa derken  ona haksızlık yapıyorsunuz. Asıl hedef onu bu takımın başına taşıyan, onun arkasında durmayı yöneticilik marifeti sayan,  Büyükşehir’in  TSE garantili yönetimidir asıl gitmesi gereken. Varın gari gerisini siz düşünün. Bu günkü yönetimin Sakaryasporu ayağa kaldıracak saha içi becerisi yoktur. Bu doğru tespiti haykırmaktan yorulduk. Saha dışında dosya halletmekse işleri, bırakın sadece o sorumluluğu onlara verin. Allah’ını seven biri çıkıp ta yeter arkadaş bu iş sizinle olmuyor deyip  bu takımı TMSF’ye versin . Bu öneri  aklıma anlık geldi gitti de, sonradan düşündüm, TMSF iflas etmiş futbol pazarına gelmez ki.

Çarpılmayın( Ara transfer hikayesi)

Amatör futbolda transfer yaprakları ikiye bölündü, futbolcu pazarı kızıştı. Futbolcuya yönelik bu iyileştirme hamlesini yapanlar keşke bu süreci yaşayacak kulüplere, bunun eksilerini de anlatsalardı. Bu transfer pazarında kimin eli kimin cebinde vallahi belli değil. Bu süreçte aman bu çok iyi futbolcu kaçırmayayım, başkası kapmasın derken, parayı kaptırmakta var bu işin içinde. Bana örnek söyletmeyin ama, dikkatlide olmayı da ihmal etmeyin. Yakında başlayacak olan ikinci transfer dönemi öncesi, futbolcu ayartmalarında birden hortladığı haberleri, transfer kulislerinde boy göstermeye başladı. O olmuş, bu olmuş, beni bağlamaz. O olmadan, bu olmadan eşeğini sağlam kazığa bağlamak gerek. Onun içinde parayı saydığın elin kolundan tutup, hemen TFF Sakarya Bölge Müdürlüğüne gidip lisansını çıkartacaksın. Benden söylemesi.

File üstü Hendek

İdris Demir’in file üstüne armağanı Hendekspor o gün bu gün file üstü şampiyonlukları kimselere bırakmıyor. Hendekli kızlar bizim ilin Voleybol Sultanları oldular. Biri geliyor, biri gidiyor ama Voleybol istikrarının şampiyonlukları Hendek adına filelerde hep hazır duruyor. Bizde buradan onların zaferlerlerini sizlerle buluşturuyoruz. Son olarak İstanbul’u bırakıp tekrar baba ocağı Sakarya’ya dönen Voleybol ustası Erol Güdüloğlu’nun Voleybol projesi de Hendeksporun salonlardaki voleybol yükselişinin önünü kesemedi. Koskoca Sakarya ufacık bir ilçenin Voleyboldaki amansız yükselişine dur diyemiyorsa biz ne yapalım ki. Biz onların başarılarını alı yazar, alkışlarız. Yıllardan beride onları alkışlamaktan ellerimiz alkış nasırı tuttu.

Servis haber mi?

O nasıl oluyor anlamıyorum. Bakın internet fareleri benim servis haberlere hiç ama hiç ihtiyacım yok. Bana servis haberlerle yazı yazdıracak bir kişi daha çıkmadı bu ilde. Biz yaşamımız boyunca kimsenin emir eri olmadık. Bunu Ahmet Öztürkler’e, bunu  bir zamanların Dernek Başkanı Fuat Totrakan’a ,bir zamanların Dernek yönetim kurulu üyelerinden Orhan Aykurt’a sorabilirsiniz. Yarası olan gocunur. Sizin hakemlik üzerinden kurmaya çalıştığınız çıkar dünyanıza çomak soktuğum için kıldığım namaz üzerinden duygu sömürüsü yapmayın. Namaz her müslüman’ın Allaha kulluk adına borcu. Ya kul hakkına ne demeli. Senden benden diyerek hakem ayrımcılığının hangi dinde yeri var. Bir zamanlar A.Kadir Aypek bir yazımdan ötürü Nazım sen kimden yanasın demişti. Bende ona ben doğrudan yanayım, ben emir kulu değilim demiştim. Gidin A.Kadir Aypek orada, ona sorun. Benim bugün Sakarya’da hakem camiası içindeki ayrıcalıklı hakem resmini yorumlamam için kimsenin aklına ihtiyacım yok.

 

Güz Gülleri gibi

Sakarya hakemliğinde genç hakem furyasına Güz ailesi önemli katkı verdiğini gözlüyoruz. Suat Güz ,Tayfun Güz ( Kardeş) Batuhan Güz ( Kuzen) ve bir Güz de son kursun içinde varmış. Ne güzel. Sakaryalı dört akraba hakemin futbola hizmet adına sahalara koşmasını doğrusu önemsiyorum. En azından bu çocuklar öz ve öz Sakaryalı. En azından bu çocukların bu ilin futboluna hizmet etme olasılığı gurbetten gelip bizim ilde Üniversite eğitimi görenlerden fazla. İl Hakem kurulunun bu konuda Sakaryalı hakemleri ön plana çıkarması bizim ilin hakemliğine katkı sunar. Güzgillerden Suat bildik isim. O buradan yukarı gidemez, bulunduğu yerin kıymetini bilsin. Tayfun Güz fizik olarak iyi. Hakemliği soru işareti. Buna karşın iyi işlenirse soru işareti ortadan kalkabilir. Tayfun Güz, fauller ve fena hareketleri, Tayfun Güz disiplin cezaları konusunda kendini geliştirirse bulunduğu yerin üstüne koşabilir. Batuhan Güz’ü lise maçında izledim. Boyu ,fiziği gözüme takılınca biraz izleyeyim dedim. 20 dakika sabrettim. Bu çocuk bu maçı karıştırır diyerek Erenlerden ayrıldım, yanılmamışım. Maçın sonu iyi bitmemiş. Sonra onu bir gözlemciden dinledim. Yabancı dili iyiymiş. Başarılı öğrenci olduğu için devlet bursu alıyormuş. Bir hakemi öne taşıyacak nitelikler var da, saha içini ne yapacağız. İHK’li beyler bu çocukları nerde olursanız olun izleyin. Lise maçlarında harcırah yoksa da izleyin. Onları yalnız çayıra salmayın. Pardon çayır kalmadı her yer sentetik. Bu ve buna benzer gençleri gözlemlemek adına sıkı markaj altına alın. Alınki bu gençler başarı basamaklarını sayenizde biraz daha çabuk atlasınlar.

Askf koltuğu

Şu ASKF koltuğunda ne var be dostlar. Gidip şu koltuğu test ettirmek gerek.  Hüseyin Kama rahmetli olana kadar bir oturdu bir daha kalkmadı. Vefatından sonra emanetçi gelenler koltuğu Yaşar Zımbaya kaptırdılar. Üç yıl beklemek gibi bir niyetleri olmadığını İslam Bozkurt’un Orman Parktaki açıklamalarından öğrendik. Muhalefeti bu tez canlılığa iten nedenler olarak verdiği vaatleri  yerine getirmediği, başarısız olduğu iddia edilse de, biz bu yaklaşıma farklı pencereden bakmak istiyoruz. Asıl olan Büyükşehir Belediye Başkanı’nın takıntısıdır. Kongre bitimi Yaşar Zımba’nın, gaza gelip söylediklerinin esiri olan Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu’nun, o gün bu gün buzları eritmek yerine, dondurması , ASKF’ye uzak duruşu, muhalefetin  olağanüstü seçim iştahını kabartan en önemli faktördür. Öyle görülüyor ki, başarısızlık adı altında, verilen sözlerin yerine getirilmemesi bahanesi öne çıkartılarak, ASKF muhalefet eliyle olağanüstü seçime zorlanacak. Efendim bu günde bizim sofrayı toplama vakti geldi. Siz her zaman olduğu gibi size lazım olanları alın kalanlar benim olsun.