Bizim Sakarya’nın 28 Ocak 2019 tarihli manşeti:
“ Vekilliğe hiç merakım yok ”
Üst başlık:
“ AKP Sakarya Milletvekili Kenan Sofuoğlu : ‘ Cumhurbaşkanımız istedi diye buradayım’ ”
Haberden birkaç satır:
“ Sofuoğlu, ‘Soru Yağmuru’nda samimi açıklamalarda bulundu. Siyaseti hiç bilmediğini ve kendisine yabancı olduğunu anlatan Sofuoğlu, 4 yıl bittikten sonra vekilliği tekrar düşünmediğini söyledi. ”
***
AKP’li milletvekili ‘Soru Yağmuru’nda başka neler söylemiş:
Altı çizilenlerden birkaç kesit:
“- 2017 yılında büyük bir kaza yapmıştım. Belim kırıldı Cumhurbaşkanımız uçak göndererek beni Türkiye’ye getirtti. O olmasa belki bir daha yürüyemeyecektim. Ayağa kalkmama vesile oldu. Spor kariyerime devam etme şansım oldu.”
“- Milletvekili adayı olmadım. Cumhurbaşkanım rızamı istedi. Siz isterseniz yaparım dedim.”
“- Milletvekili oluncaya kadar siyasetten uzak biriydim. Ne il başkanını tanıyordum ne de milletvekili adaylarını. Sporcuydum. Siyasetle alakam yoktu.
“- Aday listesinde yer alınca partiye emek harcayanların gözlerinden anlamıştım. Başkalarının hakkını yediğim düşüncesine kapıldım. Seçim öncesi Cumhurbaşkanımız Sakarya mitingine geldiğinde ayrılmaya karar verdim. Gerekçesini kafamda hazırlamıştım. Cumhurbaşkanımızın konuşmasını bitirmesini bekliyordum. Bu düşüncemi Berat Albayrak’la paylaştım; ayrılmamın sakıncalarını anlattı, yapamadım.”
“- İnancım şudur: Türkiye genelinde milletvekillerinin oy getirmesi nadirdir. Oylar Cumhurbaşkanına. Bunu bir kere her milletvekili kabul edecek.”
“- İçimdekini saklayarak konuşmuyorum. Onun için siyasette zorlanıyorum.”
“- Siyaset dışından gelen biri olarak vekilin tek yetkisini söyleyeyim. Meclis’in içinde elini kaldırıp indirmek!..”
Bu sözler sayın milletvekilinin ağzından dökülen incilerden başka bir şey değil!..
***
Herkesin anlayacağı gibi Kenan Sofuoğlu’nun siyasete yaklaşımı, bakışı, anlayışı gerçekçi bir siyaset adamı bakışına benzemiyor; ahde vefanın ağır bastığı bir siyasal kılavuzluğun güdümünde olduğu anlaşılıyor…
Politikanın ‘öncelikleri’ ve ‘sonralıkları’ hesap edebilecek bir ‘siyaset adamı’ olma yetilerine sahip olmadığı için Sofuoğlu’nun ‘ahde vefa’ güdülenmesi şimdi bir yol ağzına geldi; vardığı noktada zorlanıyor…
Açıkça söylüyor bunu…
Takiyye yapmıyor…
***
1923 Cumhuriyeti bir devrimle kuruldu…
Devrimci rejim siyasal partilere dayalı demokrasiye büyük bir açılım sağlamıştı; zaman içinde darbe anayasalarına yerleştirilen partiler kanunu ile sınır getirildi…
Eskiden partiler milletvekilleri ve belediye başkan adaylarını yargı denetiminde ‘önseçimle’ belirlemek zorundaydı…
Bugün o yetkiyi parti liderleri kullanıyor!...
Partiler düzeni antidemokratik olduğu için parti üyesinin, delegesinin bir kıymeti harbiyesi yoktur; ama, dünyaya karşı demokrasi görünümünün verilmesi için var olması gereken partilerdeki işleyiş meyvelerini derlemektedir…
Türkiye çoğulcu parlamenter rejimin dışına hızla kaymıştır…
***
AKP’de unvanlı birçok politikacı var…
Biri Sofuoğlu…
Diğeri, pek çok bakan, milletvekili, belediye başkanı…
Hangisini yeğlersiniz?..
Kenan Sofuoğlu açık, seçik…
Söyleyeceğini mertçe söylüyor…
Zamirini gizlemiyor…
Peki, diğerleri?...
Açık bir yöntem izlerse başarı kazanamayacaklarını bildiklerinden halk kitlelerini zamanla yanıltmaya yönelik bir siyasetin peşinden koşuyor…
Ne oldukları gibi görünebiliyorlar…
Ne göründükleri gibi olabiliyorlar…
İnsan olarak Sofuoğlu, diğerlerinden çok daha gerçek bir kişilik…