Sevgili okurlar,
Geçtiğimiz günler, Bizim Sakarya gazetesinde de yer alan bir “şiddet haritası” yayımlandı..
Türkiye genelinin kapsamlı bir şekilde yer aldığı haritada Marmara bölgesi şiddet olayları da gözler önüne serildi.
Şöyle bu harita verilerine bir göz atarsak,”Yapılan araştırmayla Türkiye'nin şiddet haritası ortaya çıkarıldı. 2021 de 3 bin 801
silahlı şiddet olayı basına yansırken, 2 bin 145 kişi öldü. 3 bin 896 kişi de yaralandı” bilgilerine tanıklık ederiz.
Araştırmalar, silahlı şiddet olaylarının her geçen yıl arttığını gösterirken, Marmara Bölgesi’nde birinci sırada olan İstanbul’da basına yansıyan 477 silahlı şiddet olayında; 267 kişinin öldüğü, 471 kişinin yaralandığı kayıtlara geçti.
Bölgede en çok olayın yaşandığı dördüncü ilin ise
Sakarya, olduğu kayıtlara geçerken, Sakarya’da 36 kişinin bu şiddet olaylarında hayatını kaybettiği ve 105 kişinin de yaralandığı, 104 olayın da basına yansıdığı paylaşıldı.8 Mart Dünya Kadınlar Günü yaklaşırken, Umut vakfı tarafından, paylaşılan şiddet haritası kadar önemli olan bir başka bulgu ise kadın cinayetleri ile ilgili..
Maalesef, Sakarya’da, kadın cinayetlerinden payına düşeni alan il olarak öne çıkıyor. Bu sayı yıllara göre farklılık arzetsede, Sakarya karakteristik olarak, kadın cinayetlerinde önde giden iller arasında bulunuyor.
Aslında kadın cinayetlerinde Türkiye, yine verilere göre dünya sıralamasında birinci sırada yer alıyor.
“25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Mücadele Günü” nedeniyle açıklanan rakamlara göre, yılda 38 Kadın cinayeti ile Türkiye birinci sırada yer alırken, 36 Kadın cinayeti ile Amerika ikinci sırada yer alıyor. Bu iki ülkeyi Yeni Zelanda ve Letonya izliyor.

AVRUPA BİRLİĞİ ÜLKELERİNDE?
Bu rakamlar Avrupa Birliği ülkelerinde de, pek iç açıcı değil!..
Yaşadığım ülke Belçika, bu sıralamada 24 Kadın cinayeti ile Hollanda, Fransa, Norveç, İsveç ve İngiltere, Danimarka gibi ülkelerinin altında yer alıyor..
İnanamayacaksınız ama, kıdın cinayeteleri sıralamasında Şili ve İsviçre, Polonya, Slovenya, İspanya, Avusturya son sıralarda yer alıyor..
Şimdi önümüzde “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” olsada, kadınlarımıza, çocuklarımıza  sevgi ve saygı ile yaklaşarak, onları korumamız gerekiyor..
Şimdiden birçok sivil örgüt, dernek, sendika, partiler bu konuda hazırlıklarını sürdürürken, kadınlara da övgüler düzmeyi ihmal etmiyor..
Devletlerin, siyasilerin hassasiyetine rağmen, bu alandaki cinayetlerin önlenememesi ise, uluslararası bir sorun olarak öne çıkıyor.
Yaşadığımız topraklara dönersek, kadın cinayetlerinin ötesinde, şiddet olaylarında artışın düşündürücü boyutlara geldiği bir başka endişe kaynağıdır.

ŞİDDET BAŞ DÖNDÜRÜYOR!
Bakınız, Bizim Sakarya gazetesinin manşetlerinde bile, hergüne damga vuran şiddet olaylarından geçilmiyor!.
Bu haftalık yayınlarımızda yer alan bazı haberlerin başlıkları şöyle;
“-Hırsızlık anı kamerada..
-Termal Kameralaı Dronla operasyon..
-Nerde atladı,gözden kayboldu!
-Uyuşturucu operasyonu,4 gözaltı..
-Hamile eşini öldürmüştü, cezası belli oldu..
-Büyük Şehir, Arama Kurtarma Ekibi kuruyor..
-Karşılaştığı husumetlisini, hastane önünde vurdu..
-Parkta çıkan kavgada, iki kişiyi vurmuştu, tutuklandı..
-İntihar girişimi son anda önlendi..
-Parkta iki grupkavga etti, iki yaralı..”

Bunlar, elbette basına yansıyan haberler..
Ya kamuoyuna yansımayan, “aile içi şiddet” olayları?
Daha çok yeni Erenler İlçemiz sınırları içinde gerçekleşen “düğündeki şiddet” olaylarına ne dersiniz?
Sandalyelerin, yumrukların havada uçtuğu, kaş yarıldığı, kafa kırıldığı, sandalyelerin fırlatıldığı, polise bile karşı gelenlere, ne demeli?

KANAYAN BİR SOSYAL YARA?
Elbette bunları övünmek için yazmıyoruz!
“Bir sosyal yaraya parmak basmak” için, gündeme taşınan bu olayları irdelemek ve bu olayların kökünü kazımak için neler yapılabilineceğine en azından işaret etmek için çaba gösteriyoruz!..
Bakınız, geçtiğimiz günler Akyazı İlçesi Batakköy mahallesinde menfur bir cinayet işlindi!..
Çok tanıdık, saygın bir ailenin evladı, evine giren hırsızlar tarafından katledildi!.
Yakalandılar ama, ya ölene ne demeli?
Batakköy, eskiden beri Akyazı’nın en sakin köylerinden biri olarak bilinir..
Böyle bir köyde işlenen cinayetlere akıl erdirmek mümkün değil!..Münferit cinayetler, ölümlü olaylar yaşansa da bu olayın izini sürenlerin, cinayeti işleyenlerin dışarıdan köye göç ettikleri ve eve hırsızlık amacı ile girerek, bu cinayeti işlediklerini gösteriyor.
Yine Sakarya’nın en sakin köşesi olarak bilinen Taraklı ve Kaynarca ilçelerinde de, buna benzer durumlar yaşanıyor!..
Ama yerli halk arasında bu tip şiddet içeren olayların, azlığını herkes bilir.

NE YAPABİLİRİZ?
Bu konuda, başta Sakarya Valiliği’nin, ilçe kaymakamlıklarının, Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediyelerinin, hatta köy muhtarlarının yapacağı çok şey olmalıdır..
Özellikle,” şiddete, cinayetlere, ölümlere karşı bilgilendirici, çaydırıcı kampanyalar” yapabiliriz..
8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle, başta il merkezi ve ilçelerde kadın dernekleri ve diğer sivil örgütler, sevgi ve saygı adına “gül dağıtımına ve şiddete hayır” çalışmaları yapabilir..
Başta il merkezinin üç ilçesinde olmak üzere tüm ilçelerdeki, ünlü, tanınmış simalar, böyle önemli günlerde “idol” olarak konferanslar, paneller verebilir, hattı  bu “gül dağıtımlarına” katılabilirler..
Bu amaçla, Sakarya’nın Akyazı İlçesi ile ilgili, “ünlüler, iz bırakanlar listesi yayımlayarak, özellikle genç nesillere hedef göstermede, yeni idolleri örnek almaları” yolunda makalelerime bir yenisini daha ekleyerek,bu alandaki görev ve sorumluluğumu yerine getiriyorum..
Yeter mi?
Yetmez elbette?
Daha yapacaklarımız olmalı?

İŞTE KÜLTÜR ELÇİLERİMİZ?
Çocuk filmlerinin vazgeçilmez prensesi Ayşeçik’i hatırladınız mı?
Zeynep Değirmencioğlu olarak gönüllerimize yer eden, bu çocuk yıldızı, başarıları ile o yıllar Ömercik(Sezer Ömercikoğlu) takip etmedi mi?
Ya, film setlerini memleketi Akyazı’ya, Kuzuluk kasabasına taşıyan karakter oyuncu Yıldırım Gençer’e ne demeli?
Tiyatro ve sinemanın bir başka jönü Güvenç Kıraç,
Türk Sanat Müziği’nin bir başka sesi Aytekin Burak(TSM), Türk sinemasının bir başka kraliçesi Leyla Sayar(Sinema) ile Fatih Ömercikoğlu (Modacı), Yavuz Fazlıoğlu(Yönetmen), Serdar Akar(Yönetmen)

Orhan Kemal Aydın(Tiyatro), Hasan Ali Kılıçkeser( Kemence)

Deli Şükrü(Kemence), Semih Haşar(Şair filozof), İsmail Özmert(THM), Nermin Aşçıoğlu(Söz yazarı) Cal Algeç (Müzik) ve  Akyazı’ya sevdalı türkü ve halk bilimi çalışmaları ile ilçimize büyük değerler katan Zeki Al diğerleri ile ne kadar gurur duysak azdır..

İŞTE AKYAZILI DEĞERLER?
Yine ilçemizin iftihar kaynaklarından yazar, düşünür Mehmet Niyazi Özdemir(Roman-Hikaye-Makale), Türk tarihi kahramanlarını(Tarkan,Alpertunga,Tan) bizlere ezberleten Sezgin Burak( Ressam, Tarihi Roman), Atatürk resimleri ile olduğu kadar “Hayal ve Gerçek” resimli romanları ile Faruk Geç( Ressam), Bizimkiler tiplemesi ile Ersin Burak Ay(Ressam), tarihçi yazar İhsan Uzungüngör(Yazar), artık bizden biri olan duayen Haberci Mehmet Alkaş(TRT Haber), Anadolu Ajansı’nda başarılara imza atan Sırrı Bıyık(Gazeteci) ile diğer Akyazılılar Oğuz Aydın (Ressam), Okan Konuralp(Gazeteci-RÜTÜK üyesi) Altan Tanrıkulu(Spor Yazarı),gazete sayfalarının mimarı Hüsamettin Acar(Gazeteci) genç neslin İstanbul’daki temsilcisi Engin Şenol( Gazeteci,Yönetici),Akyazı sevdası bitmek bilmeyen Kenan Certel(Gazeteci, Eğitimci),hala görev ve sorumluluklarının idrakinde olan  Salim Özyılmaz(Gazeteci), Onur Yar (Radyo Programcısı), Taner İltaş(Gazeteci), Burhan Tan(Gazeteci) ve gazeteci arkadaşlarımız Alaattin Onur, Ali Şanlı ile diğerlerinin çalışmalarını unutmak olur mu?
İşte size bir ilçenin, bir yörenin imajını değiştirecek, yeni bir sevgi, saygı seli oluşturacak, genç nesillere örnek olarak gösterilecekler..

İMAJ DEĞİŞTİRMEK?
İmaj değiştirmek için daha ne bekliyorsunuz?
Maaelesf bu isimleri hatırlayınlarımız bir elin parmakları kadar az!..
Hayata vedan edenler kadar, yaşayanları ne kadar tanıyor, onlara ne kadar ilgi gösteriyor ve onları yaşamımızın bir bölümüne tanıklık etmek için davet ediyormuyuz?..

İşte, elimizde “imaj değişikliğine” büyük katkılar sunacak, o kadar yetişmiş ünlümüz var ki?
Onlardan yararlanmayı düşünen, düşünebilen, hakkını veren, ahde vefa gösterenler nerede?
Bu nemelazımcılık böyle sürüp gitsin mi?

Biz yazalım, bu kıymetlilerimizi gün ışığına çıkaralım da, bir gün onlardan yararlananlar olur diyelim!..
İşte sizlere,” şiddeti yenmenin bir başkayolu olan kültür elçilerini” sunduk!..
Takdir elbette sizlerin!
Sizlerden daha iyisini bilecek iddiamız mı olabilir?
Yusuf Cinal yazıyor, 17 Şubat 2022 Brüksel..