Ülke Büyük bir Deprem yaşadı. Hepimiz yardıma koştuk imkanlarımız dahilinde. Aile fertlerini ve akrabalarını kaybeden binlerce insan. Şu an bazıları akrabalarının yanında, bazıları ise çadır kentlerde yaşam savaşı veriyor. Depremzedelere önce CHP’li Belediyeler ve bazı dernekler yardım götürdü. Yerli Halk Mevcut iktidardan şikayetçi oldu. Kızılay para ile Çadır sattı bu derneklere. Ve 14 Mayıs Seçim oldu. Deprem Bölgesindeki sefillik içindeki halk mevcut iktidara oy verdi. Hatta muhalifleri sinirlendirecek şekilde birde halay çektiler.

Buna sinirlenen yardım severler sosyal medyada ver yansın ediyor. Haksızda değiller. Ama gelin görün ki halkın yapısını bilmiyorlar. Bu ülkenin büyük bir bölümü hatta İslam Dünyası bu sefillik içinde yaşamaya alışmıştır. Kâbe tavafında bile bu pisliği bu sefilliği görebilirsiniz. Kuranı Kerimi Türkçe okuyup anlayabilsek, cemaat tarikat hocalarını dinlemeye mahkûm edilmesek inanın durum çok farklı olacak. Kutsal kitabımız ve dinimiz bugün yaşanan İslamın tam tersini söylüyor.

Mesela temizlik imandandır diyor. Mesela okumayı araştırmayı emrediyor. Çalışıp üretmeyi emrediyor. Peygamberimizin ölümünden sonra halifelik dönemi ve imamlar döneminde başlayan saptırmalar günümüzde had safhaya ulaştı.

Yardıma muhtaç, pis, üretmeyen, kendini besleyene kul köle olmuş bir toplum oldu İslam dünyası. Bizleri sömürenler böyle istiyor çünkü. Gelişmesin, üretmesin ve bize muhtaç olsun. Böyle bir toplumun tek derdi karnının doymasıdır. Geleceğini düşünmez. Ülkenin altı oyulmuş ülke satılmış onun umurunda bile değildir. İşte muhalefetin çözemediği konu budur. Her şeyi dış güçlere yüklüyoruz. BOP nedir? Kimin projesidir? İslam Dünyası nasıl yok edilip köle haline getirilmiş? Bu cehalet içindeki toplum bunu hiç düşünmez ve araştırmaz. Okumaz. Üretmez.

İşte bundan dolayıdır ki Ortadoğu bataklığına saplanmış bu ülkede okuyan, araştıran, geleceğini düşünen, ülkesini medeni toplumlar düzeyinde görmek isteyen toplum bireyleri hep arayış içindedir. AB Ülkelerine medeni ülkelere yerleşme çabası göstermektedirler. Bu grupta giderlerse gitsinler deyip bunu teşvik etmektedir. Çünkü akıllı, eğitimli ve araştırmacı toplum onların işine gelmez. Başka türlü şaşalı yaşamlarını sürdüremezler. Bir Rektörümüzün dediği gibi onlara cahil toplum gereklidir. Cahil ve muhtaç toplumu yönetmek çok kolaydır.

Son 15 gün içinde 7 AB ülkesi gördüm. Oralarda mülteci falan yok mu? Var tabi. Onlara özel alan ayrılmış sadece o alanda yaşamlarını sürdürüyorlar. Bir tek Almanya İş Gücüne ihtiyacı olduğu için içlerinden eğitimli parası olanları seçmiş ve iş vermiş çalışıp üretiyorlar. Bulgaristan, Romanya gibi ülkeler gelişme açısından bizden geride. Fakat halk eğitimli. Medeniyet var. Herkes yaşam kurallarına uyuyor. Mesela Bulgaristan da geçtiğimiz 2 yıl içinde 5. Seçim oldu. Belçika 2 yıl hükümetsiz kaldı. Sonuçta battılar mı? Hayır. Çünkü oralarda siyaset bir yönetim aracı. Sistem var ve sistem işliyor. Bulgaristan da son seçimde katılım oranı % 40. Medeni ülkelerde siyaset bizdeki gibi bir meslek değil. Bizde siyasetten nemalanan milyonlar var.

En son örneğimiz İran. Bakın İran’ı araştırın. Geçmişte ne idi bugün ne durumda. İslami yönetim nedeniyle Ambargo uygulanıyor. Geçmişte medeni ve doğal kaynakları çok iyi olan bu ülkeyi sömürmek için ne hale getirdiler.

Türkiye Cumhuriyeti 1923 te kurulmuş. Almanya ve Japonya Dünya savaşlarından en çok etkilenen iki ülke. Ve 1945 yılında Hiroşima ya atom Bombası atıldı. Bugün bu ülkeler Dünyanın en büyük ekonomileri.  Biz bu seviyelere gelebilirmiyiz? Asla. Çünkü biz İslam ülkesiyiz. Cumhuriyetin ilk yıllarında hızla medeni ülkeler düzeyine gelmek için inanılmaz işler yapılmış aslında. Sonuçta geldiğimiz noktada yine bize göre islam anlayışı cemaatler ve tarikatlar aracılığı ile tekrar devreye sokulmuş.

Cemaat yurtlarında küçük çocuklara tecavüz edilmiş ve devletin bakanları bu tecavüzü rıza ile yapılmıştır suç değildir diye savunmuştur.

Sonuçta bu ülkede yaşamak zordur. Muhalefet buna göre siyaset geliştirmelidir. Biz 13 milyon civarı mülteciye kucak açmamıza rağmen böyle bir bela bizim başımıza gelse bizi alacak ülke çıkar mı? Hiç sanmam.